KAYSERİ (İHA) - Son zamanlarda cinnet getirme ve intihar girişimleri gibi vakaların artış göstermesi ile ilgili açıklama yapan uzmanlar, bu tür vakalara sebep olabilecek etkenlerin başında işsizliğin ve insan ilişkilerindeki kopuklukların geldiğini söylüyor.
Halk arasında "cinnet getirme" olarak adlandırılan bu tür vakaların, birçok sebepten dolayı oluşabileceğini söyleyen ERÜ Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tayfun Turan, kişinin çok önemli bir olay karşısında, kaldıramayacağı durumlar anında mantıksal bir neden-sonuç ilişkisi kuramaması, gerçeklerden kopması sonucu cinnet yaşayabileceğini belirtti. Bu durumun ani gelişeceğini, önceden belirtilerinin olmayabileceğini söyleyen Turan, "Ancak bazı vakalarda kişide kriz öncesi belirtileri de olabilir" dedi.
Hastalığın çok alevlenmesi ve halüsinasyon ile hezeyanların şiddetlenmesi sonucu nadiren psikiyatrik hastalarda da bu tür krizlerin görülebileceğini ancak normal insanlarda da bu vakalara rastlanabileceğini kaydeden Turan, "Kişi için çok önemli olan ve ani gelişen zorlayıcı durumlarda cinnet gelişebilir. Bu kriz karşısında kişi kendine, etrafına, yakınlarına bile zarar verebilir ve cinayet bile işleyebilir" şeklinde konuştu.
"Her zaman bu vakalarda belli bir sebep olması gerekmiyor. İşsizlik sorunu, ailevi problemler kolaylayıcı etkenler olabilir" diyen Turan'a göre, sosyal desteğin azalması, kültürel dengesizlikler, aile bağlarının zayıflaması, ekonomik bozukluklar cinnet vakalarının tetikleyici sebepleri olabilir.
Çağın en büyük problemi arasında yer alan yüz yüze iletişimin azalması, insanların arasında mesafelerin artması ve toplumsal dayanışmanın azalması, cinneti tetikleyici sebepler arasında yer alabiliyor. Ancak Turan, herhangi bir sebebin tespit edilemeyebileceğinin de altını çiziyor.
Bu kişilere eğer psikiyatrik rahatsızlığı varsa ona göre tedavi uygulanacağını, vakayı yaşayana kadar herhangi bir rahatsızlığı olmayan kişilere ise sebepler ve ondan sonraki süreç üzerinden tedavi uygulanabileceğini ifade eden Turan, toplumda bu tür vakalara rastlanmasının normal olmadığını, fark edilmesi durumunda hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini belirtti.