İşitme kaybı sinsice ilerliyor

Günümüzde yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığı hızla yaygınlaşıyor!

Oysa gerek eğlence yerlerinde gerekse kulaklıkla müzik dinlerken aşırı yüksek sese maruz kalmak ciddi tehlikelere davetiye çıkarıyor. Uzun dönemde olabileceği gibi ani işitme kaybına da yol açabiliyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emrah Emre, yüksek sesle müzik dinlemekten orta kulak enfeksiyonlarına, annenin hamilelikte kullandığı ilaçlardan kulak çubuğunun yanlış kullanımına dek birçok faktörün işitme kaybına yol açabildiğini belirterek “Kulakta ani tıkanma, günlerce süren çınlama, baş dönmesi, işitme kaybı hissedildiği zaman kişinin zaman kaybetmeden Kulak Burun ve Boğaz hastalıkları uzmanına danışması büyük önem taşımaktadır” diyor. Dr. Emrah Emre, mynet.com okurları için 21-27 Eylül Uluslar arası İşitme Engelliler Haftası’nda işitme kaybı ve tedavisine yönelik önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.

Reklam
Reklam

Ülkemizde milyonlarca işitme engelli ya doğuştan gelen ya sonradan gelişen nedenlerle duyma yetisinden mahrum. Günümüzde giderek yaygınlaşan yüksek sesle müzik dinleme alışkanlığı da işitme kaybına davetiye çıkarıyor. Müziğin gerek eğlence yerlerinde gerekse kulaklıkla çok yüksek sesle dinlenmesi uzun dönemde işitme kaybına yol açabildiği gibi ani işitme kaybına da neden olabiliyor. Uzun süre yüksek ses ve basınca maruz kalındığında iç kulakta duymamızı sağlayan duyu hücrelerinin tahrip olduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Kulak, Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Emrah Emre, bu durumun sık tekrarlanması durumunda geri dönülemez hasarlar meydana gelebildiğini söylüyor. Öte yandan kulaklığın tıkacı kulağın içindeki kiri zarın üzerine itip orada topaklanmasına yol açtığından bu da zamanla işitme güçlüğü doğurabiliyor. Dr. Emrah Emre kulak çubuğunun da benzer tehlikeye yol açabildiğini belirterek “Kulağımız doğal yapısı gereği kendi kendini temizleme özelliğine sahip. Ama kulak çubuğunun yanlış kullanılması ile kulak kirlerine müdahalede bulunuluyor. Kulak kirlerinin zarın üzerinde birikmesi birçok sorunun yanında işitme kaybına da yol açabiliyor” diyor.

Reklam
Reklam

Hamilelikte ilaç kullanımına dikkat

Genetik faktörlerin yanı sıra yüksek ateşli hastalıklardan orta kulak iltihaplarına, diyabetten hipotiroide bir çok hastalık işitme kaybına neden olabilirken, annenin hamilelik döneminde kullandığı bazı ilaçlar, geçirdiği hastalıklar, sigara, alkol kullanımı, doğum sırasında komplikasyonlar ve doğum sonrası ateşli hastalıklara bağlı geçirilen havale de bebekte işitme kaybına yol açabiliyor. Anne adaylarının mutlaka bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının takibinde olması gerektiğini kaydeden Dr. Emrah Emre, bu dönemde aşılarının tamamlanmasının önemli olduğunu, örneğin kızamıkçık aşısı olmamış bir anne adayına öncelikle aşı uygulaması yapılması gerektiğini söylüyor.

‘’Kulağım çınlıyor’ deyip geçmeyin!

Genetik yatkınlığı olanlar, yüksek sese sürekli maruziyeti bulunanlar ve işitme sinirlerinin yaşla birlikte yıpranması nedeniyle yaşlılar işitme kaybı açısından daha riskli grubu oluştururken Dr. Emrah Emre ani işitme kaybının da günümüzde sıklıkla meydana gelebildiğini belirterek “Ani işitme kaybı yüzde 90 oranında nedeni bilinmeyen bir hastalıktır. Ani işitme kaybı gelişen hasta, etkilenen kulağında işitme kaybının yanı sıra uğultu, tıkanıklık, günlerce süren kulak çınlaması ve baş dönmesi de hissedebilir. Bu olguların bir kısmının kendi kendine iyileşebildiği bilinse de ilk iki hafta içerisinde tedavisine başlanmayan hastalarda iyileşme şansının daha düşük olduğu ortaya koyulmuştur. Bu nedenle bu olgular ihmal edilmemeli örneğin ‘kulağım çınlıyor’ deyip geçilmemeli, mutlaka hiç zaman kaybetmeden kulak burun ve boğaz hastalıkları uzmanına danışılmalıdır” diyor.

Reklam
Reklam

Çocuğunuzda bu sinyallere dikkat

Günümüzde her yeni doğana işitme kaybı olup olmadığını tespit etmek amacıyla tarama testi yapılıyor. Yine ülkemizde Sağlık Bakanlığı yoğun bakımda kalan her bebeğe kalış nedenine bakmaksızın BERA testini zorunlu tutuyor. Dr. Emrah Emre “Bu özellikle yoğun bakıma gereklilik gösteren ve aynı zamanda işitmeye de zarar verebilen hastalıklarda, işitme kaybının erken tanısı açısından önemlidir” diyor. Bu dönemden sonra yüksek ateşli hastalık, beyin zarı iltihabı, kulak iltihapları veya genetik bozukluğa bağlı işitme kaybı gelişebiliyor. İşitme kaybının sinsice gelişen bir hastalık olduğunu belirten Dr. Emrah Emre “Burada işitme kaybının geliştiğine dair dikkat edilmesi gereken başlıca unsurlar; bebeğin yüksek seslere tepki vermemesi, seslendiğinde cevap alınamaması, televizyonu yüksek sesle dinlemesi, konuşmada gecikmesi ve kulaklarda sürekli kötü kokulu, sarı renkte akıntı gelmesidir. Bunların fark edilmesi durumunda hemen bir kulak, burun ve boğaz hastalıkları hekimine başvurulmalıdır” diyor.

Reklam
Reklam

Koklear implant umut veriyor

Teknolojideki hızlı gelişme ve hekimlerin tecrübesi günümüzde işitme engellilerin derdine derman oluyor. İşitme engellilerin hayatına ses veren sistemin adı, Koklear Implant. Ülkemizde 90’lı yılların ortasında yaygınlaşan ve işitme engellilerin karşısındakini görmeden telefonda duyup konuşabilmesini de mümkün kılan sistem için Dr. Emrah Emre “Koklear implant iç kulaktaki işitme organının bir elektrot ile direkt uyarılması esasına dayanır. Birçok farklı frekansın uyarılabilmesi nedeniyle normal işitmeye yakın bir ses duyulabiliyor. Hastanın işitme kaybının ne zaman olduğu ve dil gelişiminin hangi aşamasında kayıp yaşadığı Koklear Implant uygulaması sonrası dil gelişimini önemli derecede etkilemektedir. Koklear Implant 1 yaş itibariyle takılabilir” diyor. Bu nedenle işitme kaybı saptanan ve dil gelişimi başlamamış olan çocuklara en kısa sürede Koklear Implant takılması gerektiğini vurgulayan Dr. Emrah Emre, bu sayede çocuğun sağlıklı işiten bir bireyin dil ve zeka gelişimi ile eşdeğer gelişim göstermesinin mümkün olacağını söylüyor.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: