İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen proje kapsamında kadına yönelik şiddetle mücadelede şirketlerin rolü konulu panel düzenlendi - TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl: - "Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans anlayışının yerleşmesi için toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerekiyor. Bu amaçla kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri olarak ortak bir duruş sergilememiz gerektiğine inanıyorum"

İSTANBUL (AA) -
Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından yürütülen İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi çerçevesinde "kadına yönelik şiddetle mücadelede şirketlerin rolü" konulu panel gerçekleştirildi.

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneğinin (TÜSİAD) açıklamasına göre, Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu tarafından, TÜSİAD iş birliğinde, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Sabancı Vakfının desteğiyle şirketlerin, çalışanlarının yakın ilişkide maruz kaldıkları şiddete karşı harekete geçmelerini sağlamaya yönelik başlatılan "İş Dünyası Aile İçi Şiddete Karşı Projesi" kapsamında faaliyetler sürdürülüyor.

Reklam
Reklam

Proje kapsamında, Sabancı Center'de "kadına yönelik şiddetle mücadelede şirketlerin rolü" konulu panel düzenlendi.

Panelde konuşan TÜSİAD Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Oya Ünlü Kızıl, projenin beşinci yılını tamamladığını belirterek, böylesine önemli bir sorunun çözümü için sorumluluk alan ve önemli adımlar atan 51 şirketi kutladı.

Projeye dahil olan her şirketin önemli deneyimler edindiğini ve bu deneyimlerin paylaşılmasının çok değerli olduğunu aktaran Kızıl, "Kadına yönelik şiddete sıfır tolerans anlayışının yerleşmesi için toplumun tüm kesimlerinin harekete geçmesi gerekiyor. Bu amaçla kamu, özel sektör ve sivil toplum örgütleri olarak ortak bir duruş sergilememiz gerektiğine inanıyorum. Bu karmaşık ve çok boyutlu soruna ancak bütünsel bir yaklaşımla ve iş birlikleriyle çözüm geliştirebiliriz." ifadelerini kullandı.

- "Şiddeti ortadan kaldırmadan adaletten söz edemeyiz"

Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü ve Baş Araştırmacısı Melsa Ararat, kadına yönelik şiddeti ortadan kaldırmadan cinsler arası eşitlikten veya adaletten söz edilemeyeceğini belirterek, kadına yönelik şiddetle mücadelenin kolay olmadığını aktardı.

Reklam
Reklam

"Kadına yönelik şiddetle mücadele, yerleşik sosyal normlarla ve toplumun tüm dokularına ve kurumlarına işlemiş olan erkek egemen güç ilişkileriyle mücadele etmek demek." ifadesini kullanan Ararat, konuya iş yeri güvenliği, iş performansı açısından olduğu kadar tarihsel, sosyal ve politik bir mercekten de bakılması gerektiğini vurguladı.

Ararat, "Şirketlere bu eşitsizlikten hem kendilerinin hem de ekonominin olumsuz etkilendiğini anlatmaya çalışarak, araştırmalarımıza şirketleri de katarak ve onlarla birlikte yorumlayarak iş dünyasının bu mücadelede aktif oyuncular olmasını kolaylaştırmaya çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

- "Sorunları çözmede bütüncül yaklaşım çok önemli"

Konuşmalarından ardından, moderatörlüğünü UNFPA Toplumsal Cinsiyet Programı Koordinatörü Meltem Ağduk'un yaptığı "Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye Çoklu Bakış" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Panelde konuşan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa öğretim üyesi Özge İzdeş Terkoğlu, kadınların, AB, OECD ve Türkiye'deki ekonomiye katılım ortalamalarından bahsederek, kadınlara sunulan işlerin kalitesinin başka bir zorlu sorun olduğunu bildirdi.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin, dünya genelinde istihdamda en büyük cinsiyet farkına sahip ülkelerden biri olduğuna dikkati çeken Terkoğlu, "Türkiye'de istihdamdaki çarpıcı cinsiyet farkının, kültürel ve ekonomik darboğazlarla birleşmesinin yapısal nedenleri var." ifadesini kullandı.

İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi'nden Prof. Dr. Fatmagül Berktay ise toplumsal cinsiyet eşitliği talebinin, farklılığı inkar eden bir "aynılık" talebi olmadığını kaydetti.

Berktay, "Tersine farklılıklara saygı gösterilmesi ama temel insan hakları açısından eşitliğin hem yasada, hem de pratikte gerçekleştirilmesi anlamına gelir. Kadınların insan hakları evrenseldir ve yasalarla teminat altına alınmıştır. Dolayısıyla her daim kamusal alanda ve yasa önünde eşitliği ve onun yerine geçirilmek istenen 'adalet' ve benzeri kavramların yanıltıcı olduğunu savunmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.

İstanbul Üniversitesi Kadın Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinden Doç. Dr. Sevgi Uçan Çubukçu da, "Türkiye'de feminist hareket, içerdiği sorunlara rağmen, ortaya koyduğu çoğulcu potansiyeli, farklılık ve eşitlik meselesini bir arada ele alan politikaları, yöntem, yaklaşım ve arayışları ile Türkiye'nin siyasi ve toplumsal kültürüne önemli katkılar yaptı ve yapmaya devam ediyor." ifadelerini kullandı.

Reklam
Reklam

Toplantının kapanışında konuşan Sabancı Vakfı Genel Müdürü Nevgül Birsel Safkan, kadınların yaşadığı sorunlara çözüm üretmek için bütüncül yaklaşımın öneminden bahsederek, bu anlamda projenin örnek temsil ettiğini aktardı.

Safkan, "Proje, hem farklı aktörlerin iş birliğini sağlıyor, hem de iş dünyasının aile içi şiddetle mücadelede aktif rol alan ve somut çözüm önerileri sunan bir paydaş haline gelmesine öncülük ediyor." değerlendirmesinde bulundu.