İstanbul, tarihinin en şiddetli depremini 14 Eylül 1509'da yaşadı. Küçük kıyamet (Kıyamet-i Suğra) denilen depremin ardından Marmara Denizi’nde tsunami meydana geldi. Boyları 10 metreye kadar yükselen dev dalgalar şehirde tufan yaşattı. Yer bilimcilerin son yüzyılda Doğu Akdeniz’de görülen en büyük doğal afet olarak tanımladığı depremin izleri ise, İstanbul'un bozulmamış sahil şeritlerinde araştırılmaya başlandı. İBB Başkanı Mevlüt Uysal'ın talimatıyla ilki Adalar'da yapılan 'tsunami' çalışmalarına, Zeytinburnu'nda yer alan ve İstanbul'un simgelerinden biri olan Veliefendi Hipodromu da eklendi. Çalışmanın amacı, tarihsel verileri, güncel araştırma araçları ve olanakları, bilimsel deneyimleri bir araya getirerek, olası tsunami tehlikesin düzeyini saptamak, bunların neden olabileceği hasar düzeylerini hesaplamak, riskleri belirlenmesi ve sakınma önlemlerinin geliştirilmesini ve tehlikenin azaltılması sağlamak" olarak belirlendi.
VELİEFENDİ'DE İLK ARAŞTIRMA ÇUKURU AÇILDI
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı Deprem ve Zemin İnceleme Şube Müdürlüğü, "İstanbul İli Marmara Kıyılarında Tsunami Modelleme, Hasar Görebilirlik ve Tehlike Analizleri Güncellemesi İşi" kapsamında, Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) ile sözleşme imzaladı. Tarihsel depremler sonucu kıyı alanlarını etkilemiş eski tsunami izlerinin araştırılmasına yönelik araştırma için Veliefendi Hipodromu'nda belirlenen araştırma çukurlarından ilki, 1 Ekim'de kepçe yardımıyla açıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ekibi tarafından zeminden alınan birkaç torba numune, incelenmek üzere laboratuvara götürüldü.
Araştırma çukurlarından elde edilecek bulgular, beklenen olası büyük Marmara depremine bağlı oluşabilecek tsunami dalgalarının vereceği zararların önceden kestirilmesi ve gerekli önlemlerin alınabilmesi konusunda, önemli bilgiler sağlayacak. Çalışmaya ilişkin kesin bilgiler, laboratuvar sonuçlarına göre belli olacak.
"1509'DAKİ TSUNAMİNİN SURLARI AŞTIĞI SÖYLENİR"
İstanbul'da 14 Eylül 1509’da yaşanan ve ‘Küçük Kıyamet’ olarak bilinen büyük deprem hakkında Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, "İstanbul’da 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz. Arkası tsunami" dedi. Prof. Dr. Ersoy, 1509 depremini "İstanbul'un en sağlam merkezi kesiminde meydana gelen, şimdiki büyüklüğüyle yaklaşık 7.7 diyebileceğimiz, enerji olarak yaklaşık 3 Kocaeli depremi büyüklüğünde, çok büyük bir depremdi" şeklinde tarif etti.
Olası bir İstanbul depreminde tsunami dalgaları oluşacağını kaydeden Prof. Dr. Ersoy, "1509 depreminde tsunami de var. Surları aştığı söylenir. Marmara'nın tsunami tarihi de sabıkalı. 4 bin yıl içerisinde kayıtlarda 100'e yakın tsunami var. Yaptığımız kazılarda bunların izlerini bulduk. Kim, 'Marmara kıyılarında tsunami dalgaları olmaz' diyorsa, doğruyu söylemiyor. Bilimsel olarak yanlıştır. Marmara kıyılarında mutlaka tsunami dalgaları oluşabilir. Marmara'nın içerisinde bin metreyi aşkın 3 tane çukur var. Bu çukurların yamaçlarındaki çamurlar, depremlerde sallandıkları takdirde denizaltı heyelanlarıyla tsunamiler oluşabilir" diye konuştu.
ÇİFTE DEPREM TEHLİKESİ
Bölgede 'çifte deprem' potansiyeli olduğunun da altını çizen Prof. Dr. Ersoy, "Marmara'da bir depremi konuşuyorsak tsunamiyi de birlikte anmamız gerekiyor. Çünkü tarihsel olarak bunlar hep birlikte gerçekleşmiş. Marmara'nın çifte deprem oluşturma özelliği de var. 1999 depreminde merkezleri Kocaeli ve Düzce olmak üzere 2 ayrı yerde 3 tane şiddeti 7'den büyük deprem meydana geldi. Bunun benzeri 1912 ve 1766 yıllarında da yaşandı" dedi.
"7.7 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM ÖNGÖREBİLİRİZ"
Olası depremin büyüklüğü hakkında ise Prof. Dr. Ersoy, "Bir grup araştırmacıya göre 30 yıl içinde yüzde 65 olasılıkla şiddeti 7'den büyük bir deprem olacak. Bunun 19 yılı geçti. Tehlikenin riski artıyor. Yarın da olabilir, 11 yıl sonra da. Tekrarlanma aralıkları genellikle tutar. Sürenin yaklaştığını buradan öngörebiliriz. Marmara için en kötü senaryo 1509 depreminin tekrarlanmasıdır. Yaklaşık 7.7, 7.5 şiddetlerinde bir depremi öngörebiliriz" yorumunu yaptı.
"TSUNAMİ DALGALARI 5 DAKİKA İÇERİSİNDE GELEBİLİR"
Prof. Dr. Ersoy, tsunaminin sinsi bir şekilde geliştiğine dikkat çekerek şunları kaydetti:
"Tsunami dalgası o kadar sinsi ki bazen cepheden değil, 'kıyı boyu akıntıları' ile kıyıları süpürerek gelebilir. Hatta iç denizlerde dalgalar karşı kıyıya çarpıp 1 saat sonra dönebilir. Bu dalgalar 5 dakika içerisinde gelebilir. Uzak bölgelerde 20 dakikaya kadar çıkabilir ama her halükarda tsunamiden kaçış planları yapabiliriz. Deprem gibi değil. Kıyılarda, karaların içlerine doğru kaçmamız, yüksek yerlere çıkmamız gerekiyor. Sahildeysek, bir tekne içerisindeysek açık denize gitmemiz gerekiyor. Açık deniz, tsunami ve depremde en güvenilir yerdir. Çünkü deprem dalgaları suyun içerisinden geçmez. Tsunami dalgaları da açık denizde olmaz. Sadece kıyılarda olur. Açık denizler daha güvenlidir."
*"5 İLÇE DEPREMDEN DAHA ÇOK ETKİLENECEK"
Özellikle Avrupa Yakası'nın sahil kesiminin zemin olarak daha tehlikeli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Ersoy, “Aksaray'dan Zeytinburnu'na, Bakırköy'e, Küçükçekmece'ye, Avcılar'a, Büyükçekmece'ye doğru giden sahil kesiminin zemini daha hassas. Dolayısıyla buradaki yapılar depremden daha çok etkilenecek. Bu bölgelerdeki kentsel dönüşümün hızına biraz daha ağırlık vermemiz gerekiyor. İnşaatlar ilçenin zeminine özel yapılmalı. Maalesef sağlam kayalar üzerinde bile inşaat yapmasını bilmiyoruz. Kadıköy'de yaptığınız bir binayı Avcılar'da yapamazsınız. Avcılar'da yaptığınız bir binayı Şişli'de yapamazsınız. Zemin özellikleri birbirinden farklı" dedi.