Adını İsrâ olayından alan İsra suresi, Kur'an-ı Kerim’de 17. sıradadır. Toplam 111 ayetten oluşan bu sure Medine’de indirilmiştir. İnsanlıkla ilgili önemli bilgilerin verildiği 36. ayet ise oldukça önemlidir. Genel olarak ise surede Allah’ın varlığına inanmanın önemine vurgu yapılır. Bununla ilgili olarak İsrailoğulları’nın iman etmemekte ısrar etmesi ve başlarına gelenler anlatılır. Allah’a inanmanın ve bilgi sahibi olunmayan konuların üzerine gidilmemesinin öneminden bahsedilir. İsrâ suresi 36. ayetin tüm Müslümanlar tarafından bilinmesi gerekir.
İsrâ suresi 36. ayet okunuşu ile ilgili yapılan araştırmalar, pek çok kişinin bunu merak ettiğini gösterir. Özellikle ayette verilen bilgilerden dolayı İslam dini için önemli olduğu bilinir. İsrâ suresi 36. ayet Arapça olarak şu şekilde yazılır:
İsrâ suresini ezberlemek isteyen ama Arapça okumayı bilmeyenler ise direkt Türkçe okunuşuna bakabilir. İsrâ suresi 36. ayet Türkçe okunuşu ise şöyledir:
İsrâ suresi 36. ayet anlamı sayesinde bu ayetin vermek istediği mesaj öğrenilebilir. Ayetin Arapçası kadar bu mealini bilmek de önemlidir. Kısa bir ayet olduğu için hem Arapçasını hem de mealini kolayca ezberlemek mümkündür. İsrâ suresi 36. ayet meal olarak şudur:
İsrâ suresi 36 ayet Türkçesi sayesinde ayetin anlatmak istediği şey anlaşılabilir. Ancak daha detaylı bir öğrenim için tefsirine de bakılmalıdır. Bu sayede ayetin yorumları okunabilir ve İslam dini ile ilgili önemli bilgilere ulaşılabilir. İsrâ suresi 36. ayet için tefsir şu şekildedir:
On birinci ödev kişinin bilmediği bir şeyin peşine düşmemesi, bilgisiz hüküm vermemesidir. Âyette insanın bilmediği bir konuda söz söylemesi, hüküm vermesi, bilgisizce davranması, bilmediği tanımadığı kişiler hakkında ileri-geri konuşması, daha özel olarak yalancı şahitlik yapması, iftira atması, kısaca bilgi sahibi olmadan tahmine göre herhangi biri için maddî veya mânevî zarara yol açacak şekilde konuşması ve hareket etmesi yasaklanmaktadır. İnsan ya duyduğu ya gördüğü ile veya akıl ve vicdanıyla hareket eder; yani bilgilerimiz ya habere ya gözleme ya da akla dayanır. Âyette bu bilgi kaynaklarının doğru kullanılması gerektiği, bunlardan sorumlu olunduğu ifade edilmektedir. Kuşkusuz bu yasak, insan ilişkileriyle ilgili olup bilimsel ve fikrî konularda kurallara uygun olarak tahminler yürütmek, görüş belirtip ictihadlarda bulunmak meşrû, hatta gereklidir. Nitekim Hz. Peygamber, Kitap ve Sünnet’te delil bulunmaması halinde şahsî görüş (re’y) istikametinde uygulamalarda bulunmayı tasvip etmiştir (Şevkânî, III, 257). İslâm hukukunda kıyasın delil sayılamayacağını kabul edenlerin dayanaklarından biri de bu âyettir. Çünkü âyet uygulamada kesin bilgiyi emretmektedir; oysa kıyas zanna dayanır. Ancak bu görüş azınlıkta kalmıştır. (Kaynak: Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 481-482)
İsrâ suresi 36 ayet fazileti ve sırları pek çok müminin araştırdığı bir konu olarak öne çıkar. Çünkü çok faziletli bir suredir. İsrâ suresinin faziletleri arasında şunlar yer alır:
İsrâ suresinin 36. ayetinin hangi durumlarda okunabileceği merak edilir. Çok faziletli olduğu için pek çok faydaya sahiptir. İsrâ suresi dağlar ve yerler kadar sevap kazanmak, haneyi hırsızlara ve afete karşı korumak, hayır ve bereket elde etmek için okunabilir.