İsmail Kahraman’dan Gezi Parkı Olayları Yorumu

Eski Kültür Bakanı İsmail Kahraman, Taksim Gezi Parkı eylemlerinin amacından saptırılarak Türkiye aleyhine yapılan bir propagandaya döndüğünü belirtti. Kahraman, "Bu eylem başlangıç gayesini aştı. Ne vakit Türkiye, sıçrama noktasına girse böyle olaylar yapılıyor.” dedi.

Moral FM’de Sabah Gündemi programına katılan Kahraman, Taksim Gezi Parkı eylemlerini yorumladı. Türkiye’de ekonominin ve siyasetin iyi gittiği ve bir sıçrama noktasına gelindiği dönemlerde halkı aldatmak için spekülasyonlar yapıldığını vurgulayan Kahraman, “Eskiden iletişim bu kadar yaygın değildi. İnsanları belirli konularda aydınlatmak daha güçtü. Onun için belirli güçler darbeler öncesine başlayan masum eylemleri kullandılar. Bu anlamda Taksim Gezi Parkı’nda vukubulan bu olaylar çok iyi okunmalı ve şimdilerde başlayan tencere vurup tava çalma gibi eylemler ‘Bunlar geçer’ deyip geçiştirilmemelidir. İnsanoğlu tahriklere çok çabuk kapılıyor. O yüzden masum insanlara olayların içyüzü çok iyi anlatılmalıdır.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin her alanda iyi konuma geldiğini dile getiren Kahraman, bu durumun dış güçleri kaygılandırdığına temas etti. Kahraman, şöyle devam etti:

“Devletlerin dostlukları olmaz. Milletlerin dostlukları olur. Devletlerin menfaat bağı olur. Onun için Türkiye’nin grafiğinin artmasından tedirgin devletler bundan rahatsız olacaktır. Haçlı Savaşları bitse de soğuk savaş olarak devam ediyor. Onun için bizlerin mutlaka ve mutlaka tahriklere kapılmaması gerekiyor.”

Kahraman, Gezi Parkı eylemlerinde haklı olanın hakkının verilmesini savundu. Halka büyük fotoğrafın sunulmasını öneren İsmail Kahraman, şunları kaydetti:

“Hatırlanacaktır, 1960 darbesi evvelinde öğrencileri dışarıya çıktılar. Türkiye’nin ekonomik ivmesi iyi bir seviyede iken bunu bozdular. ‘Et Balık Kurumu’nda insanları makine ile kıyıyor, insanları öldürüp asfaltın altına gömüyorlar’, deyip yalan haberlerle halkı kışkırttılar. Darbeyi yapan askerler yani Milli Birlik Komitesi üyesi askerler Et Balık Kurumu’na gidip insanlar kıyılıyor mu, diye kontroller yaptılar. Ankara’da yeni dökülmüş asfaltları söktürüp asfaltın altında ceset var mı diye kontrol ettiler. İnsanları böyle yanlış propagandalarla kandırıp inandırıldılar. Sonra anlaşıldı ki ne kıyma makinesi vardı ne de asfatların altında cesetler. Yine aynı şekilde 28 Şubat döneminde ekonomik değerler çok iyi, dışarından borç almamış, borçlar aşağıya indirilmiş iken gece saat 21.00’da ‘Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık yelemi’ yaparak ışık söndürdüler. Neden karanlık oluyor, diyorsunuz ama herkes buna uyuyordu. Görüyorsunuz ki insanoğlu tahriklere çok çabuk kapılıyor. O yüzden bu ve benzeri tahriklere çok dikkat edilmeli.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kökten gelen güçlü bir itikatı bulunduğunu aktaran Kahraman, “Başbakanımız yalpa yapan ve zikzak çizen bir kişi değildir. Olduğu gibi görünen biridir. Amerika’da gördüğü değer Türkiye Devleti’ne gösterilen itibardır. Bu itibarı elde eden şahsiyet de kendisidir. Gayet tabi Amerika değer verecek. Abdullah Gül’e İngiltere’nin en büyük nişanını verdi Kraliçe. Nişanın ucundaki haç şeklindeki şekilleri daire haline getirdi. Karşısında Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olduğu için. Güçlü olursanız size saygı duyarlar. Saygı duydular diye siz onların aleti mi olursunuz? Tayyip Erdoğan direk giden bir insandır. Kökten gelen bir itikatı vardır. Yaptığı bir hata ortada yok. Ne yanlışı var ki. Neden bir eksiklik olsun.” diyerek sözlerini tamamladı.