İstanbul Üniversitesi İki Müzeye Daha Kavuştu

"İÜ Müzeleri Projeleri” yürütülen çalışmalar kapsamında İstanbul Üniversitesi iki yeni müzeye daha kavuştu.İstanbul Üniversitesi Beyazıt...

"İÜ Müzeleri Projeleri” yürütülen çalışmalar kapsamında İstanbul Üniversitesi iki yeni müzeye daha kavuştu.İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi, “İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi Anıt Müzesi” olarak TC Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescilli müze statüsüne kavuşturulurken yine bakanlık onayının ardından hazırlıkları tamamlanan “İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve Kültür Tarihi Müzesi” kuruldu.İstanbul öğretim üyeleri tarafından uzun yıllar boyunca büyük bir emekle oluşturulan müze niteliğindeki koleksiyonlar, İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet tarafından başlatılan “İÜ Müzeleri Projesi” kapsamında “Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylı müze” statüsüne kavuşturuluyor. İstanbul Üniversitesi’nin en önemli değerlerinden olan müzeler ile ilgili yaklaşık 4 yıldır sürdürülen çalışmalar, meyvelerini vermeye devam ediyor.Planlı şekilde sürdürülen “İÜ Müzeleri Projesi” iki yeni müzesi ile Türk kültür ve sanat hayatına önemli bir katkı sağlayacak.İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’ne tahsisli bulunan İÜ Beyazıt Yangın Kulesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanlarınca yerinde yapılan incelemeler sonucunca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescil edilerek müze statüsüne kavuşturuldu ve resmen “İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi Anıt Müzesi” adını aldı.İÜ Edebiyat Fakültesi Prehistorya Ana Bilim Dalı’nda hizmet vermiş öğretim üyeleri tarafından oluşturulan koleksiyonlar, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü uzmanlarınca yerinde yapılan incelemeler sonucunca Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescil edilerek müze statüsüne kavuşturuldu ve resmen “İstanbul Üniversitesi Arkeoloji ve Kültür Tarihi Müzesi” adını aldı. Müze, İÜ Edebiyat Fakültesi alt katında gerekli düzenlemeler yapıldıktan sonra kamuoyuna açılacak.Müzelerin önemine dikkat çeken İÜ Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet, İstanbul Üniversitesi’nde bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Yunus Söylet konuyla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu:“Geçmiş ile gelecek arasında köprü kuran müzeler, kütüphanelerle birlikte toplumun geçmişle ilgili belleğini oluşturur. Üniversitelerde müzelerin olması, eğitim kurumunun gelişimini göstermesi açısından önemlidir. Müzeler, bulundukları eğitim kurumlarına saygınlık da sağlamaktadır.”“Üniversitemizin bünyesinde eşsiz diyebileceğimiz müze, koleksiyon ve sanat galerileri mevcut. Ayrıca çok sayıda tarihi bina, kemer, sur, çeşme, hamam, medrese ve anıt yapılar var. İstanbul Üniversitesi farklı yerleşke ve mekânlarda, farklı çeşitlilikte ve yapıda müzelere sahip olması ile dünya üniversiteleri arasında ayrıcalıklı bir konuma sahip. Üniversitemizde şimdiye dek büyük fedakarlıklarla yürütülen müzecilik çalışmalarını artık daha profesyonel düzeyde gerçekleştirmenin, geçmişe karşı bir saygı ve borç olduğunu düşünüyorum. Öyle bir borç ki; sadece eser sahibi değil, yıllarca onları koruyup bugüne getiren hocalarımıza, yöneticilerimize karşı da borcumuz. Yürüttüğümüz çalışmalarla üniversite müzeciliğinde lider olmayı hedefledik. Çok yoğun bir çalışma programı yürütüyoruz. Hedefimiz öğretim üyelerimizin bugüne kadar büyük emeklerle oluşturduğu ve koruduğu bütün koleksiyonları dünya kültür mirasına kazandırmak.”“Üniversitemizdeki koleksiyonları, çağdaş müze yönetimi kurallarına ve çağdaş sergileme anlayışına uygun olarak yeniden planlıyoruz. İstanbul Üniversitesi Kültür ve Sanat Envanteri olarak katalog çalışmalarımız sürüyor. Şu ana kadar Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan özel müzeler kapsamında resmi olarak onaylı tek müzemiz İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıp Tarihi Müzesi idi. İÜ Jeoloji Müzesi resmi olarak onaylı ikinci müzemiz oldu. Üniversitemiz bünyesindeki diğer müze niteliğindeki koleksiyonların da resmi onay alması için çalışıyoruz. Üniversitemiz bünyesinde kurulan müzelerin sayısı önümüzdeki yıllarda hızla artacak. Bakanlık düzeyinde kuruluş, müze ve koleksiyonerlik izinlerinin alınması çalışmaları sürüyor.”360 derece İstanbul manzarası ile İstanbul’un eşsiz güzelliğini gözler önüne seren , İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi tarihin ve estetiğin birleştiği, imparatorlukların merkezi Beyazıt’ta, İstanbul Üniversitesi Merkez Yerleşkesi’nde yer almaktadır.İstanbul Üniversitesi Beyazıt Yangın Kulesi’nin yerinde İstanbul’un siluetine renk veren ilk kule 1746 yılında ahşap olarak inşa edilmiştir. Birçok kez yangına maruz kalan kule 1828 yılında Sultan II. Mahmut tarafından bugünkü şekliyle Senekerim Balyan’a yaptırılmıştır. Yüksekliği 85 metre olan kâgir bina doğal afetlere karşı güçlendirilerek özenle korunmuş, böylece günümüze kadar gelebilmiştir.Kule aşağıdan yukarıya doğru nöbet katı, işaret katı, sepet katı ve sancak katı olmak üzere dört kattan oluşmaktadır. Gövde içerisinde, 256 basamaktan oluşan ve seren direği etrafında dönerek tüm kule boyunca yükselen ahşap bir merdiven yer almaktadır. Daire planlı, üzeri tonozla örtülü gözetleme katı, 12 pencere ile dışa açılmaktadır. Galeri biçimindeki bu kat, manzara ve bitkisel kompozisyonlarla süslenmiştir.Kulenin taban duvarlarından Beyazıt’a bakan kısmında II. Mahmut'un tuğrası ve kitabesi yer almaktadır.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: