Salgın nedeniyle işleri iptal olan İrem Derici, kendisini evinde karantinaya aldı. Bu süreçte Instagram'dan yapılan canlı yayınlara konuk olan şarkıcı, son olarak Oğuzhan Uğur'un YouTube kanalından yayınlanan programına konuk oldu. Yıllar önce verdiği kilolardan dolayı hastanelik olan Derici, o dönem yaşadığı zorlukları anlattı.
Bir buçuk sene önce çok zayıfladığı için uzun süre hastanede tedavi gören İrem Derici, yaşadığı zor günleri de şöyle anlattı: "Benim artık tek derdim 'işimi yapayım, günüme bakayım' o durumdayım. Artık heyecanlandıran bir şey yok beni. 1.5 sene önce gözümü bir açtım, beyaz önlüklü amcalar etrafımda kollarım bağlı… Halbuki ben Konya'ya gidiyordum. 'Ne oldu, niye buraya geldik' dedim.
Üzerinden bir buçuk sene geçti de böyle rahat rahat anlatıyorum. Ben sıkıntı yaşadığımda onu kendime itiraf edememiştim. Mesela anoreksiya yaşadığım dönemde çubuk kraker gibi geziyorum ama kendimi dünyanın en çekici insanı zannediyorum. Bir anda 40 kilolara düşünce göğüs de kalmadı. Gittim doktora 'bana estetik yapın' dedim. O da bana bir estetik yaptı, kafam kadar oldu. Onun üzerine bir de 20 kilo alınca süt anne gibi gezdim."
İşte İrem Derici’nin açıklamalarından satır başları…
"Bir gece Taksim’deyiz, bir arkadaşım ‘The Voice var ya Acun Ilıcalı, onun Türkiye versiyonunu yapıyor. Yarın yakınlarda bir otelde elemesi var gidelim’ dedi. Ben de kabul ettim. Sabahın 7’sinde ordaydık. 4-5 kişi vardı, hepsi türkü okuyordu. Kayıt yaptırdık, kısa bir şey okudum ‘tamam’ dediler. Ama ben çok iyi söylemişim sonradan izledim o görüntüleri. Kahvaltı ederken aradılar ‘Acun Medya’dan bekliyoruz’ diye üç gün sonra elemeye çıktım. Sadece Hülya Avşar döndü. O olaydan sonra babam benimle iki ay konuşmadı. Çünkü babamın her türlü imkanı vardı, ‘kızın yarışmaya ihtiyacı mı vardı’ diye söylenmişler babama o da ona kızmış.
Sonra babam olaya el attı. ‘Madem bu kadar ısrarcısın, benim yönetimimde ilerleyeceksin’ dedi. Bütün şarkılarımı babam seçti ve hepsi de çok başarılı oldu. İlk şarkım sadece istediğim gibi olmadı orada da torpil, para bir işe yaramıyor onu anladım. Nerelere reklam verdik ama olmamıştı…
Şunu anladım; linçle kimse yok olmuyor artık umursamıyorum. İnsan kendi fişini kendisi çekiyor. Mesela benim kariyerime baktığım zaman iki yıl önce duraksama dönemine girdi.
Eski eşimle boşanmak için mahkemeye gittik. Hakime Hanım geldi, herkes ayağa kalktı. Taraflar dinlendi, anlaşmalı boşanıldı. Hakime Hanım ayağa kalktı tam çıkacağız, o dev, herkesi ayağa kaldıran kadın, bana bir anda ‘İrem Hanım ya kızım sizi çok seviyor, hadi bir selfie çekilelim çıkmadan’ dedi. ‘Ben boşandım, demin’ dedim. Bana ‘Ben boşadım, biliyorum ama ne olur bir selfie çekilelim’ dedi tekrardan. Beni kolunun altına aldı, zorla gülümsetti fotoğrafımızı çekti. (gülüyor) O fotoğraf duruyorsa lütfen bana göndersin, çok merak ediyorum.
Benim artık tek derdim ‘işimi yapayım, günüme bakayım’ o durumdayım. Artık heyecanlandıran bir şey yok beni. 1.5 sene önce gözümü bir açtım, beyaz önlüklü amcalar etrafımda kollarım bağlı… Halbuki ben Konya’ya gidiyordum. ‘Ne oldu, niye buraya geldik’ dedim.
Gittiğim bir hastane biz sizin sorununuzu çözemedik, başka hastaneye gidin diye yönlendirdi. O zamanlar da kariyerimin en iyi dönemi program yapıyorum, konserlerim var, sevgilim var… Yoğunluk zor geldi.
Hastaneye yatma sürecim söyle gelişti. Dalaman’dan Konya’ya gideceğiz, havaalanında oturuyoruz bütün ekip, çöp tenekeleri olur ya onlara kilitlenmişim. Sonra telefonum çalmış, bakıp gülümseyip sakince yere koymuşum telefonu. Kulağımdan küpemi çıkarıp, iğnesiyle telefonun sim kartını çıkarmışım.
Arkadaşımın elindeki sandviçe kilitlenmişim, ‘Neli?’ diye sormuşum. ‘Yer misin?’ diye sorunca sandviçi alıp içine sim kartını koyup, herkesin gözünün içine baka baka yiyip yutmuşum. Sonra da ‘Arayın da göreyim’ diye bağırmışım. Ama ben hiçbirini hatırlamıyorum bu olanların. Uçağa nasıl bindim, nasıl indim hiçbir şey hatırlamıyorum. Gözümü açma sahnem de çok acayip. Ellerim kollarım bağlı, karşımda filmlerdeki psikiyatrilerden duruyor. Ama hiçbir şey hatırlamıyorum en son Dalaman’daydım gayet güzeldi her şey… Böyle bir süreç geçirdim."