İstanbul Üniversitesi'nde 28 Şubat paneli

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya: - "28 Şubat sürecinde yaşananları anlatmalıyız. Bunu anlatacağız ki Türkiye olarak son 15 yılda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başta ekonomide, sağlıkta, ulaşımda alt yapıda, yerel yönetimlerde ve sosyal devlet anlayışında gerçekleştirdiğimiz atılımlar çok daha iyi anlaşılsın" - "Darbeler, sadece mevcut otoriteyi ve adalet ilkesini yok sayan değil, aynı zamanda insan hak ve hürriyetini, dini inançlarını hiçe sayan çağ dışı müdahalelerdir. Tarihimiz bize gösteriyor ki darbelerin arka planında hep dış güçlerle yapılan iş birlikleri vardır"

İSTANBUL (AA) - Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, "28 Şubat sürecinde yaşananları anlatmalıyız. Bunu anlatacağız ki Türkiye olarak son 15 yılda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başta ekonomide, sağlıkta, ulaşımda alt yapıda, yerel yönetimlerde ve sosyal devlet anlayışında gerçekleştirdiğimiz atılımlar çok daha iyi anlaşılsın." dedi.

Kaya, Hürriyet ve Adalet Derneği'nin İstanbul Üniversitesi Doktora Salonu'nda düzenlediği, "28 Şubat: Post-Modern Bir Darbenin Anatomisi" panelinde öğrencilere hitap etti.

Reklam
Reklam

28 Şubat'ın demokrasi adına kara bir leke olduğunu dile getiren Kaya, o sürecin eski Türkiye'nin bir kesiti olduğunu söyledi.

Kaya, o döneme tanıklık eden insanlar olarak, gençlerin bugünün Türkiye'sinin kıymetini bilmeleri açısından yaşananları anlatmak zorunda olduklarını belirterek, "28 Şubat din, ifade, tercih yapma özgürlüğü, teşebbüs, eğitim ve meslek seçme hakkı alanlarında ciddi ihlallerin yapıldığı, büyük mağduriyetler yaşatılan bir dönemdi. O dönemde laikliği kullanarak, 'Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır' bir zihniyetle milletimize yön tayin etmeye çalıştılar.
Yargıtay ayrı bir devlet, Anayasa Mahkemesi ayrı bir devlet, asker ayrı bir güç ve otoriteydi. Milli iradeye elbise biçti." diye konuştu.

Yalan haberlerle iktidar partisinin kapatıldığını hatırlatan Kaya, böylece iktidarın bir anda siyaset sahnesinden silindiğini kaydetti.

Kaya, 28 Şubat'ta şehit annelerinin askeri hastanelere alınmadığına dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Askeri hastanelerin kapısından geri çevrilen şehit annelerini düşünün. Kamu kurumlarında görev yapan milyonlarca insanı fişlediler. Pantolonun dizinde kırışıklık olanları namaz kılıyor diye fişlediler. Bu üniversite ve bu salon o günlere şahittir. Yasakçı güçler, İstanbul Üniversitesi'nde rektör seçilen birini uygulamacı, üniversiteyi de uygulama alanı olarak seçmişlerdi. 28 Şubat'ı unutturmamak adına İstanbul Üniversitesi'ne tarihi bir misyon düştüğünü düşünüyorum. Haftalar süren etkinliklerle o dönemin zihniyetini anlatmak gerektiğini düşünüyorum. 21 yıl geçti. Belki çoğunuzun ömrü kadar bir vakit."

Reklam
Reklam

İmam hatip okullarında okuyanların katsayı uygulamasıyla mağdur edildiğini hatırlatan Kaya, özellikle kızların eğitimden uzaklaştırılmak istendiğini kaydetti.

Kaya, o dönemde yapılanların nihai hedefinin, milletin kadim medeniyetiyle buluşup yeniden ayağa kalkmasını engellemek olduğunu vurgulayarak, "28 Şubat sürecinde yaşananları anlatmalıyız.
Bunu anlatacağız ki Türkiye olarak son 15 yılda, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde başta ekonomide, sağlıkta, ulaşımda alt yapıda, yerel yönetimlerde ve sosyal devlet anlayışında gerçekleştirdiğimiz atılımlar çok daha iyi anlaşılsın. Bunu anlatacağız ki '28 Şubat bin yıl sürecek' diyen vesayetçi anlayışın ekonomik kaynaklarımızı borç ve faiz sarmalıyla neden ve nasıl heba ettiği çok daha iyi anlaşılsın." ifadelerini kullandı.

28 Şubat sürecini, bedel ödeyenlerin daha iyi anlatabileceğini belirten Kaya, doktor olmak istemesine rağmen elektrik elektronik mühendisliği eğitimi alabildiğini söyledi.

Kaya, yurt dışındaki eğitiminin ardından döndüğü Türkiye'de başörtülü eğitimde engellerin kaldırıldığını, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni kazandığını ve doktor olduğunu kaydetti.

Reklam
Reklam

28 Şubat'ın, millete ve değerlerine yönelmiş bir darbe olduğunu aktaran Kaya, şöyle devam etti:

"Darbeler, sadece mevcut otoriteyi ve adalet ilkesini yok sayan değil, aynı zamanda insan hak ve hürriyetini, dini inançlarını hiçe sayan çağ dışı müdahalelerdir.
Tarihimiz bize gösteriyor ki darbelerin arka planında hep dış güçlerle yapılan iş birlikleri vardır.
Bu tespit, sadece Cumhuriyet döneminde değil, Osmanlı'nın son dönemi için de geçerlidir.
Osmanlı Devleti, arka arkaya yaşanan darbeler neticesinde güçsüzleştirilmiş, ardından Birinci Dünya Savaşı'yla dağılma noktasına getirilmiştir. Cumhuriyet döneminde de siyasetimize, yönetim anlayışımıza sürekli müdahale ettiler. 1960 darbesiyle Başbakan Menderes ve iki bakan idam edildi. 71 muhtırasıyla gençler ideolojik kavgalarla birbirlerine kırdırıldı. 1980 darbesiyle bu ülkenin 3 yılı askeri rejimle heba edildi. 1992-2002 arası 10 yıllık dönemde hükümetlerin ortalama ömrü bir buçuk yıl bile değildi."

Kaya, demokrasiye müdahalelerin 28 Şubat sonrasında da devam ettiğinin altını çizerek, 27 Nisan e-muhtırası, 17-25 Aralık yargı darbesi ve 15 Temmuz darbe girişiminin bunun örnekleri olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

15 Temmuz darbe girişimine gelen süreci ve sonrasında yaşananları anlatan Kaya, 16 Nisan referandumunun önemine ve getirilerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Hürriyet ve Adalet Derneği Genel Başkanı Taha Ayhan'ın yönetiminde gerçekleşen panelde İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Aynur Görmez, Azra Özanbarcı, Gülşen Demirkol da 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı.