ŞAH ALAM (AA) - ÖMER FARUK YILDIZ - Malezyalı heavy metal grubu Alfarabi, İslam ahlakı ve değerlerini metal müzik üzerinden anlatıyor.
Bir grup yazılım mühendisinin 2009'da başkent Kuala Lumpur'da kurduğu Alfarabi grubu, heavy metal müziği İslam'la sentezleyen yapısıyla türünün diğer örneklerinden farklılık gösteriyor.
Grubun kurucusu Nazri Alias ritim gitarda, eşi Rina Ghazali bas gitarda yer alırken vokalde Nasaie Nawawi, solo gitarda Kamarul Borhan ve davulda Adie Wady bulunuyor.
Alfarabi grubu, Malezya'nın dışında Müslüman nüfusun yaşadığı bütün Güneydoğu Asya ülkelerinde de hayran kitlesine sahip.
Giyim tarzları tıpkı diğer heavy metal müzisyenleri gibi siyah ağırlıklı olan grup üyeleri, bu tarza İslami unsurları da ilave ediyor.
Şeytanın sayısı olarak bilinen 666'yı sembol edinen bazı metal gruplarına alternatif olarak Alfarabi, İslam Peygamberi Hazreti Muhammed'in katıldığı Bedir Savaşı'ndaki asker sayısı olan 313'ü sembol olarak kullanıyor.
Müziklerinde ilhamını İslam alimi ve filozofu Farabi'den aldıklarını söyleyen ve bu sebeple isimlerini "Alfarabi" olarak belirleyen grup üyeleri, konserlerinde de kostüm olarak Farabi'ye saygılarından ötürü sarık giyerek sahneye çıkıyor.
Şimdiye kadar üç albüm çıkartan grup, yeni albüm çalışmalarına başladıkları Şah Alam kentindeki stüdyolarının kapılarını AA'ya açtı.
Gün içinde hem beste yapıp hem de cemaatle namaz kıldıkları stüdyoda uyum içinde çalıştıklarını belirten grup elemanları, İslam'daki beraberlik ruhuyla hareket ederek müziklerini icra ettiklerini söyledi.
- "Müzikle İslam birbirinden ayrılamaz"
AA muhabirine konuşan grubun kurucusu Nazri, müzik ile İslam'ın birbirinden ayrılamayacağına inandıklarını vurgulayarak "Yeteneklerimizle hayat tarzımız arasında bir ayrım yapılamaz. Bizler de bu yeteneğin bize Allah tarafından verildiğine inanıyor ve kabiliyetimizle insanlığa faydalı şeyler yapmamız gerektiğini düşünüyoruz." dedi.
Nazri, grup olarak ana prensiplerinin yaratıcı müzik, motive edici şarkı sözleri ve modern klasik imaj prensipleriyle hareket etmek olduğunun altını çizerek "Bu doğrultuda dünyanın her yerindeki heavy metalcilere mesajımızı ulaştırmayı hedefliyoruz. Bunun yanı sıra Metallica, Megadeth ve Black Sabbath gibi gruplarla da birlikte sahne almak istiyoruz." şeklinde konuştu.
Bas gitarist Rina da grubun ismini seçerken neden Farabi'den ilham aldıklarını şu ifadelerle açıkladı:
"Farabi, müzik ilminde oldukça önemli bir İslam alimi. Müziğe dair eserleri ve başta gitar olmak üzere icat ettiği müzik enstrümanları olan biri. Biz de insanların Farabi'nin ne kadar önemli olduğunu öğrenmesi için grubumuza onun ismini verdik."
- "Tarzımızdan ötürü bize Yahudi diyenler oldu"
Vokalist Nasaie, Alfarabi grubuna yönelik olumlu tepkilerin yanı sıra sert tepkilerin de geldiğini belirterek "Yaklaşık 3 yıl önce Malezya'daki bazı aşırıcı gruplar, giyim tarzımızdan ötürü bize Yahudi benzetmesinde bulunmuştu. Başımızda sarıkla gitar çaldığımız için 'Üst tarafınız Müslüman ama alt tarafınız Yahudi' demişlerdi. O günden bu yana bizim sayemizde birçok kişinin İslam'a daha çok yaklaştığını görünce bu insanlar da yavaş yavaş bizi kabul etmeye başladılar." diye konuştu.
Bazı Müslümanların ilahi ve Kur'an kıraati dışında müzik dinlemeyi haram olarak görmesini doğru bulmadığını söyleyen Nasaie, "Biz grup olarak bu tabuları değiştiriyoruz. Biz Müslümanlar olarak gitarı icat etmiş ve teknolojik birçok icat yapmış insanlarız. Müzik de İslam'ın bir parçasıdır. Bunu yapmakta bir mahsur görmüyoruz." dedi.
- "Müzik, Allah'a ulaşmak için bir araç"
Nasaie, heavy metal müziği "şeytanın bir vasıtası görüp" dinlenmesini yasaklayan ülkelerin bulunduğuna işaret ederek şunları kaydetti:
"Müziğin kendisiyle müzik kültürü arasında çok büyük fark var. Müzik tamamen bizim var olan yeteneğimizle şekillenen bir şey. Ama müzik kültürü bir ülkedeki hayat tarzına bağlı olarak şekillenir. Heavy metali dinleyen bazı toplulukların kötü bir hayat tarzı benimsemesi müziği de kötü hale getirmez. Bu ülkeler heavy metal müziği, bizim faaliyetlerimize bakarak da değerlendirebilir."
Grubun solo gitaristi Kamarul, Alfarabi'nin felsefesi hakkında "Dünya bir araç, Tanrı ise amaçtır. Bizler amaca ulaşmak için aracı kullanıyoruz." değerlendirmesinde bulunarak Allah'a ulaşmak için kendi araçlarının da müzik olduğunu belirtti.
Şimdiye kadar Malezya'nın çok sayıda eyaletinin yanı sıra Endonezya ve Singapur gibi bölge ülkelerinde de konserler veren Alfarabi, hayran kitlesini genişleterek dünya turnelerine çıkmayı hedefliyor.