İstanbul Boğazı'nda kimyasal kirlenme

İstanbul - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Gemi İnşaatı ve Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Oya Okay, "İstanbul Boğazı'nda Büyükdere'den başlayarak Beşiktaş'a kadar, özellikle de İstinye'de önemli ölçüde kimyasal kirlenme var" dedi.

Okay, Münih Teknik Üniversitesi ile ortaklaşa yürütülen TÜBİTAK destekli "İstanbul Boğazı'nda Kirlenmenin Etkileri" projesi hakkında bilgi verdi.İstanbul Boğazı'nın yıllık ortalama 50 bin geminin geçmesi nedeniyle önemli bir uluslararası su yolu olduğunu belirten Okay, ayrıca Boğaz'ın Akdeniz ve Karadeniz ekosistemlerini birleştirmesi nedeniyle biyolojik yaşam açısından da önem taşıdığını söyledi.

Reklam
Reklam

Okay, bu noktadan hareketle boğaz kirliliğinin ortaya çıkarılması için yaklaşık 1,5 yıl önce bir çalışma yapmaya karar verdiklerini, Nisan 2009'da bitmesi öngörülen projenin sonuçlarının değerlendirilme aşamasında olduğunu bildirdi.

Amerikan Çevre Koruma Ajansı'nın (EPA) denizdeki yaşamı tehdit eden en önemli kirleticiler olarak birtakım ağır metalleri ve petrol ya da yanma kökenli poliaromatik hidrokarbonları (PAH) ve kalıcı (dayanıklı) bazı organik kimyasalları gösterdiğini aktaran Okay, bu kimyasalların belirli seviyeler aşıldığında toksik veya kanserojen etkilerinin olduğunu kaydetti.

Boğaz'da yüzeyde Karadeniz'den, alttan ise Akdeniz'den olmak üzere çift yönlü akıntı olduğunu anımsatan Okay, şöyle konuştu:"Karadeniz'den gelen yüzey akıntısının, Karadeniz kuzeybatı kıyısal alanına boşalan nehirler, özellikle Tuna Nehri nedeniyle kirlenmiş olduğu biliniyor. Dolayısıyla Karadeniz'den gelen yüzey akıntısı boğaz ekosistemi için birinci potansiyel kirletici faktörümüzdür. İkincisi ise Boğaz'daki gemi trafiğidir. İstanbul Boğazı'ndan yılda 50 bin gemi geçiyor. Gemilerden
kaynaklanan kirlenme petrol, sintine, balast suları, gemi baca gazları, zehirli boyalar olarak özetlenebilir."

Reklam
Reklam

Şehir hatları vapurlarının oluşturduğu günlük lokal gemi trafiğinin de kirlenmeye neden olduğuna işaret eden Okay, boğazın 2 kıyısı boyunca uzanan yoldan geçen araçların egzoz dumanları ve 2 kıyısındaki arazi ve yerleşim alanlarından yağmur suları ile taşınan sularla boğaza çeşitli kirleticilerin girdiğini söyledi. Okay, "Evsel atık suların toplanması Boğaz ekosistemi için çok olumlu ancak boğaza giren derelerin ağızlarında ölçülen değerlerin yüksek olması bu derelerin hala Boğaz ekosistemi için potansiyel kirlenme kaynakları olduğunu göstermektedir" dedi.

Okay, bilim adamlarının görevinin bilimsel araştırma projeleri gerçekleştirmek, proje çıktılarını raporlar, uluslararası yayınlar halinde yayımlamak ve çeşitli konferanslarda sunmak, öneriler geliştirmek olduğunu ifade ederek, bundan sonraki aşamada sorumlu mercilerin bu çalışmaları değerlendirerek önlem paketleri hazırlaması gerektiğini kaydetti. Okay, "Kirleticilerin bir kısmının kanserojen olması nedeniyle özellikle kirlenmiş bölgelerden toplanan midye tüketiminin kanser vakalarına yol açabilme olasılığı var" dedi.

Reklam
Reklam

AA