İSTANBUL (AA) - Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Zor bir dünyada yaşıyoruz, zor bir coğrafyada ama bakıyoruz, gençlerimizin gerçekten çok farklı bir vizyonu var ve idealleri var, heyecanı var, enerjisi var. Bizim de gençlerden öğreneceğimiz çok şey var." dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Alman mevkidaşı Heiko Maas, İstanbul Alman Lisesi'nin 2018-2019 eğitim öğretim yılı açılış töreninde öğrencilerin sorularını yanıtladı.
"Öğrencilerle bir arada olmak nasıl bir duygu?" sorusu üzerine Çavuşoğlu, "Biz siyasetçiler konuşmayı çok severiz ve ders verir gibi konuşmayı da severiz. Esasen biz yaptığımız iş gereği giderek bir statükonun içinde kalıyoruz. O yüzden öğrencilerle ve gençlerle buluşmak, lisede ve üniversitede bizim için de faydalı. Elbette bizim de kafa yorduğumuz birçok konu var. Zor bir dünyada yaşıyoruz, zor bir coğrafyada ama bakıyoruz, gençlerimizin gerçekten çok farklı bir vizyonu var ve idealleri var, heyecanı var, enerjisi var. Bizim de gençlerden öğreneceğimiz çok şey var. Ayrıca böyle bir panel, bugün öğrencilerle biz iki bakanı bir araya getiren bir panel de sınıf ayrımının olmadığını gösteriyor insanlar arasında. Bu bakımdan da önemsiyorum." ifadelerini kullandı.
Sivil toplum kuruluşlarına gençlerin katılımı konusundaki bir soru üzerine Çavuşoğlu, sivil toplum örgütlerinin bugün siyasette ve demokraside rolünün kimse tarafından inkar edilemez olduğunu vurguladı.
Türkiye'de de sivil toplumun giderek güçlendiğini aktaran Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Bu reform sürecinde geçmişte de sivil toplum örgütlerini güçlendirmek için çok da çaba sarf ettik. Bir sivil toplum örgütünün daha görünür daha etkin ve daha itibarlı olması biraz da kendi elinde. Kendi üyelerinin çıkarlarını savunmanın yanında toplumsal konularda, yaşadığı şehir ve ülkenin konularıyla ilgili ne kadar duyarlı, sadece duyarlı olmak yetmez, ne kadar görüş ortaya koyabiliyor, çözüm adına veya gelecek adına, daha iyisi adına, buna bağlı. Bunu iyi yapan sivil toplum örgütleri, her zaman toplum nezdinde de siyasetçiler nezdinde de daha saygın oluyor. Hangi görüşten olursa olsun bu fark etmez. Liselerin de tabii elbette ki her lise kendi eğitimiyle ilgili diğer konularla ilgili yönetim kurulu zaten gereğini yapıyor. Lise çağındaki öğrencilerin sivil toplum örgütüne katılımı konusunda kanunları ben bilmiyorum, -valimiz var yardımcısı var ama- lise çağındaki gençlerin siyasete olan ilgisini de görüyorum. Gerçekten toplumla ilgili, siyasetle ilgili veya eğitimle ilgili liselilerin görüşlerinin daha aktif bir şekilde dinlenmesi ya da onların da katılımının sağlanması bana göre bir neslin ve ülkenin geleceği bakımından da önemlidir. 18 yaşında gençlerin siyasete girmesinin önünün açılması da bu bakımdan bizim için çok önemliydi."
- "Bir enstrüman çalmak halen içimde ukde. Onu da başaracağım. Yakında başlıyorum"
Bir öğrencinin, "Lise yıllarına dönseniz yine aynı yolu mu izlerdiniz?" sorusuna ise Çavuşoğlu, şu yanıtı verdi:
"Lise yıllarında diplomat olmak istedim ve hayalim Dışişleri Bakanlığına girip diplomat olarak devam etmek, sonra da siyasete girmek. İkisi de hayal ama önce diplomasi sonra siyaset. Neden diplomat olmak istedim? O yıllarda Ermeni terör örgütü ASALA'nın Avrupa'da ve Amerika'da değişik ülkelerde diplomatlarımıza yönelik terör saldırıları. Çok sayıda şehidimiz vardı. O saldırılara karşı ben diplomat olmak istedim ve rahmetli annem de 'Seni de vururlar' diye karşı çıkıyordu bu fikre. Her anne baba gibi genelde Türkiye'de, o da benim doktor olmamı istiyordu. Ben gece düşünüyordum, 'Doktor olabilir miyim'... Doktor olamam. Onu yapabilir miyim, bunu yapabilir miyim, iğne vurabilir miyim, kan alabilir miyim veya ameliyat yapabilir miyim? Hiçbirisini yapamam, karakterime uygun değil. O nedenle Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü yazdım ve kazandım. Amerika'ya gidince, sonra İngiltere'ye gidince biraz fikrim değişti. Değişik sebeplerden, detaylara girmeyeyim. Bizim arkadaşlar da alınırlar. Önce siyasete girdim sonra parlamenter diplomasi ve bugün Dışişleri Bakanlığı. Hayat böyle ama bugün olsa yine aynı şeyi seçerdim, yani diplomat olmak için Uluslararası İlişkiler okurdum, belki yanında bir Felsefe de okurdum. Onu da çok ilginç buluyorum. Bazen başka yeteneğim var mı? Kendimi test ediyorum. Zaten ses berbat, şarkı söylesem herkes buradan kaçar gider ama bir enstrüman çalmak halen içimde ukde. Onu da başaracağım. Yakında başlıyorum. Diğer taraftan özellikle iç mimariye biraz ilgim var, dizayna; belki hobi olarak onu da yapabilirdim vaktim olsaydı ama yine bu yolu seçerdim, hem siyaseti hem de diplomasiyi."
Kişisel gelişimde ailenin rolünün önemli olduğuna değinen Çavuşoğlu, "Bu anlamda rahmetli annemden çok şey öğrendim. Kendisi ilkokula bile gidememiş bir kadındı. Ama gençlik ve ergenlik yıllarımızda bize gerekli bilgileri verdi, gelişmemizi sağladı. Kişisel gelişimde aile kadar okulun ve öğretmenlerin de rolü gerçekten çok büyük." diye konuştu.
Çavuşoğlu, lise sonda okurken Antalyaspor'un hocasının kendisine profesyonellik ve Antalyaspor'da oynama teklifinde bulunduğunu kaydederek, "Ama benim hep 'diplomat olacağım, uluslararası ilişkiler okuyacağım, üniversiteye gideceğim' diye hayallerim vardı. Bu teklifi reddettim. İyi ki de reddetmişim. O zamanlarda futbolda da çok para yoktu." dedi.
Dışişleri bakanlarının yaptığı işin kolay olmadığını anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Kendimi övmek için söylemiyorum ama zor konularla uğraşıyorsunuz. Sorunları çözmeniz gerekiyor ve bazen de mevkidaşlarınızla tartışıyorsunuz, kavga ediyorsunuz. Bizimki kavga değil tabii. Ama bunu yaparken de dostluklar oluşuyor. O yüzden ülkeler arasında çok ciddi sorunlar bile olsa dışişleri bakanları arasında zor konuları tartışa tartışa bir dostluk oluşuyor. Bu iş çok zaman alıyor, çok seyahat etmeniz gerekiyor. Örneğin ben buradan Ankara’ya gideceğim, bir saat kaldıktan sonra İran'a geçeceğim, yarın da İtalya'ya gideceğim. Ondan sonrasını hatırlamıyorum. Ama yine de her şeye rağmen ben yaptığım işten çok memnunum ve severek yapıyorum. Zaten bir insan hangi işi yaparsa yapsın, severek yapması gerekiyor."
Bakan Çavuşoğlu, Alman Lisesi'nin eğitimini 150 yıldır sürdüren köklü bir kurum olduğunu ve tüm zorluklara rağmen bunu başardığını belirterek, "Ama bugün bir şey daha gördüm. Bu okulun 150 yıldır başarılı bir şekilde devam etmesindeki sebeplerinden birisi de okul mezunlarının bu okula sahip çıkması, bağını koparmaması ve dayanışma içinde olması." ifadelerini kullandı.