Irak'ın ikinci büyük kenti Musul’u önceki gün ele geçiren radikal dinci Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) militanları, Türk şoförlerini kaçırmasının ardından dün de Türkiye’nin Musul Başkonsolosluğu’nu basarak Başkonsolos Öztürk Yılmaz ile başkonsolosluğun güvenliğinden sorumlu özel harekat timlerini rehin aldı. IŞİD karargâhına götürülen 49 rehine arasında iki de çocuk bulunuyor. Ankara dün sabah Türk şoförlerinin IŞİD elinden nasıl kurtarılacağını değerlendirirken Musul’dan gelen haber ile devlet birimleri teyakkuza geçti. Edinilen bilgiye göre, IŞİD militanları Musul Başkonsolosluğu önünde toplanmaya başlandı. Öğleden sonra militanların sayısı artarken konsolosluğa yönelik saldırı girişimi başladı.
Türkiye’nin Bağdat Büyükelçiliği ve Ankara arasında acil temas kuruldu. Ankara’dan, “Yumuşak ve sakinliği kaybetmeden sorunu çözmenin yollarını arayın. Aileleri ve çalışanları bir arada tutun, çatışmaya girmeyin” mesajı iletildi. Saldırganlara silahla karşılık verilmedi. Saldırı sırasında başkonsoloslukta 25 özel harekât elamanı, Başkonsolos Öztürk Yılmaz, çalışanlar ve ailelerinden oluşan 49 kişi bulunduğu bildirildi. Rehinelerin sağlık durumlarının iyi olduğu bilgisi de Ankara’ya iletildi.
REHİNELERİN DURUMU İYİ
Türkiye’nin Musul Konsolosluğu’nda çalışan ve dün işe gitmeyen Iraklı bir Türkmen ise sıcak saatleri şöyle anlattı: “IŞİD’in silahlı adamları dün (pazartesi günü) konsolosluğa gelip çalışanlara ‘Buradan çıkın’ dediler. Musul Valisi’nin evi konsolosluğun tam arkasında, 20 metre uzaklığındaydı. Bu sabah 08.30-09.00 gibi valinin evini patlattılar, yerle bir ettiler. Sonra tekrar konsolosluğa gidip ‘Kapıyı açın’ diyorlar. Güvenlikçiler ‘Bunların dediklerini anlamıyoruz’ diye beni aradılar. O sırada kapıyı kırıp içeri girmişler. Konsolosluğun kendi araçlarıyla götürmüşler. IŞİD militanlarıyla konuşabilenler onlara Türklerin burada yardım için bulunduğunu anlatmış. Rehineleri başkonsolosluğun araçlarıyla önce Al Danadan sonra başka bir mahalleye götürmüşler. Durumları iyi. Bir an önce serbest bırakılmayı bekliyorlar.”El Cezire Türkiye ise personelin kapıları açmaması üzerine IŞİD’in bombalı saldırı tehdidinde bulunduğunu ve görevlilerinin kapıyı açmak zorunda kaldığını öne sürdü.
'ÖNLEM ALINDI' DEMİŞTİ
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, şoförlerin rehin alınmasının sonrası, önceki akşam Twitter üzerinden, “Musul Başkonsolosluğumuzun güvenliği için gerekli önlemler alındı. 28 (31) vatandaşımızla ilgili olarak da birçok kanaldan durumu takip ediyoruz. Sağlıkları iyi” diye mesaj attı. Bu mesajdan 18 saat sonra baskın düzenlendi, başkonsolosluk yağmalandı.
5 milyon dolar mı istediler
31 Türk şoförü rehin alan IŞİD’in rehinelerin bırakılması karşılığı, çalıştıkları firmadan 5 milyon dolar fidye istediği ileri sürüldü. Merkezi Gaziantep’te bulunan petrol firması, durumu Dışişleri Bakanlığı’na bildirdiğini duyurdu. Yetkililer, diğer şoförlerin de Türkiye’ye dönmelerini istedi.
Başkonsolos Öztürk Yılmaz'ın 2013'te Konsolosluk bahçesinde çekilmiş bir fotoğrafı
Başkonsolos Öztürk Yılmaz, Musul’a atanmadan önce Erdoğan’ın da danışman kadrosunda yer alıyordu.
'Askeri müdahale masada değil'
Edinilen bilgilere göre, personel ve ailelerin salıverilmesi için aracılar vasıtasıyla örgütle temas kuruldu.
Rehineleri kurtarabilmek için yürütülen pazarlıklar sürüyor.
Ancak yetkililer bunun bir fidye pazarlığı olmadığını belirtiyor.
Yetkililerden alınan bilgilere göre, IŞİD Örgütü içerisinde görüş ayrılığı var.
Bir grup rehinelerin bırakılmasını isterken, diğer grup buna karşı çıkıyor.
Pazarlıklar da karşıt grubu ikna etmek üzerine yoğunlaşmış durumda.
Ankara'da yapılan kritik toplantıların ardından çıkan eğilim, askeri seçeneğin gündeme alınmaması yönünde.
Yani rehinelerin bırakılması için şu an herhangi bir askeri müdahele seçeneği masada yok.
Yetkililer, ikna çalışmaları ile kısa bir süre içerisinde rehinelerin serbest bırakılmasını hedefliyor.
Kerkük, Tıkrit ve hedef Bağdat
Irak’ın Musul kentini ele geçiren IŞİD, dün de devrik Irak lideri Saddam Hüseyin’in doğduğu Tıkrit kentini aldı. Selahaddin vilayetinin başkenti olan kent, Bağdat’a 140 km uzaklıkta. Kerkük vilayetinin bazı bölgelerini de ele geçiren örgütün Irak’ın başkentine taarruz düzenlemesinden endişe ediliyor. ABD, Irak’a desteğe hazır olduğunu duyururken, BM de kaygısını dile getirdi.
IŞİD, Twitter’dan yaptığı açıklamada Musul’un başkenti olduğu Ninova eyaletinin giriş ve çıkışlarında tam kontrolü sağladıklarını ve hücumlarını sonlandırmayacaklarını bildirdi. Görgü tanıkları IŞİD militanlarının, “Bağdat, geliyoruz” şeklinde sloganlar attığını kaydetti. Selahaddin vilayetinin başkenti ve devrik Irak lideri Saddam Hüseyin’in doğduğu Tıkrit kenti de IŞİD’in denetimine girdi. Iraklı üst düzey bir emniyet yetkilisi, Tıkrit’te bir cezaevinde bulunan üç yüz tutuklunun IŞİD militanlarınca serbest bırakıldığını duyurdu. Kerkük vilayetinin de bir bölümü IŞİD’in elinde.
429 MİLYON DOLARI ÇALDILAR
Musul’u ele geçiren IŞİD militanlarının kentteki merkez bankası kasalarında bulunan 500 milyar Irak dinarını (904 milyon TL) çaldığı iddia edildi. IŞİD örgütünün Musul’da ele geçirdiği silah ve cephanenin bir bölümünü de Suriye’de rejime karşı çarpışan birliklerine götürdüğü belirtiliyor. ABD, Irak’tan çekilmeden önce Bağdat’a 14 milyar dolarlık askeri imkan sağlamıştı.
Eski Savunma Bakanı’nın rezidansıydı
IŞİD’in işgal ettiği Musul’daki Türk Konsolosluğu’na 2010 yılında röportaj için giden Hürriyet muhabirleri Cansu Çamlıbel ve Sebati Karakurt güvenlik önlemleriyle ilgili izlenimlerini şöyle aktarmıştı: “Musul’a girişte yol arkadaşlarımız başkonsolosluğun güvenliğinden sorumlu Türk Özel Harekâtçılar. Arkamızda, içinde jammer cihazı olan bir panzer, önümüzde Arap polisini taşıyan bir pikapla yola düştüğümüzde şaşkınız. Kelek’ten Musul’a girişte en az beş kontrol noktası sayıyorum. Normalde her kontrol noktası pasaport kontrolü demek... Sebati Karakurt’un fotoğraf çekmek bir kenara, makinesini bacaklarının arasında kamufle etmesi demek. İçinde bulunduğumuz konvoyu ise kimse durdurmuyor. Musul’da ilk durağımız şehrin en güvenlikli alanı olarak bilinen ‘yeşil bölge’ içindeki Türk Başkonsolosluğu. Ana bina Saddam döneminde savunma bakanının çalışma ofisi ve rezidansı olarak kullanılıyormuş. 2007’de Türkiye, başkonsolosluğunu tekrar açmaya karar verince burayı devletten kiralamış. Yerleşke içinde konsolosluk faaliyetlerinin yürütüldüğü binanın yanı sıra toplam 60 kişilik personelin yaşadığı prefabrik konutlar da var. “