İş Bankası, holding olma hazırlığında

**İş Bankası Genel Müdürü Ersin Özince, banka yöneticisi olarak bir "holding" yapılanmasının yararlı olabileceği düşüncesinde olduğunu belirterek, bu konuda banka icra organının her türlü hazırlığını yaptığını, hissedarların böyle bir karar alması durumunda bankanın hiçbir şekilde olumsuz etkilenmeyeceğini kaydetti.

**

Reklam
Reklam

Özince, İş Bankası'nın 85. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, 2010 ve sonrasında Türkiye'nin tekrar pozitif gelişmeye, ekonominin büyüme hızının yükselmeye başlayacağını ümit ettiğini dile getirerek, 2010-2011 yıllarında İş Bankası'nın Türkiye'nin en büyük altyapısına sahip bankası olabileceğini söyledi.

Ersin Özince, önümüzdeki dönemlerde banka ve iştiraklerinin bir holding çatısı altında toplanıp toplanmayacağına ilişkin de bunu çok yakın bir gelecekte bu yıl veya önümüzdeki yıl olası görmediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Böyle bir olasılığı, buna benzer yeniden yapılanmalar yapmış birçok örneği inceleyerek biz de değerlendirdik. Geçmiş yıllarda bu konuda danışman şirketlerle de çalıştık. Benim bir İş Bankası yöneticisi olarak böyle bir yapılanmanın yararlı olabileceği düşüncem var. Ama tabii bu konunun takdiri, kararı bankanın hissedarlarına ait. Bu, banka genel kurulunda alınacak bir karar. Bunun ortak değerini gözeterek yapmak lazım. Bunda piyasa koşulları, ortaya çıkarılacak yapı çok önemlidir.

Reklam
Reklam

Bu konuda biz banka icra organı olarak her türlü hazırlığı yaptık. Hissedarlarımız böyle bir karar almaya kalkıştığında banka hiçbir şekilde olumsuz etkilenmez. Bunda da en önemli unsur etkilenmeme... İştirakler holding çatısı altında toplansa veya banka holdingin bir parçası olsa, her nasıl formüle ederseniz edin önemli olan sermayenin yetip yetmemesidir. Banka bunu ödenmiş sermayesi, serbest sermayesiyle yaptığında mevcut bilançosunu gayet rahatlıkla sürdürebilir, büyütmeye devam edebilir. Ben şahsen, Ersin Özince olarak bunu yapan kuruluşların yurt dışında hemen tamamının başarılı olduğunu söyleyebilirim. İş Bankası Grubu'nun da böyle bir amaçlamasının yararlı olacağı kanaatindeyim. Ama tabii ki bu, bankanın ilgili organlarının takdiridir."

DEMOKRATİK AÇILIM
Ersin Özince, "demokratik açılım"a ilişkin de banka olarak karlılık veya ortamın farklılığı, bankacılık imkanları veya sosyal ve siyasi ortamın olumsuzlukları nedeniyle piyasalardan hiç çekilmediklerini, politikalarının tam tersine olduğunu vurguladı.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin her yerinde olduğu gibi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yaşayan vatandaşların büyük ilgisiyle karşılaştıklarını vurgulayan Özince, şöyle konuştu:

"Bizim teröre maruz kalan bölgede kılımıza halel gelmemiştir. İster Kürt, ister Arap, ister diğerleri olsun bütün vatandaşlarımız İş Bankası'na karşı bir Cumhuriyet müessesi olarak her zaman inancını korumuştur. Bizim Doğu, Güneydoğu'daki pazar payımız İstanbul, Ankara gibi şehirlerimizden oransal olarak iki katıdır.

Doğu ve Güneydoğu'da ağırlıklı olarak yapılması gereken işler ve yatırımlar olduğunu kabul ediyorum. Fakat bunları yalnız o yöreyle sınırlı görmemek lazım. Batı bölgelerinde, Karadeniz sahilinde, Trakya'da dahi maalesef imkanların, altyapının zayıf olduğu, eğitim, öğretim, sağlık hizmetlerinin çok zayıf olduğu yerler var. Türkiye'nin, geçmişte yaşadığı demokratik kesintileri, sağ-sol kavgalarını, komşularıyla yaşadığı olumsuzlukları nasıl aştıysa, şu anda milliyetler arasındaki farklılıklar nedeniyle konu edilen sorunları da fazlasıyla aşacağı kanaatindeyim."

Reklam
Reklam

"KRİZİN YORGUNLUĞU DAHA SÜRECEK"
İş Bankası Genel Müdürü Özince, küresel krizin tepe noktalarının aşıldığını ve yavaşlamakta olduğunu, bu tepeyi aşacak yeni sıkıntıların ortaya çıkmayacağını düşündüğünü dile getirerek, şöyle devam etti:

"Dünya ekonomisi hızlanmayacak. Dolayısıyla kriz derken, krizin en ateşli safhası geçti, ama krizin yorgunluğu daha sürecek. Türkiye'nin ve Türk bankacılığının bunun içinden az etkilenerek çıkabilmesi için Türkiye Cumhuriyeti'nin farklı şeyler yapması lazım. Ve ne yazık ki, Türkiye Cumhuriyeti'nde de ekonomik gündem bir türlü siyasi gündemin önüne geçemiyor."