Bu yazıyı yazarken bazı yerlerinde beni bir gülme tuttu. Buraya gelmeden önce İran hakkında düşündüklerim, bana yöneltilen sorular ve uyarıları düşününce insan şaşırıyor.
İran halkı su anki yönetim şeklinden çok rahatsız değil. Mutlaka rahatsız olan bir kesim olsa dahi gördüğümüz çoğunluk halinden memnun. Sanki gördükleri baskıyı kabullenmiş, çıtını çıkaramayan, korkak, hak ettikleri gibi yönetilen halkmış gibi söylemlerle ahkam kesmek anlamsız.
Bir İranlı'ya, Türkiye'de ülkeniz hakkında şöyle böyle diyorlar deseniz kesinlikle güler. Türkiye'de yaşadığımız, yaşadığınız her şey ama her şey bu ülkede de yaşanmaktadır.
Bu baskı ülkenin neresinde var? Biz hiç denk gelmedik. İki defa çok kolay bir şekilde Couchsurfing’den kadın couch bulup, 3 erkek 1 kadının evinde kaldık. Hatta bir tanesi gece gelip arabasıyla bizi aldı ve evine götürdü. Sabah tüm aile kahvaltı yaptık. Gittiğimiz kafelerde kadınlar bilardo oynamaktan, nargile içmeye kadar hepsini yapıyorlar. Insanlar parklarda sevgilisiyle elele tutusup gezebiliyor. Paten kayıp spor yapabiliyorlar. Türkiye'den tek farkı Gülhane parkları yok, sevişemiyorlar işte.
Hem de tebrik edilesi şekilde kullanıyorlar. Bu ülkede trafikte taksi şoförü, otobüs şoförü olan kadınlar görebilirsiniz. Hatta seyahat acentalarından tutun, kaliteli bütün iş yerlerinde kadınlar işçi olarak çalışıyor.
Evlerde uydu yasak. Tabii ki herkes kullanıyor! Recep İvedikler, Aşkı Memnular havada uçuyor.
Bu konuda tek sorunları pahalı olması. Bulmak isteyin yeter ki, herkes içebiliyor.
Kesinlikle İranlılar'dan çok, Türk var gibi görünüyor. Özellikle kuzey kısmı komple Azeri Türk'ü. Zaten İran nüfusu 70 milyonsa rahat %90'ı Türk aşığı. Böyle bir sevgi ne duydum ne de gördüm. Bütün kapılar açılıyor. Arap dediğiniz zaman ağızlarına geleni saydırıyorlar.
Entellektüel düzeyleri konusunu tartışmam bile. Ömer Hayyam’ın hakkını vermişler. Kesinlikle kişisel gelişmişlik düzeyleri bizi katlar.
Türkiye’de nasılsa öyle. Şiraz’da alışveriş merkezlerini, Tahran’da gökdelenleri görebilirsiniz. Yazd’te kapalıçarşıda gezebilirsiniz. Otelde veya hostelde kalabilirsiniz.
İran'ın Dubai sınırına yakın kesimi denize kıyısı olan bir yer. Bandar Abbas şehrine gittiğinizde oraya 40 dakika uzaklıkta Qesm Adası'na gittiğinizde şortunuzla sıkıntı çekmeden denize girebilirsiniz.Ya da ünlü Kish Adası'na gittiğinizde problem yaşamadan yüzebilirsiniz.
Kadın veya erkek farketmez istediğiniz parka, istediğiniz alana çadır kurabilirsiniz. Hatta isterseniz mescidlerin, camiilerin bahcesinde yer varsa oraya bile kurabilirsiniz. Kız arkadasinizla bile çadırın içinde birlikte kalabilirsiniz.
Özellikle İran'ın güneyine gittikçe halkın sosyal hayatının çadır kurmaktan ibaret olduğunu düşünüyorsunuz. İnsanlar eşini dostunu alıp yol kenarına ya da camilerin, mescitlerin bahçesine kamp kuruyorlar.
Bizim tipler bir acayip olunca sürekli Müslüman mısınız sorusuna maruz kaldık. Öyle rahatsız edici bir şekilde değildi ancak kibarca sürekli bunu sordular. Müslümanız dedikten sonra ikinci soru kaçınılmaz oluyor. Sunni mi Şii mi ? Şafii, ya da Sunni dediğimizde bizden önce hemen "ne önemi var hepimiz Allah’a inaniyoruz” u bizden önce ağzımıza tıkadılar. Hepsi zamanında Irak- İran savaşına lanet okur durumdalar.
Rahatça gezebilirsiniz. Bazı amcalar yanımızda Oktay ağabeyin küpesine takılsa da genel olarak sıfır sorun.
Bu konuda ahkam kesmeyeceğim, net bilgim olmamasına rağmen özellikle Tahran sokaklarında birçok eşcinseli sokakta gördüğümüzü söyleyebilirim.
Tiryak denen bir şey içiyorlar. Özellikle Tahran'da partiler meşhur ve hepsine ulaşmanın çok kolay olduğu biliniyor. Hasan Sabbah’ın torunları olduğunu unutmamak lazım.
Amerika’nın İran’a yıllardır uyguladığı bir ambargo var. Sanırım 3-5 an önce göstermelik şekilde bu ambargo kaldırıldı. İran’da benzin 60-70 kuruşa denk geliyor. Yollarda genelde İran üretimi hepsi birbirine benzeyen farklı marka otomobiller olsa da ( Saipa, Pars… ) BMW, Porsche, Audi gibi lüks arabalar da çokça bulunmakta.
Bu konuda yetkilileri tebrik etmek lazım. İnternet 4G olarak satılıyor ama hız 1G. VPN'lerin bile %90'ı yasaklı. İnternete girmek için çok zorluk çektik. Bütün halk Facebook, Twitter veya Instagram kullanıyor. Whatsapp yerine de adını ilk kez burada duyduğum Telegram'ı kullanıyorlar. Peki ya şimdi İran için kalbin ne diyor ? :)
Sanırım dünyada en kolay buradadır. Ciddi anlamda ülkede neredeyse herkes taksici, haliyle duruyor hepsi. Otostop kelimesiyle uzaktan yakından alakaları yok. Anlatıyoruz ama akılları almıyor. Birini bir yere ücretsiz götürmek fikrine çok uzaklar ama "salavati pul nederem” dediğinizde (sihirli kelime ), Allah rızası için sizi 200 km öteye götürüyorlar.
Kahvaltıları genelde iki çeşit oluyor. Yağ ve peynir, üç ve üzeriyse Iran’ın Hatay kahvaltısına hoş geldiniz. Çok çeşit yemekleri yok.
İran devleti kendisine şu ismi vermis: "The Islamic Republic of Iran". Düşünün artık ne kadar var. Ahmedinejad’ı seven tek İranlı görmedim. Ekonomiyi batırıp gitmiş öyle diyorlar. Şimdiki hükümet biraz nefes aldırmış.
Kadınlar çarşaf giymeyi tercih ediyorlarsa giyiyorlar. Aksi halde dar kot pantolonlar, ağır makyajlar havada uçuşuyor. Göstermelik bir baş örtüsü var. Altı İran, üstü Paris.
Plansız Gezgin'e ait daha fazla içerik için sizi şöyle alalım.