İşin gerçekten zor Mancini!

Dün akşam 7'den 70'e herkesin gözü Fenerbahçe ve Galatasaray arasında oynanan derbideydi. 14 yıldır Kadıköy'de kazanamayan yaralı Aslan maç öncesi formda bir Fenerbahçe karşısında zorlanacağı daha maç başlamadan belliydi. Beklendiği gibi çoşkulu ve yine beklendiği gibi önceki derbilerde yaşanan olayların çıkmaması gördüğümüz klasik derbilerden biraz daha farklı oldu biz taraftarlar açısından.. Kadıköy'deki yenilgisine bir yenisini daha ekleyen Galatasaray, Roberto Mancini ile çıktığı ilk derbi maçını da kaybetmiş oldu. Zevksiz geçen bir derbi sonrası Galatasaray taraftarının Florya'ya giderek yönetimi, tekrardan istifaya çağırması da beklediğimiz gelişmelerden bir tanesi oldu. (Terim'in takımından gitmesi sonrasında olduğu gibi)

Biz gelelim Roberto Mancini açısından olaya bakmaya...

Galatasaray'ın başına geçtiğinden beri teknik direktör koltuğunda 3 Şampiyonlar Ligi (Juventus ile deplasmanda beraberlik, Kopenhag'ı evinde yendi ve Kopenhag'a deplasmanda kaybetti) ve 5 lig maçına(Akhisar Bld. deplasmanı yenilgisi, Karabükspor galibiyeti kendi sahasında, deplasmanda Kayserispor yenilgisi, kendi sahasında Konyaspor galibiyeti ve dün akşam Kadıköyde Fenerbahçe yenilgisi) çıktı.

İstatistikleri bir kenara bırakıp bir taraftar gözüyle Roberto Mancini'ye bakacak olursak işinin gerçekten zor olduğu aşikar.. Fatih Terim'in yokluğuna alış(a)mamış, geçen yılki futbolunu mumla aratan 11 tane Sarı-Kırmızılı forma altında futbolcu sahada oradan oraya gidiyor diyebiliriz kısaca. Ne yerli oyuncular, ne de yabancı futbolcuların o güzelim futbollarından bir eser yok bu sene.. Eksik olan ne, problem nereden kaynaklanıyor, sakat futbolcular takımı bu kadar mı fazla etkiliyor içerden birisi olmadığımız için pek bilemiyoruz ama bildiğimiz bir şey varsa o da Galatasaray'daki problemin ne kadar büyük olduğu..

Reklam
Reklam

Doğruyu söylemek gerekirse Galatasaray'ın ligin ilk yarısı bitmeden şampiyonluk ihtimalinin şimdiden kalmadığını düşünüyorum.. Dany'den sol bek yaratmaya çalışan Mancini'nin, kurtarıcı olarak kulübeden Ceyhun Gülselam ve Aydın Yılmaz tercihleriyle maçların skorunu ne kadar etkileyeceği ise fazlasıyla şüpheli. 35 yaşındaki Drogba'nın sırtına yaslandığı yaralı Aslan'ı, ofsayt krallığını bırakmayan Burak Yılmaz ve yedek kulübesinde unuttuğu Umut Bulut'la bu takımı nereye kadar götürür bu da herkes tarafından koca bir soru işareti.. 

90 dakika 11 futbolcunun karşılıklı oynadığı bir oyundan bahsetsek bile, futbol ruhunu kaybetmiş bir takımdan galibiyet beklemek Milli Piyango'dan büyük ikramiyenin bize çıkmasını beklemek kadar ümitsiz bir durum şu sıralar Galatasaray taraftarı için..

TERİM SONRASI MANCİNİ DOĞRU BİR İSİM Mİ?

Ünal Aysal'ın Fatih Terim ile yollarını tatsız bir şekilde ayırması sonrası, kendine kurtarıcı olarak Roberto Mancini ismini seçmesi şimdilik taraftarlar tarafından genel olarak eleştirilmiyor olsa bile, bunun çok uzak bir ihtimal olmadığı da acı bir gerçek.. Bir takım çevreler tarafından Mancini'nin para için Türkiye'ye geldiği söylense de, Manchester City'den kovulduktan sonra aldığı yüklü tazminatın kendisine ölene kadar yeteceğini düşünüyorum. Zaten geldikten sonra yaptığı ilk açıklamasında bu iddiaları reddererek başarı için geldiğini açıklamıştı. 

Reklam
Reklam

Devre arasında kadroya kimler katılır, hangi isimlerle yollar ayrılır bilemiyoruz ama Galatasaray bu futboluyla yenilmeye ve puanlar kaybetmeye malesef devam edecek.. Ünal Aysal yönetimininde eğer bir B planları yoksa yönetimlerinin süresinin pek uzun soluklu olmayacağı da apaçık ortada..

Fazlasıyla umutsuz başladığım yazımı güzel bir cümleyle bitirmek istiyorum.. Bundan 20 sene evvel rahmetli Jupp Derwall'in bulduğu daha sonra Hagi olmak üzere bir çok ismin tekrarladığı o cümle herhalde bu yazımı okuyan ve her şeyin bittiğini düşünenlere güzel bir cevap olacaktır..

"Galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır!"