İşçilerin hikayeleri yürekleri burktu

İstanbul Mecidiyeköy'deki Rezidans inşaatında hayatını kaybeden 10 işçi arkalarında yürek yakan hikayeler bıraktı.

İstanbul Mecidiyeköy'deki Rezidans inşaatında hayatını kaybeden 10 işçi arkalarında yürek yakan hikayeler bıraktı.


Adli Tıp Kurumu'da yapılan otopsinin ardından işçilerin cenazelerini teslim almak için Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'nun çevresini dolduran yakınlarından bazıları sinir krizi geçirdi.


Üç buçuk ay önce Gümüşhane'nin Şiran ilçesinin Konaklı köyünden babası ve ağabeylerinin yanına çalışmaya gelen ve kazada hayatını kaybeden Tahir Kara (25) ve Ferdi Kara'nın (19) Gümüşhane'den gelen anneleri Arzu Kara ise acı haberi Adli Tıp Kurumu önünde öğrendi.

Reklam
Reklam

Oğullarının öldüğünü öğrenen ve sinir krizi geçiren anne Kara'yı yakınları sakinleştirmeye çalıştı. Baba Mithat Kara da "Benim çocuklarımı Allah verdi, Allah aldı, çocuklarımın ölümü için nur yağdı İstanbul'a. Dağlar, taşlar feryat etti, benim çocuklarım şehit oldu" diye konuştu.


Aynı şantiyede çalışan ağabey Tamer Kara ise bir kardeşinin askerden geldiğini diğerinin de gideceğini belirerek "Aynı yerde çalışıyorduk, onlar mesaiye kalmışlardı, bir buçuk saat sonra kaza oldu, biz deprem zannettik. Sonra asansörün düştüğünü anladık, hemen kardeşlerimi aradım, açan olmadı, o an onlarında orada olduğunu anladım" dedi.


Hayatını kaybeden işçilerden Bilal Bal'ın da ailesinin geçimine katkı yapmak ve düğün parasını biriktirmek için inşatta çalışmaya başladığı öğrenildi. Baba Hüsnü Bal, yaptığı açıklamada, oğlunun düğün parası biriktirmek için iki yıl önce İstanbul'a giderek çalışmaya başladığını söyledi.


Yetkililerden olayı araştırmalarını ve kendilerine sahip çıkmalarını isteyen baba Bal, "Acımız büyük ama yapacak bir şey yok. Başta Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere herkesin bize sahip çıkmasını istiyoruz. Oğlum orada kazandığı parayla geçimimizi sağlıyordu. Kendisini evlenmek istediği için aynı zamanda para biriktiriyordu. Ne yapalım devletimiz, milletimiz sağ olsun" dedi.

Reklam
Reklam

Anne Gülsen Bal da yaşanan olay sonrasında büyük acı duyduklarını belirterek, "Ben oğlumun sonuna kadar arkasındayım. Devletimiz bize sahip çıksın. Oğlum oraya düğün parası için gitti, geri cenazesi geldi." dedi.


İşçilerden üniversite öğrencisi Hıdır Ali Genç'in de okul harçlığı biriktirmek için 5 gün önce inşaatta çalışmaya başladığı öğrenildi.


Tunceli'de yaşayan Veli Genç, yaptığı açıklamada, 21 yaşındaki kuzeni Hıdır Ali Genç'in Tunceli Üniversitesi Maliye Bölümü 2. sınıf öğrencisi olduğunu söyledi.


Ovacık'ta eğitim gören kuzeninin staj yapmak üzere bir süre önce İstanbul'a gittiğini anlatan Genç, kuzeninin stajını tamamladıktan sonra okul harçlığı biriktirmek için 5 gün önce babası Mustafa Genç'in çalıştığı inşaatta işe başladığını belirterek, "Hıdır, diğer işçilerle inşaatın üst katına çıkmak için asansöre binmiş. Asansör kalabalık olduğu için amcam binmemiş" dedi.


Olayın üzüntüsünü yaşadıklarını dile getiren Veli Genç, kuzeninin cenazesinin yarın, Tunceli'nin Pertek ilçesine bağlı Söğütlütepe köyünde toprağa verileceğini belirtti.

Reklam
Reklam

İşçilerden Murat Usta ise 1 ay sonra baba olmaya hazırlanıyordu.


Baba Usta, gazetecilere yaptığı açıklamada, oğlunun beş yıl önce İstanbul'a giderek çalışmaya başladığını ve üç yıl önce evlendiğini söyledi.


Olayın neden kaynaklandığını tam olarak bilmediğini anlatan baba Usta, "Gece bir telefon geldi, orada hastane doktoruymuş. Bize oğlumuzun vefat ettiğini söyledi. Açıkçası biz de olayın tam olarak nasıl geliştiğini bilmiyoruz. Sonuçta Allah'tan gelen bir şey. Ne şirket yetkililerini tanıyoruz ne de başka birini. Her halde varsa bazı hakları eşine verilir."


Baba Usta, gelininin hamile olduğunu ve bir ay sonra çocuğunun dünyaya geleceğini belirterek, "Üzgünüz ne diyelim. Oğlum kendi çocuğunu göremedi" dedi.


Göz yaşlarına hakim olamayan anne Usta, "Oğlumu, yavrumu kaybettim. Benim yavrum kendi kuzusunu göremeden gitti" diye ağıt yaktı. Ölen Murat Usta'nın eşi Ayşe Usta'nın ise İstanbul'da olduğu öğrenildi.


Kazada hayatını kaybeden bir diğer işçi Menderes Meşe'nin, çiftçilik yapan babası Hatem Meşe (66), yaptığı açıklamada, oğlunun 2 yıl önce çalışmak için İstanbul'a gittiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Oğlunu iki hafta önceki düğününde gördüğünü belirten Hatem Meşe, "Oğlumun ölüm haberini muhtardan öğrendim. Sızır'a tıraş olmaya gitmiştim, karşılaştığım muhtar arabayla köye getirdi ve evin kapısına geldiğimizde oğlumun öldüğünü söyledi" diye konuştu.


Ağabey Rasim Meşe (25) ise ölüm haberini köylülerden aldığını anlatarak, "9 ay önce annemi kaybettim, şimdi de kardeşimi, tek dayanağım oydu. 2 hafta önce düğünümüzü yaptık, güldük oynadık eğlendik. Gülerek de gitti" dedi.


Köy muhtarı Seyfi Ünlü ise Menderes Meşe'nin ölüm haberini, aynı yerde çalışan arkadaşlarının gece 24'te kendisine telefonla bildirdiğini aktardı. Meşe ailesinin geçim sıkıntısı çektiklerini dile getiren Ünlü, bu nedenle Menderes Meşe'nin İstanbul'a çalışmaya gittiğini ve son olarak Eşikli köyüne ağabeyi Rasim'in düğünü için geldiğini söyledi.