Fatih'teki Su Ürünleri Kooperatifi'nin içinde gizli kalmış 'Balık Müzesi', kooperatifin eski başkanı Haydar Deniz tarafından 1994 yılında kuruldu. Türkiye'de eşi benzeri olmayan yaklaşık 40 metrekarelik bu küçük müzede, 450'den fazla balık türü, akvaryum ve kavanozlarda özel bir sıvının içinde tutuluyor. Buradaki türlerin pek çoğu, ne yazık ki bilinçsiz avlanma ve çevre kirliliği gibi pek çok nedenden dolayı, denizleri terk etmiş. Marmara, Akdeniz, Karadeniz ve Ege'de tutulmuş balıkların bulunduğu kavanozlarda türlerin isimlerinin yazıldığı, hangi tarihte ve nerede tutulduğunu belirten etiketler var. İçerisinde 60'lı yıllarda tutulmuş balıkları bile barındıran bu müzedeki deniz canlıları, bugüne kadar korunmuş. Sergilenen balıklar arasında 52 yıl önce tutulmuş bir kurbağa ve çizgili hani balığı, 1970'te yakalanmış bir eşkina balığı ve 1973'te tutulmuş bir öküz balığı bile var. Ancak daha uzun yıllar sergilenebilmeleri için, müdahaleye ihtiyaçları var. Kooperatifin ise imkanları kısıtlı. Bakanlık, valilik ve üniversitelerin su bilimleri fakültelerinden destek bekliyorlar.
Fatih Su Ürünleri Kooperatifi Başkanı Mustafa Gümüşoğlu, müzenin nasıl kurulduğunu şu sözlerle anlattı:
"Rahmetli Başkanımız Haydar Deniz, 1994 yılında amatörce, ufak ufak balıkları toplayarak başladı. Zaman içinde bu gördüğünüz haline geldi. İlk kurulduğu zamanlar, burada ufak bir oda derken, limanın üst tarafına yer yapılmıştı. Geçmiş dönem belediyeler de onu yıkıyorlar, o zaman daha güzel ve halka açık gibi bir yerdi burası. Yıkılınca, bugün bu haline kadar kendi imkanlarımızla muhafaza ettik ama tabii yeterli değil. Siz zaten gezdiniz, gördünüz… Sağ olsun şu anda İstanbul Valimiz Ali Yerlikaya ve İl Tarım ve Hayvancılık Müdürümüz Ahmet Yavuz Karaca burayla ilgileniyorlar. Bir şeyler yapmak için çaba gösteriyorlar. İnşallah burayı büyütürüz halka, çocuklarımıza kazandırırız. Çünkü burada 450'nin üzerinde balık çeşidi var. Bunların birçoğu nesli tükenmiş balıklar. Burada bu kadarını muhafaza edebildik. İnşallah ileride devlet büyüklerimizin katkısı ile burayı halkımıza, çocuklarımıza kazandırırız. Bunun gayreti içerisindeyiz"
Buradaki balıkların birçoğunun artık denizlerde olmadığını vurgulayan Gümüşoğlu, "1967'de tutulmuş balıklar var. Birçoğunun da artık nesli yok. Senelerdir denizlerdeyiz, artık çoğunu görmüyoruz. Kavanozların üzerinde hangi denizde tutulduğu ve tarihleri yazıyor. Herkesin ilgisini çekiyor… İstanbul'un, Türkiye'nin birçok yerinden hatta National Geopraphic'ten bile geldiler, burada çekim yaptılar. Buranın daha güzel, korunaklı bir hale getirilmesini herkes istiyor. Fatih Su Ürünleri Kooperatifi olarak buna gücümüz bir yere kadar yetiyor. Burası sonuçta bir balıkçı barınağı. Şu anda proje aşamasında. İnşallah hayata geçireceğimiz bir proje var. Olursa, burası çok güzel olacak" dedi.
Pandemiden önce ziyaretçilerin müzeye daha çok ilgisi olduğunu ifade eden Mustafa Gümüşoğlu, "Su ürünleri fakültesi öğrencileri, şehir rehberleri gruplar halinde geliyor. Pandemiden önce, özellikle yaz aylarında 50-60 kişilik gruplar gelip geziyordu. Bilinmeyen ama aslında bilinen bir müze. Dünya üzerinde, hiçbir su ürünleri kooperatifinde böyle bir müze ve balık envanteri yok. Bu kadar balık çeşidinin bir arada bulunduğu bir yer, Türkiye Cumhuriyeti'nde de yok. Burası yapılırsa, o anlamda da ilk olacak. Bu kadar balığı bir araya getirmek 30-35 sene…" diye konuştu.
Müzede daha önce hiç görmediği pek çok türün bulunduğunu ifade eden Gümüşoğlu, balıkların daha uzun yıllar sergilenebilmesi için uzmanların müdahalesine ihtiyaçları olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: "Peri Balığı, Öküz Balığı, Sarı Kuyruk Balığı… Bunlar benim bu güne kadar bu denizlerde duyduğum, gördüğüm balıklar değil. Bunun gibi daha birçok tür var burada bizim görmediğimiz. Hayatımız denizlerde geçiyor ama birçoğunu ne gördük ne duyduk. Çok çeşit var. Nesli tükenmekte olduğunu tahmin ettiğimiz çok fazla balık var içeride. İnşallah burası bir restorasyon aşamasına girerse, Su ürünleri Fakültesi'ndeki hocalarımız buradaki envanteri gözden geçirdikleri zaman, hangisinin şu anda denizlerimizde olup hangisinin olmadığı daha net ortaya çıkacak. Bizim onu tespit etme şansımız yok. Birçok tür artık kavanozlarda çürümeye başlamış. Bir yerden sonra imha olmuş vaziyete gelecek. Bir an önce buraya bir müdahalede bulunup korunaklı hale getirmek lazım. Kavanozlarının, sularının değişmesi lazım. Bunlar da uzmanların yapacağı işler. Uzmanlar da Su Bilimleri Fakültelerinde. Kavanozların içindeki sular çok özel. Bir an önce müdahale edilmesi lazım"
(DHA)