Dünyanın farklı yerlerine, farklı zamanlarda gök taşı düşmeye devam ederken, Türkiye'de Trabzon çevresinde gökyüzünü birkaç saniyeliğin aydınlatan ışık hüzmesinden bir gün sonra pazar akşamı İstanbul'da da aynı görüntüler amatör kameralarca kaydedildi.
İstanbul Üniversitesi (İÜ) Fen Fakültesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü Astrofizik Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Hüseyin Esenoğlu yaptığı açıklamada, gök taşının dünyaya yıl içerisinde periyodik olarak düşebildiğini söyledi.
Dünyanın güneşin etrafındaki dolanımında güneş sistemini ziyaret eden kuyruklu yıldızların olduğunu belirten Esenoğlu, "Güneşin çekiminden dolayı kuyruklu yıldızlar ayrılırken tortu bırakıyorlar. Bu durum da gök taşının dünyaya yağmasına neden oluyor." dedi.
Esenoğlu, şunları kaydetti:
"İstanbul'da pazar akşamı güneşin batmaya yakın bir saatte gökyüzünün henüz kararmamış, mavi, batı ufkunda batmakta olan güneşin kırmızı rengi ve epey bir miktarda da siyah bulutların kapladığı bir atmosferde yaklaşık güneyden kuzeybatı yönünde alev topu parlaklığı tipik bir gök taşı düşmesidir. Olay Maltepe’den gök taşının hareket yönünde bakıldığından yeterince süre gökyüzünde izlenebilmiştir. Gökyüzü bir miktar aydınlık olduğu halde gök taşı epey parlak gözükmüştür. Hava tamamen karanlık olsaydı çok daha parlak ve iz bırakacak şekilde görülecekti. Gök taşının yere nispeten paralel gitmesi ve yüksek hızıyla birlikte İstanbul’da görüldüğü halde muhtemelen Trakya bölgesi, Bulgaristan veya Karadeniz’e kadar şehirlerarası veya ülkeler arası uzun bir menzil ile düşmesi olasıdır."
Normalde gök taşlarının mercimek küçüklüğünde olduğunu vurgulayan Esenoğlu, "Ama bu gök taşı biraz daha büyük ve farklı kimyasının ısınmayla tepkime göstererek içten yanmasıyla parlaklık artışı da göstermiş olabilir. İstanbul'da görüntülenen gök taşının oluşum nedeni kuyruklu yıldızdan değil, güneş sisteminden oluşan ufak bir gök taşıdır." dedi.
Esenoğlu, İstanbul'dan bir gün önce de Trabzon çevresinde bir gök taşının düşüşünün görüntülendiğini dile getirerek, Trabzon ile İstanbul'da görüntülenen gök taşı olayının farklı olduğunu ve dünyaya bir gün arayla birden fazla gök taşının düşmüş olabileceğini kaydetti.
Esenoğlu, gök taşlarının güneş sisteminin derin yerlerinden geldiğini için bilgi taşıdığını ve önemli olduğunu ifade etti.
Normalde göktaşlarının yeryüzüne gece-gündüz sürekli düştüğünü aktaran Esenoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Bununla birlikte, kuyruklu yıldızların dünya yörüngesi üzerinde bıraktıkları kalıntı bulutlarından geçiş dönemlerinde düşen gök taşlarının sayısında büyük artışlar olur. Bunlardan ikisi 28 Aralık- 2 Ocak’taki Quadrantidler gök taşı yağmuru ve 14 Nisan-30 Nisan’daki Lyridler gök taşı yağmurlarıdır. Şubat ve mart ayları yağmur takvimi olmadığından, bugünlerde görülen meteoritler söz konusu gök taşı yağmurlarından beklenmemelidir."
Kaynak: AA