İSTANBUL (AA) - İstanbul Sanayi Odası (İSO) Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, İSO 500'e bu yıl 46 tane yeni firmanın girdiğini belirterek, "Bu 46 firmadan 25'i geçen yılki İSO İkinci 500'den gelenler. 21 firmamız ise İkinci 500'de de olmayıp direkt İSO 500'e girenler." dedi.
"Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2017 Araştırması"nın sonuçlarını açıklayan Bahçıvan, toplantı sonrası basın mensuplarının sorularını cevapladı.
İSO Yönetim Kurulu Başkanı Bahçıvan, şirketlerin borçluluk oranına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'deki finansman giderlerinin dünya ortalamasının çok üzerinde olduğunu belirterek, bu yıl göreceli olarak biraz iyileşme olmasına rağmen son 4-5 yılda sanayide finansmanın payının toplam giderler içerisinde yüzde 50'ler seviyesinde olduğunu söyledi.
Bu rakamın dünyada hiçbir ülkede olmadığı şekilde yüksek olduğunu dile getiren Bahçıvan, bu durumun sanayi sektörününe olumsuz etkilerinden bahsetti.
Bahçıvan, şirketlerin sermaye piyasalarından beslenmesi konusunda istenilen ilerlemenin sağlanamadığını kaydederek, bu tablonun kısa vadede çözüme ulaşmasının zor olduğunu, sanayiye yönelik yeniden reform edilmiş, tasarlanmış bir kalkınma bankasının öneminin yeniden ortaya çıktığını vurguladı.
Başkan Bahçıvan, "İddia ediyor ve inanıyoruz ki Türkiye'de yeni yatırım döneminin başlaması ancak ve ancak güçlü, stratejik ve milli kaynaklardan, milli sermayeden beslenen bir kalkınma bankası modeli olabilir. Uzun vadeli fon akışlarını ve yönlendirmeyi ancak bir kalkınma bankası modeliyle biz Türk sanayisinin hizmetine sunabiliriz." dedi.
Kısa vadeli borç oranlarının neden arttığına ilişkin bir soru üzerine Bahçıvan, bunun altında yatan en önemli nedenlerden birisinin Kredi Garanti Fonu'nun şirketlere kısa vadeli kaynak yaratma konusunun olduğunu bildirdi.
Bahçıvan, faizlerin artması nedeniyle sanayicilerin uzun dönemden ziyade kısa dönemli kredileri tercih etmesinin de bu kısa vadeli borçların altında yatabilecek bir neden olduğunu anlattı.
Finansman noktasındaki teşhisleri çok daha güçlü koymaları gerektiğini vurgulayan Bahçıvan, sanayi üzerindeki borçların kısa vadeye dönmesi ve borcun yabancı para cinsinden olmasının finansal istikrarın önemine işaret ettiğini aktardı.
\
- "KDV iadesinin torba yasadan çıkarılmasını hala anlamıyoruz"
Bahçıvan, kar artışının yatırıma dönüşmesine ilişkin ilk sinyalleri aldıklarını belirterek, şirketlerin özellikle öz kaynaklarını güçlendirdiğini söyledi.
Karların temettü ile dağıtıldığını da tahmin ettiklerini dile getiren Bahçıvan, karların üretime nasıl döneceğini ilerleyen günlerde daha iyi göreceklerini bildirdi.
Bahçıvan, Ar-Ge'ye ayrılan payın artışına ilişkin bir soru üzerine, Ar-Ge yatırımlarının ve yatırım yapan şirket sayısının artmasından memnuniyet duyduklarını aktardı.
Ar-Ge'ye verilen teşviklerin kalıcı ve istikrarlı olması halinde bu ekosistemin büyüyeceğini ifade eden Bahçıvan, karlılıkla birlikte gelecek yıllarda Ar-Ge'ye ayrılan payın ve şirket sayılasının artacağını söyledi.
Bahçıvan, devreden KDV'nin iadesine ilişkin bir yorum üzerine, "Hala daha anlamını çözemediğimiz bir son dakika gelişmesiyle bu madde torba yasadan çıkarıldı ve Türk sanayisi adına yanlış bir adım atıldı. KDV sanayinin üzerinde biriken ve geri dönüşü olmayan bir yük olmuş durumda. Umuyoruz ki bu konu önümüzdeki aylarda tekrar gündeme gelip çözüme kavuşacaktır."
\
- "İSO 500'e 46 yeni firma girdi"
Bahçıvan, ilgili soru üzerine, "Bu yıl ISO 500'e 46 tane yeni firma giriyor. Bu 46 firmadan 25'i geçen yılki İSO İkinci 500'den gelenler. 21 firmamız ise İkinci 500'de de olmayıp direkt ISO 500'e girenler." diye konuştu.
Kur artışına ilişkin bir soruya karşılık Bahçıvan, kendilerinin her zaman Merkez Bankası'nın bağımsızlığına vurgu yaptıklarını bildirdi.
Bahçıvan, şu ifadeleri kullandı:
"Önü görülemeyen finans piyasası, kur artışı ve faiz artışları Türkiye'de en çok darbeyi reel sektöre ve sanayiye vurmuştur. O bakımdan da kazanılmış olan finansal istikrarın korunması noktasında Merkez Bankamızın bu konudaki sağladığı başarının sürdürülebilmesi konusundaki duruşumuzu hep koruduk. Şunu da hep söyledik; Merkez Bankamızı gözümüz gibi korumalıyız. Yine aynı noktadayız. Biz, 'Türkiye finansal istikrarını korumak ve sürdürmek zorundadır' diyoruz."