İshak Paşa Sarayı’na turist akını

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan ve Türkiye’de, Topkapı Sarayı’ndan sonra ikinci büyük saray olan kartal yuvası görünümlü İshak Paşa Sarayı, bölgede huzur ortamı sağlanmasıyla adeta turist akınına uğruyor.Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dikkati çeken ve ’’medeniyetler geçidi’’ olarak nitelendirilen Ağrı’da, terörle mücadele sayesinde huzurun hakim olmasıyla kışın son aylarında ve içerisinde bulunduğumuz bahar aylarında turizm sezonu yoğun geçiyor.Özellikle İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılan Doğubayazıt Belediyesince çevre düzenlemeleri yapılan ilçedeki tarihi İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt Kalesi ve Ahmed-i Hani Türbesi, yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra fotoğraf sanatçılarının da uğrak yeri oluyor.İlçeye gelen ziyaretçiler, tarihi dokusu ve manzarası ile adeta bir kartal yuvasını andıran, Osmanlı İmparatorluğunun Lale Devri’nde inşa edilen en etkileyici mimari örneklerden ve Topkapı Sarayı’dan sonra Türkiye’deki ikinci büyük saray olan İshak Paşa Sarayı’nın yanı sıra Doğubayazıt Kalesi ve Ahmed-i Hani Türbesi’ni de aynı anda gezme fırsatı buluyor.Devletin terörle mücadeledeki başarısı, turizmi canlandırdıYöre halkı, İshak Paşa Sarayı’nın önemine işaret ederek şu bilgileri verdi:"Saray, doğa, tarih ve kültür takipçilerinin çok değer ve kıymet verdiği mekan.

Ağrı’nın Doğubayazıt ilçesinde bulunan ve Türkiye’de, Topkapı Sarayı’ndan sonra ikinci büyük saray olan kartal yuvası görünümlü İshak Paşa Sarayı, bölgede huzur ortamı sağlanmasıyla adeta turist akınına uğruyor.
Tarihi yapıları ve doğal güzellikleriyle dikkati çeken ve ’’medeniyetler geçidi’’ olarak nitelendirilen Ağrı’da, terörle mücadele sayesinde huzurun hakim olmasıyla kışın son aylarında ve içerisinde bulunduğumuz bahar aylarında turizm sezonu yoğun geçiyor.
Özellikle İçişleri Bakanlığınca görevlendirme yapılan Doğubayazıt Belediyesince çevre düzenlemeleri yapılan ilçedeki tarihi İshak Paşa Sarayı, Doğubayazıt Kalesi ve Ahmed-i Hani Türbesi, yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra fotoğraf sanatçılarının da uğrak yeri oluyor.
İlçeye gelen ziyaretçiler, tarihi dokusu ve manzarası ile adeta bir kartal yuvasını andıran, Osmanlı İmparatorluğunun Lale Devri’nde inşa edilen en etkileyici mimari örneklerden ve Topkapı Sarayı’dan sonra Türkiye’deki ikinci büyük saray olan İshak Paşa Sarayı’nın yanı sıra Doğubayazıt Kalesi ve Ahmed-i Hani Türbesi’ni de aynı anda gezme fırsatı buluyor.

Reklam
Reklam

Devletin terörle mücadeledeki başarısı, turizmi canlandırdı
Yöre halkı, İshak Paşa Sarayı’nın önemine işaret ederek şu bilgileri verdi:
"Saray, doğa, tarih ve kültür takipçilerinin çok değer ve kıymet verdiği mekan. 2013 yılında İshak Paşa Sarayı’nı 250 bin kişi ziyaret etti. Daha sonra ortaya çıkan bölgedeki terör riski ve güvenlik olayları nedeniyle bu sayılarda ciddi bir azalma olmuştu ama 2015 yılında devletimizin tekrar sahaya çok ciddi şekilde hakim olması, terör örgütü ile yapılan çok ciddi ve güçlü mücadele sonucu bölgede ciddi güven ve huzur ortamı ortaya çıktı. Bunun en büyük belirtisini İshak Paşa Sarayı’na ziyarete gelen ziyaretçilerle ölçmek mümkün. Son üç hafta içerisinde saraya ziyarete gelenlerde çok yoğun artış oldu."

Sarayı günde bin turist gezdi
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri de İshak Paşa Sarayı’nın bölgenin en önemli turistik merkezlerinden olduğunu vurgulayarak havaların ısınmasıyla ve bölgede sağlanan huzur iklimi ile ciddi anlamda turizm yoğunluğu yaşandığını, sarayı bir günde binden fazla ziyaretçinin gezdiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Güneş ışığı kırılsın diye İshak Paşa Sarayı’nın tavanını camla kaplandı
Öte yandan yapımına 1685 yılında başlanıp 1784 yılında tamamlanan ve UNESCO’nun Dünya Miras Listesi’ne aday gösterilen İshak Paşa Sarayı, yıllar içinde yapılan yanlış restorasyon çalışmalarıyla kurtarılmaya çalıştıkça özgün görüntüsünden uzaklaştı. 2011’de dönemin Kültür ve Turizm bakanı Ertuğrul Günay, gelişigüzel yapılan restorasyon çalışmalarıyla İshak Paşa Sarayı’nın yapısının bozulduğunu ve bu yapıyı artık orijinal hale getirmenin mümkün olmadığını söylemişti.
İshak Paşa Sarayı’nın tavanının camla kaplanması gelen bazı ziyaretçilerin tepkisine neden olurken, “Yapılan tavan saray içindeki eserleri korumak için güneş ışığını kıracak bir yapı. Olumsuz hava koşullarının saray yapısını kötü engellemesinin önüne geçiyor” denildi.