IŞİD hakkında bilinmesi gerekenler

İnfaz ve özellikle kafa kesme videolarıyla ün salan IŞİD eli silahlı tesadüfen bir araya gelmiş bir topluluk mu yoksa organize bir terör örgütü mü?

IŞİD tesadüfen bir araya gelmiş bir topluluk mu yoksa organize bir örgüt mü?

İnfaz ve özellikle kafa kesme videolarıyla ün salan IŞİD eli silahlı tesadüfen bir araya gelmiş bir topluluk mu yoksa organize bir terör örgütü mü?


İstihbarat kaynaklarına göre örgütün çok iyi organize olmuş bir yönetim yapısı var.


Orta yaşlı ve çoğunlukla Iraklılardan oluşan bu yapı finans, yerel yönetimler, silahlı kuvvetler ve 'insan kaynakları' bölümlerinden oluşuyor.


Organizasyonun başında kendisini halife ilan eden Ebu Bekir Bağdadi bulunuyor.

Reklam
Reklam

Beyaz Saray'ın neden bırakıldığını açıklayamadığı Bağdadi 4 yıl kadar ABD'nin Irak'taki bir hapishanesinde tutukluydu. Bağdadi'nin bugün beraber mücadele ettiği silah arkadaşlarının çoğuyla burada tanıştığı tahmin ediliyor.


Bağdadi'nin kurmaylarının çoğu aslında Saddam'ın eski adamları. Saddam'ın ordusunda yarbay olan Fadıl el-Hayali şu an IŞİD'in Irak komutanı.


Yine Saddam'ın ordusunda yarbay olan Adnan el Sveydavi ise Bağdadi'nin askeri konseyinin başkanı.


IŞİD'in hem Suriye hem de Irak'taki askeri başarısının ardında bu eski askerlerin klasik ordu taktikleri ile gerilla savaşını birleştirerek yarattığı strateji yatıyor. Gerektiğinde düzenli bir ordu gerektiğinde gerilla taktikleriyle savaşıyor.


IŞİD'in eski örgütlerden ve özellikle ABD'nin Irak ve Afganistan'da El Kaide ile mücadelesinden birçok ders çıkardığı görülüyor. Örneğin merkezi yönetimi olabildiğince zayıflatan IŞİD, karar mekanizmasında lokal yönetim ve inisiyatifi öne çıkarıyor.


ABD'li istihbaratçılar IŞİD yönetimini şöyle tanımlıyor: "İşlerini çok iyi biliyorlar. En zor ve çetin terörle mücadele taktiklerinden kurtulmayı başarmış insanlar. Tesadüfen hayatta değiller."

Reklam
Reklam

En etkili ve vurucu güçlerini Saddam Hüseyin'in eski özel kuvvetler askerleri oluşturuyor. Birkaç ay önce Saddam'ın özel birliklerinde görev yapmış bir komutan, eskiden tandığı bir Irak ordu yetkilisi Bikhtiyar el-Kadi'yi arayıp iş istedi ve ret yanıtı aldı. Aynı kişi El-Kadi'yi birkaç gün önce tekrar arayarak artık IŞİD'le birlikte olduğunu ve kafasını kesmek için geldiğini söyledi.


Bağdadi'ye bağlı Irak'ta 12 tane yardımcı var. Bunların 3'ü askeri kurulu oluşturuyor geriye kalanlar ise finans, yerel yönetimler gibi konulardan sorumlu.


Bu yöneticilere bağlı alt yöneticiler büyük oranda özerkler. Ancak bazı kritik konularda Bağdadi ve kabinesine danışmak zorundalar. Örneğin geçen hafta ABD'li gazeteci James Foley'in idamı konusunda son kararı kabine verdi.


Tüm Irak-Suriye İslam Devleti'nde ise Bağdadi'ye bağlı 25 yardımcı var. Bunların üçte biri Saddam döneminde önemli mevkilerde bulunmuş eski askerler.


Bir diğer ortak noktaları ise ABD'nin Irak işgali sırasında hepsi hapishaneye atılmış ve daha sonra serbest kalmış ya da firar etmiş.

Reklam
Reklam

Bu askerlerden biri Adnan Nicim, 1993'te askeri akademiden mezun oldu. Sıradan bir ailenin çocuğu olan Nicim 2003'teki işgalin ardından mücahit oldu. 2005'te yakalandı ve hapse atıldı.


El Kaide'ye bağlı unsurlara katılanlar 2006'da Zerkavi'nin ölmesinin ardından bir süre boşluğa düştüler. Ama bu boşluğu kısa sürede IŞİD doldurdu.


Saddam'ın ordusunda albay olan Samir el Halife Bağdadi'nin Suriye'deki en üst rütbeli komutanıydı. Esad karşıtı başka direnişçiler tarafından öldürüldü.


Eski askerler hem çok tecrübeli hem de yerel düzeyde çok iyi ilişkilere sahip. Bu sayede IŞİD kolayca ilerleyebiliyor.


Bazı hapishanelere ise özellikle saldırıp oradaki istihbarat ve askeri yetkilileri serbest bıraktılar.


Dünyanın dört bir yanından 'cihada' katılmak için bölgeye gelenleri ise etkin bir şekilde kulanmaya çalışıyor. Örneğin dünya çapında ün kazanmasını sağlayan infaz görüntülerinin prodüksiyonunu Suudiler yapıyor.


Yabancı savaşçıların IŞİD'deki ağırlığı gün geçtikçe artıyor. Örneğin en etkili komutanlardan biri Çeçen Ömer el Sistani.

Reklam
Reklam

Saddam zamanındaki laik devlet Şiileri geri plana itmişti. ABD'nin işgali ile Sünniler boşluğa düştü ve radikalleştiler. Önce Zerkavi'nin yanında daha sonra da IŞİD'le birlikte savaşıyorlar.