İstanbul Üniversitesi'nde Türk Dizileri Çalıştayı

CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi işbirliğiyle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde 'Kamu Diplomasisi Aracı Olarak Türk Dizileri Çalıştayı' düzenlendi.

Murat SOLAK - Doğanay YAVUZ/İSTANBUL(DHA)-CUMHURBAŞKANLIĞI İletişim Başkanlığı ve İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi işbirliğiyle İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nde 'Kamu Diplomasisi Aracı Olarak Türk Dizileri Çalıştayı' düzenlendi. Çalıştaya Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkan Yardımcı Mehmet Zahit Sobacı, İstanbul Üniversite'si İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ergün Yolcu, yapımcı ve yönetmen Osman Sınav, yapımcı ve yönetmen Birol Güven, sinema ve dizi oyuncusu Halit Ergenç, sinema ve dizi yapımcısı Timur Savcı'nın da aralarında bulunduğu dizi ve sinema sektöründen yapımcı, yönetmen ve oyuncular katıldı. Çalıştayda dizilerin, Türkiye ekonomisine, kültürel değerlerine ve diplomasiye katkılarından bahsedilirken, dizi çekimlerinde yaşanan zorluklarla, zorlukların nasıl giderilmesi hakkında değerlendirmelerde bulunuldu.

Reklam
Reklam

"ÜLKEMİZİN YURTDIŞINDA Ki TANITIMLARA KATKIDA BULUNDU"

Çalıştayda ilk olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un çalıştayla ilgili mesajını okundu. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Başkan Yardımcı Mehmet Zahit Sobacı'nın okuduğu mesajda, "Orta Doğu'dan başlayıp, Balkanlar ve Orta Asya ile devam eden başarı hikayemiz bölgesel ölçekli kalmayıp artık Fransa'dan Japonya'ya, Şili'den Peru'ya, Hindistan'a kadar dünyanın dört bir yanına ulaşıyor. Türk dizi sektörü 350 milyon doların üstünde ihracat hacmiyle bu alanda Amerika'dan sonra 2. sıraya gelmiş durumda. Hiç şüphesiz bu durum tablosunun mimarları, oyuncusundan yapımcısına, senaristinden yönetmenine, ışıkçısına kadar tüm dizi emekçilerimizdir. Emekleriniz fedakarlığınız ülkemizin ve milletimizin yüzünü ağartan çalışmalarınız için her birinize ayrı ayrı teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Sizin gecenizi gündüzünüze kadar büyük fedakarlıklarla ürettiğiniz dizilerimiz milyon dolarlık pazarlama kampanyalarının yapabileceğinden kat kat fazlasını başardı. Ülkemizin yurt dışında başarılı bir şekilde tanıtılmasına katkıda bulundu. Türk dizileri başlı başına bir ihracat kalemi olmuş ve farklı sektörlerin gelişmesine katkı sağlamıştır. Bu anlamda Türkiye başarılı kültürel diplomasi uygulamalarına harika bir örnek teşkil etmektedir. Nitekim doğru diplomasi uygulamaları ülkenin itibarının gelişmesinde ve ekonomik rekabetçiliğinde kaldıraç etkisi göstermektedir" ifadeleri yer aldı.

Reklam
Reklam

"DEVLETİMİZİN İLGİSİNİ ÇEKTİK"

Çalıştayda konuşan yapımcı ve yönetmen Osman Sınav, "Biz 10-12 yıl içerisinde 350 milyon bir bütçeden 750 milyon bütçeye ulaştık. Bugün burada bu çalıştayı yapıyoruz. Devletimizin ilgisini çektik. Bir ihracat kalemi olarak anılıyoruz. Dünyanın birçok ülkesiyle ortak pazar, strateji yaratmak ve siyaset üretmek noktasında Türk dizilerinin yarattığı empatiden faydalanıyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde hiç bir insanla hikaye paylaşmıyorsanız o insanla ortak pazar kuramazsınız ve ortak siyaset üretemezsiniz. Yani önce bir hikaye paylaşmak gerekiyor" dedi.

"İSTANBUL'UN BİRÇOK İLÇESİNDE ÇEKİM YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL"

Yapımcı ve yönetmen Birol Güven ise, "İstanbul'un birçok ilçesinde çekim yapmak mümkün değil. Sahadaki arkadaşlarımız daha iyi bilir. Öncelikle çok maliyetli. Emniyet müdürlüğüne para ödemek zorundasınız. Büyük şehir belediyesine para ödemek zorundasınız. İlçe belediyelere para ödemek zorundasınız. İSPARK'a para ödemek zorundasınız. Hiç bir senaristin aklına Marmaray'da sahne yazmak gelmez. Hiç bir yönetmenin aklının ucundan geçmez. Marmaray'da çekim yapmak için izin almak müthiş zor bir şeydir. Havalimanlarında aynı ben biliyorum. Bunların izinleri çok zor olduğu için yapımcılar İstanbul dışında çekim yapmak istiyorlar" dedi.

Reklam
Reklam

"DİZİLER BÜYÜK ETKİYE SAHİPLER"

Sinema ve dizi oyuncusu Halit Ergenç, "Kamu diplomasisi olarak bir başlığımız var. Gerçekten çarpıcı, çünkü doğru. Diziler büyük etkiye sahipler. Siz bir dizi yaptığınızda bir eve haftanın aynı her hafta defalarca giriyorsunuz. Dolayısıyla siz bir hikayeyi insanlara belli periyotlarla sürekli olarak anlatıyorsunuz. Eğer burada herhangi bir fikri dayatmak isterseniz bunu kitleye kabul ettirmek çok mümkün. Ama bunu kasten yaparsanız ve bunu gerçekten belli bir yumuşaklık seviyesinin üzerinde yaparsanız red göreceğiniz de yüzde 90'dır. Dolayısıyla bence yapılması gereken en önemli şey salt kültürümüzü ve insanlığımızı anlatmak noktasına geri dönmeliyiz en başta" dedi.