Suriye ve Irak’ta savaşan ve yaptığı katliamları internette yayınlayan Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) çocuk askerler kullandığı Ankaralı 14 yaşındaki Taylan Ö. Y.’nin, Suriye sınırına ağır yaralı olarak bırakılmasıyla bir kez daha ortaya çıktı. 45 gün önce evden kaçarak 5 arkadaşıyla birlikte uzun süredir iç savaşın sürdüğü Suriye’ye giderek savaşa katılan küçük Taylan, şans eseri hayatta kaldı; şimdi tek isteği evine dönmek.
“Cihat bölgesi” ilan edilen Suriye’de çeşitli grupların saflarında çok sayıda Türk de savaşıyor. IŞİD’e katılanlar arasında çocuklar da var. Bunlardan biri de Ankara Altındağ’da yaşayan 14 yaşındaki Taylan. Ankara’da 4 ağabeyi ve emekli babası Yaşar Y. ile yaşayan Taylan, 8. sınıftan sonra okulu bırakıp ailesindeki birçok kişi gibi sarımsak satarak çalışma hayatına adım attı.
Taylan, savaşın ilk döneminde Suriye’ye giderek IŞİD’e katılan ağabeyinden etkilenince tehlikeli bir yolculuğa adım attı. Taylan, Suriye’ye gitmek için 45 gün önce mahalleden 5 arkadaşıyla birlikte yola çıktı. Sabah evden çıkarken babasına işe gideceğini söyleyen küçük çocuk ve arkadaşları, karayoluyla sınırdaki Kilis’in Elbeyli ilçesinden kaçakçılara 20’şer lira vererek yasadışı yollarla Suriye’ye geçti. IŞİD’in kontrolündeki bölgede Rakka’ya kadar giden çocuklar, burada evlere yerleştirildi. Taylan’ın beş arkadaşı birkaç gün sonra Türkiye’ye döndü, Taylan ise IŞİD militanlarınca eğitime alındı; bir hafta sonra çocuğa silah da verildi. Askeri eğitimler dışında gündüz evde Kuran okuyan Taylan, akşamları voleybol oynuyordu.
Oğlunun kaybolması üzerine polise haber veren baba Yaşar Y., en küçük oğlunun Suriye’de olduğunu 3 gün sonra gelen telefonla öğrendi. “Suriye’deyim” diyen oğluna geri dönmesi için yalvaran baba, oğlunu ikna edemedi. Küçük Taylan, her telefon konuşmasında babasına “Dönmeyeceğim, beni merak etme” diyerek babasına karşı çıktı. Baba Yaşar Y., oğlundan son telefonu 22 Haziran akşamı aldı; oğlu Türkiye’de hastanede olduğunu söylüyordu.
Küçük çocuk çatışma bölgesine götürülmüş, burada burada kasıklarına isabet eden şarapnel parçasıyla ağır yaralanınca Şanlıurfa’nın Akçakale ilçesinde sınırda nöbet tutan Türk askerlerine bırakılmıştı. Çocuğu türk askerine teslim edenler, çocuğun 1998 Suriye doğumlu Mehmet el Ahmed olduğu söyleyip getmişti.
İlçe hastanesinde ilk müdahalesi yapılan çocuk, daha sonra Şanlıurfa’daki M. Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada 8 saat süren ameliyata alınan Taylan, kendine geldikten sonra hastanede tanımadığı birinin telefonu ile babasını aramış, hastanede yattığını söylemişti.
Ankara’dan yola çıkan baba, 23 Haziran’da ulaştığı hastanenin kayıtlarında oğlunun ismini bulamayınca bütün servislerini dolaşarak oğlunu aradı. Baba Yaşar Y., Taylan’ın Suriyeli olduğunu düşündükleri için ifade almak üzere yanlarında Arapça bilen bir tercüman getiren polislerle karşılaşınca durum ortaya çıktı. Polislerin “Siz niye geziyorsunuz burada?” sorusuna “Oğlumu arıyorum” yanıtı veren babaya polisler Taylan’ı gesterdi. Böylece baba ile oğul 45 günün ardından kavuştu. Korkudan o ana kadar konuşmayan Taylan, babasını görünce konuşmaya başladı.
14 yaşındaki Taylan Ö.’nün hastanede tedavisi sürüyor. Doktorları, durumunun iyiye gittiğini belirtirken, ailesi ise bir an önce çocuklarını Ankara’ya götürerek tedavisine orada devam edilmesini istiyor.
Baba Yaşar Y., Milliyet’e Çocuk Şube Müdürlüğü görevlileri tarafından daha sonra kendisine “Davacı olacağın kimse var mı?” diye sorulduğunu, kendisinin ise “Bildiğim yok ama bu çocukların geçişlerini engelleyin lütfen” yanıtı verdiğini anlattı. Yaşar Y. oğlunun yaralandığı olayı da “Bize karşı bir anda yaylım ateşi gibi bir şey oldu, sonrasını hatırlamıyorum” sözleriyle dile getirdiğini ifade etti. Yaşar Y., daha önce “beni merak etmeyin” diyen oğlunun şimdi eve gitmek istediğini söylediğini de sözlerine ekledi.
Taylan’ın hayat hikâyesi de onun arayışının ipuçlarını veriyor. Küçük çocuğun annesi Şehriban Y., 2006 yılında mahallelerinde iki grubun silahlı çatışmasının ortasında kalmış ve yaralanmıştı. Bir süre yatağa bağımlı kalan, ardından da hayatını kaybeden genç kadının baş ucunda, şimdi hastanede olan en küçük oğlu Taylan’ın okumayı öğrendiğinde yazdığı mektup duruyordu. Mektupta Taylan şunları yazmıştı:
“Anneciğim, babacığım; bu yıl 1. sınıfa başladım. Artık 7 yaşındayım. Yeni arkadaşlarım ve öğretmenim var. Okuma yazmayı, sayı saymayı öğreniyorum. Çok mutluyum. Beni dünyaya getirdiğiniz için size çok teşekkür ederim. Beni büyütmek için çok emek harcadığınızı biliyorum. Anneciğim babacığım sizi çok seviyorum. İyi ki benim annem ve babamsınız. Ben de size layık bir evlat olacağım. Söz veriyorum, ellerinizden öperim.”