Gazeteci İsmail Küçükkaya, Fox TV’deki bu sabahki programında, Habertürk yazarı Oray Eğin'in yazısına değinerek, önceki gün Başbakan Binali Yıldırım'ın medya temsilcileriyle İstanbul’da buluşmasını ele aldı.
Sözcü, Aydınlık, Cumhuriyet gibi "muhalif" gazeteler de o toplantıya katılırken, Odatv Haber Müdürü Barış Terkoğlu da Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nde Başbakan Yıldırım’ı ve toplantıyı takip etmişti.
Oray Eğin köşesinde, Yıldırım'ın Afrin operasyonu ile ilgili yaptığı toplantı için, "Odatv, Sözcü ve Aydınlık gibi muhalif (ve Kemalist) yayın organlarını davet etmesi bu yüzden de önemli. Sadece bir jest değil, aynı zamanda operasyonun ideolojik altyapısına yönelik de bir vurgu bu" derken, Küçükkaya ise "Aslında muhalif kesim demek doğru mu bilmiyorum, tarafsız, herkesi çağırıyor, önemli olan bu" diye belirtti.
Eğin, AKP'nin bu çağırısını ise, "Bu gibi kritik dönemeçlerde geçmişteki ve gelecekteki anlaşılabilir ideolojik farklılıklara rağmen yönetimde olan siyasi partinin önceliği devletin çıkarları" şeklinde ifade etti.
Oray Eğin'in yazısının ilgili kısmı ise şu şekilde:
"Bu gibi kritik dönemeçlerde geçmişteki ve gelecekteki anlaşılabilir ideolojik farklılıklara rağmen yönetimde olan siyasi partinin önceliği devletin çıkarları. Başbakan Binali Yıldırım’ın Afrin operasyonuyla ilgili yaptığı toplantıya Odatv, Sözcü ve Aydınlık gibi muhalif (ve Kemalist) yayın organlarını davet etmesi bu yüzden de önemli. Sadece bir jest değil, aynı zamanda operasyonun ideolojik altyapısına yönelik de bir vurgu bu. Erdoğan’ın liderliğindeki ekip uzun süredir sistemin bir parçası olmanın sonucu olarak yukarıda bahsettiğim tanım kapsamındaki Kemalizm’in de uygulayıcısı ve sahiplenicisi konumuna geldiler.
Toplumun çeşitli kesimlerinden, farklı siyasi partilerden 'Zeytin Dalı Operasyonu'na yönelik adeta Yenikapı ruhunu andırır bir mutabakata varılması da kurucu ideolojinin etkinliğiyle açıklanabilir. Bir süredir siyasete hâkim olan'Eski Türkiye'nin reflekslerinin önümüzdeki dönemde daha belirleyici olacağı öngörülebilir. (Mehmetçik’in burnunun bile kanamaması, kara harekâtının yerel enstrümanlarla birlikte yapılması da kamuoyunun geniş çaplı desteğini sağlamak açısından olumlu.) Türkiye’de operasyona itiraz eden küçük bir kesimin bir dönem kendilerini İkinci Cumhuriyetçi olarak tanımlayıp Kemalizm’i reddeden ve kısa süre önce sistemin dışına itilen liberaller olması da tesadüf değil."