İspanya'nın YPF petrol şirketinin millileştirilmesi ardından Arjantin'e misilleme tehdidinde bulunması iki ülke arasında bir ticaret savaşının başlangıcını oluşturmaya aday.
Devlet Başkanı Cristina Fernandez liderliğindeki Arjantin hükümeti, YPF petrol şirketinin İspanyol Repsol firmasına ait çoğunluk hisselerine el konduğunu açıklamıştı.
İspanya Sanayi Bakanı Jose Manuel Soria, misilleme olarak diplomasi, ticaret, sanayi ve enerji alanlarında bir dizi misilleme olasılığının değerlendirildiğini söyledi.
Dün de Arjantin büyükelçisini görüşmeye çağıran İspanya dışişleri bakanlığı, Arjantin'in tutumuna karşı "net ve güçlü" bir tepki verileceğini açıklamıştı,
Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia-Margallo, Arjantin'in kendisini ayağından vurduğunu ve uzun bir tarihi olan dostane ilişkileri sarstığını söyledi.
Arjantin Cumhurbaşkanı Christina Fernandez de Kirchner ise 'misilleme tehditleri'nin kendisini yıldırmayacağını, çünkü halkının çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.
Arjantin YPF'nin yüzde 51 hissesine el koyarak Repsol'ün yüzde 57,4'lük çoğunluğunu elinden almış oluyor.
Millileştirme ardından YPF'nin kredi notu düşürüldü.
Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, şirketin kredi notunun B3'den en düşük derece olan Ba3'e düşürüldüğünü açıkladı.
Haberin duyulması ardından YPF'nin New York borsasındaki hisseleri %18 birden düştü ve YPF hisselerinin satışı New Yok borsasında iki gün üstüste durduruldu.
Kamulaştırma açıklaması üzerine Repsol'un hisseleri Salı sabahı Madrid borsasında da yüzde 8 oranında düşüş gösterdi.
Repsol yetkilileri, YPF'deki hisseleri için tazminat talep ederek, gerekirse uluslararası arabulucu kurumlara başvuracaklarını bildirdi.
Repsol yöneticisi Antonio Brufau, "bu eylemler cezasız kalmayacaktır" diyerek tepkisini ifade etti.
Brufau Repsol'ün en az 10,5 milyar dolar tazminat talebinde bulunacağını söyledi.
Avrupa Birliği de Arjantin'in hamlesi karşısında tepkilerini ortaya koymak için tüm seçenekleri değerlendireceklerini kaydetti.
AB dış politika sorumlusu Catherine Ashton, YPF'ye el konmasının çok olumsuz bir mesaj verdiğini ve İspanya'nın bu konuda AB'nin tam desteğini arkasına aldığını söyledi.
Avrupa Komisyonu gelişmeler üzerine bu hafta yeni bir ticaret ve ekonomik işbirliği anlaşması için Arjantin ile yapılacak görüşmeleri ertelediğini duyurdu.
İspanya Başbakanı Mariano Rajoy'un da Meksika ve Kolombiya ziyaretinde bu konuda destek istemesi bekleniyor.
BBC Madrid muhabiri Tom Burridge, Arjantin ile İspanya arasında önemli ölçüde ticaret gerçekleştiğini, fakat bu gelişme nedeniyle ekonomik ilişkilerin de bozulabileceğini belirtiyor.
Arjantin Devlet Başkanı Cristina Fernandez, hükümete YPF'nin %51 hissesini satın alma izni veren bir yasa tasarısını Senato'ya sunacağını bildirdi.
Devlet televizyonunda açıklanan bu kararı, bakanlar kurulu ve eyalet valileri memnuniyetle karşıladı.
Millileştirilen şirketin %51'inin devlete, %49'unun petrolün üretildiği bölgelerin yönetimlerine verileceği de açıklandı.
Cumhurbaşkanı Fernandez kararı duyururken enerjinin "hayati bir kaynak" olduğunu söyledi.
Buenos Aires hükümeti, YPF'yi petrol sahalarının verimini artırmak için yeterince yatırım yapmamakla suçluyor ve bu yüzden ülkesinin petrol dışalımına muhtaç olduğunu söylüyordu.
Şirket ise bu suçlamaları reddediyor.
Ancak son zamanlarda aralarında Arjantin'in en büyük petrol sahalarının da bulunduğu bazı kuyulardaki işletme lisansı iptal edilmişti.
1993 yılında özelleştirilen YPF, geçen Kasım'da 1 milyar varil şist yağı bulduğunu ilan etmişti. Şist yağı, bir tür ham petrol.
Arjantin dünyanın en büyük şist yağı, doğalgaz ve hidrokarbon rezevlerine sahip ülkelerinden biri.
Bunların çoğu yerin epey altında; Amerikan Enerji Enformasyon Dairesi'ne göre çıkarılabilir rezervler açısından Çin ve ABD'nin ardından Arjantin üçüncü sırada geliyor.
Ekonomi muhabirlerimizden Robert Plummer, YPF'nin Cumhurbaşkanı Fernandez'in kamulaştırdığı ilk büyük şirket olmadığını, sonuncusu da olmayacağını söylüyor.
Fernandez'in ölen kocası ve kendisinden önceki devlet başkanı Nestor Kirchner'in ekonomide milliyetçilik düsturunu sürdürdüğünü belirten muhabirimiz, örneğin ülkenin en büyük havayolu şirketi Aerolineas Argentinas'ın yeniden kamulaştırıldığını hatırlatıyor.
Bu havayolu gibi YPF de 1980'lerde iktidara gelen Devlet Başkanı Carlos Menem'in serbest piyasa reformları sırasında özelleştirilmişti.
Ancak 2001-2002'deki ekonomik krizden bu yana özelleştirilen şirketlerin yeniden kamulaştırılması eğilimi ağır basmaya başladı.