Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, İsrail'in Gazze'ye yardım götüren Mavi Marmara gemisine saldırısı ile ilgili olarak ''İsrail tarafı çok büyük hata yaptı'' dedi.
Gül, New York'taki temasları sırasında CNN International'da yayımlanan ''GPS'' programında gazeteci, yazar Ferid Zekeriya'nın sorularını yanıtladı.
Gazze'deki İsrail operasyonu ve Gazze'ye yardım götüren insani yardım filosuna düzenlenen saldırının ardından Türkiye ile İsrail'in arasındaki ilişkilerde ortaya çıkan sorunun nasıl çözümleneceğine ilişkin bir soru üzerine Gül, ''"Bu bizim tercihimiz değildi. Biz ilişkilerdeki bu bozulmayı tercih etmedik ama maalesef İsrail tarafı çok büyük hata yaptı'' dedi.
Gazze'deki ablukayı ve ambargoyu sadece Türkiye'nin eleştirmediğini vurgulayan Gül, ABD Başkanı Barack Obama, Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, BM Güvenlik Konseyi üyelerinin, AB'nin hepsinin bu ablukanın kaldırılması çağrısında bulunduğunu belirtti.
''Biz bunu görmezden gelebilir miyiz, Akdeniz'de meydana gelen olayı unutabilir miyiz? Bu gemide sekiz Türk ve bir Amerikan vatandaşının öldürüldüğünü unutabilir miyiz?'' diyen Gül, bu gemilerin insani yardım taşıdığını, suç işlemediğini vurguladı. İnsani bir trajedi karşısında yardım etmenin bir insanlık değeri olduğunu söyleyen Gül, yardım gemilerindeki insanların sivil toplum örgütü temsilcileri olduğunu, hiçbirinin devlete bağlı olmadığını belirtti.
''İSRAİL'E ÇOK YARDIMCI DAVRANDIK''
Bazı İsrailliler'in '''Türkiye Gazze'deki ablukayla ilgili olarak bu kadar endişe duyuyorsa neden Hamas'la konuşup İsrail'e roket atmayı bırakmasını söylemiyor?'' dediğinin hatırlatılması üzerine Gül, Hamas seçimleri kazandığında Dışişleri Bakanı olduğunu belirterek, onları arayıp ''Şimdi sizin sorumluluğunuz farklı, seçimleri kazandığınız için farklı olmanız gerekiyor'' dediğini anlattı. Gül, Hamas'ın bunun üzerine gelip Türkiye ile konuşmak istediğini belirten Gül, Hamas temsilcilerinin Ankara'ya geldiğini, İsrail'in de bu durumu ve tüm detayları bildiğini söyledi.
Gül, Ankara'daki konuşmalarında Hamas temsilcilerine, ''Bakın bundan sonra sizin yönünüz farklı olmalı, siz demokratik olarak seçildiniz, o zaman demokratik şekilde davranmalısınız'' dediklerini söyledi ve şöyle devam etti:
''Onlara, terörü ve roket atmayı, bütün bunları bırakmaları gerektiğini söyledik. Hamas'a, Amerikalı ve Avrupalılarla konuşmaları gerektiğini ve onlara topraklarında bağımsız devlet kurmaları halinde İsrail'le birlikte yaşamaya hazır olduklarını söylemelerini istedik. Yani biz İsrail'e çok yardımcı davrandık."
''İLİŞKİLERİN NORMALLEŞMESİ İSRAİL'E KALMIŞ''
''Türkiye'nin Arap dünyasının aklını ve kalbini kazanma yönünde İsrail'e saldıran bir dış politika izlediği'' yönündeki iddialara ilişkin bir soru üzerine ise Gül, bunların doğru olmadığını belirtti.
Gül, ''Biz İsrail'e karşı değiliz. Biz düşman değiliz, ama yanlış politikaları eleştirme hakkına sahibiz'' dedi.
Türkiye ile İsrail arasındaki ilişkilerin normale dönme şansının olup olmadığının sorulması üzerine ise Gül, ''Bu İsrail'e kalmış'' dedi. ''İsrail'in özür dilemesini istiyor musunuz?'' sorusunu Gül, ''Uluslararası hukuk ne diyorsa burada o uygulanmalıdır'' diye yanıtladı.
İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in, kendisinden Türk tarafından özür dilemesinin istendiği ve bunun kabul etmediği için Gül'le görüşemediklerini söylediğinin belirtilmesi üzerine Gül, ''Hayır, bunlar doğru değil. Sayın Peres'le dostuz, birbirimizi eskiden beri tanıyoruz ama bu sefer bu tür bir randevu yoktu'' dedi.
''Peres'le görüşseydiniz ona ne demek isterdiniz?'' sorusuna Gül, ''İsrail'e, 'olaya gerçekçi yaklaş, gerçekçi ol, ne olduğunu düşün, Türkiye'nin değerini düşün, bu senin çıkarına mı, değil mi' derdim'' yanıtını verdi.
''Peres'le hiçbir ön koşul ileri sürmeden, özür dilemesini beklemeden sadece konuşmak için görüşür müydünüz?" sorusu üzerine Gül, ''Hayır. İsrail'in yaptığı hareketi (Mavi Marmara saldırısı) savunduğunu görüyorum ve sanki biz yanlış birşey yapmışız gibi bizi eleştiriyorlar. Bu tür bir anlayışla nasıl görüşebilirim? Benin vatandaşlarımın öldürüldüğünü nasıl görmezden gelirim? Bizim bin yıllık devlet geleneğimiz var, bütün bunları nasıl unuturum?'' dedi.
''TÜRKİYE ABD'NİN GÜÇLÜ BİR DOSTUDUR''
Gül, ''Türkiye hala ABD ve Batı'nın sadık bir dostu mu?'' sorusuna, bu sorunun kendisine çok sık sorulduğunu belirterek ''Türkiye, İttifak'ın bir parçasıdır ve Türkiye, ABD'nin çok güçlü bir dostudur'' karşılığını verdi.
ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk Müslüman ülke ziyaretini Türkiye'ye gerçekleştirdiğini ve Mecliste ''mükemmel'' bir konuşma yaptığını belirten Gül, Türkiye'nin bunu çok takdir ettiğini ifade etti.
Türkiye ve ABD'nin müttefik olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizen Gül, Türkiye'nin Afganistan'da asker sayısını arttıran tek ülke olduğunu, asker sayısını binden 2 bine yükselttiğini, ISAF'ın komutasını üstlenecek hiçbir ülke olmadığı için Türkiye'nin komutayı sürdürme kararı aldığını vurguladı.
''(İRAN'A YAPTIRIMLARA) HAYIR OYU, DAHA FAZLA DİPLOMASİNİN YOLUNU AÇTI''
İran'a yaptırım kararına Türkiye'nin ''hayır'' oyu kullanmasına ilişkin bir soruya Gül, bunun yanlış anlaşılmaması gerektiğini belirterek ''O oy, daha fazla diplomasinin yolunu açtı'' karşılığını verdi.
Bu sorunu çözmede iki yol olduğunu, bunun ya savaş ya da diplomasi olduğunu belirten Gül, ''Biz diplomasiyi tercih ediyoruz çünkü eğer savaş çıkarsa bölge çalkantı içine girecek'' dedi.
PERES DE AYNI PROGRAMDA
Aynı programda İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres de Ferid Zekeriya'nın sorularını yanıtladı.
Bir soru üzerine Peres, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den yardım filosuyla ilgili olarak özür dilemesi istendiği için New York'taki görüşmenin gerçekleşmediğini söyledi.
Peres, görüşmenin eski ABD Başkanı Bill Clinton'un ''Clinton Küresel Girişimi'' panelinde düzenlenmesinin planlandığını, kendisinin de konu başlığı olarak ''geleceği'' görüşmek istediğini söylediğini anlattı. Ancak sonra bir yanıt alamadığını ve kendisinden Türk tarafından özür dilemesi ve tazminat ödemesini teklif etmesinin istendiğini, bu nedenle de görüşmenin yapılmadığını belirten Peres, ''Tabii buna çok şaşırdım ama biz Türkiye'ye karşı tavrımızı değiştirmedik. Biz Türkiye'nin dostuyduk. Türkiye ile dostluk istiyoruz, belki Türkiye politikasını değiştirdi'' dedi.
İki ülke arasındaki ilişkilerin nasıl düzeleceğine ilişkin bir soru üzerine ise Peres, ''Biz gemiyle ilgili olarak yanlış birşey yaptığımızı düşünmüyoruz'' yanıtını verdi.
Peres, bir gemiyi kara sularına girmeden önce yakalama izni olduğunu savunarak bu konuyu hukuk danışmanlarıyla dikkatli bir şekilde incelediklerini söyledi. Toplam altı gemi olduğunu ancak altıncı geminin amacının ''kışkırtma'' olduğunu ileri süren Peres, ''Biz kendilerine gemideki yükü ya İsrail limanına ya da Mısır limanına boşaltmalarını istedik. Ama kabul etmediler, istedikleri kışkırtmaydı. Ne için?'' diye konuştu.
Peres, Gazze'deki durumun çözülmesi için yardım edilmek isteniyorsa Hamas'a ''dur'' denilmesi gerektiğini belirtti.
Cumhurbaşkanı Gül'le görüşseydi ne diyeceğinin sorulması üzerine ise Peres şöyle konuştu:
''Bakın biz dostuz, dostluğumuza devam etmek zorundayız. Gazze'de yardımcı olmak istiyorsan mantıkla hareket et, tepkiyle değil. Hamas'a ateş etmeyi bırakmasını söyle. İran'a roket göndermemesini söyle. Ahmedinejad'a İsrail'i yok etme tehdidinden ya da Yahudi soykırımını inkar etmesinden vazgeçmesini söyle. Eğer bir rol oynayacaksan onu oynamalısın. Ama madalyonun iki yüz var" dedi.