İstanbul'da 41. Gezi iddianamesi tamam

Gezi Parkı protestolarıyla ilgili bugüne kadar 308 kişi hakkında 40 iddianame hazırlayan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 7’si yabancı uyruklu 255 kişi hakkında 41’inci iddianameyi tamamladı.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı İsa Dalgıç’ın hazırladığı 6 Aralık 2013 tarihli iddianamede, ‘Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Kanunu’na muhalefet’, ‘Görevi yaptırmamak için direnme’, ‘Kamu görevlilerine görevinden dolayı hakaret’, ‘Kamu görevini usülsüz üstlenme’, ‘Kamu malına zarar verme’, ‘İbadethaneyi kirletme suretiyle zarar verme’, ‘Özel kıyafetleri usulsüz kullanma’ ve ‘Suçluyu kayırma’ suçlamaları yer alıyor. İstanbul 55’inci Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianame mahkeme tarafından kabul edilirse yargılama başlamış olacak. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, 41’inci iddianameyle ilgili tek sayfalık açıklaması şöyle:
Soruşturmada, 10 kişi hakkında yeterli delil bulunmadığı, fiilin suç teşkil etmediği, soruşturmanın mükerrer olduğu ve benzeri gerekçelerle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
249 KİŞİ ŞİKÂYETÇİ

Reklam
Reklam

249 kişinin şikayeti ve mağduriyeti çerçevesinde 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Hakkındaki Kanun’a muhalefet, kamu görevlilerine görevi yaptırmamak için direnme, mala zarar verme, kamu malına zarar verme, kamu görevlilerini kasten yaralama, yağma, hırsızlık, hakaret, ulaşım araçlarının çalışmasının engellenmesi, ulaşım araçlarının kaçırılması ve alıkonulması, konut ve işyeri dokunulmazlığını bozmak suçlarını işledikleri iddiasıyla sayıları ve kimlikleri tam olarak bilinmeyen kişiler hakkında soruşturmaya devam ediliyor.

36 SORUŞTURMA SÜRÜYOR

Gezi Parkı eylemleriyle ilgili olarak bugüne kadar 40 ayrı iddianame ile 308 şüpheli hakkında kamu davası açıldı. 36 ayrı soruşturma devam ediyor.

DARBEYE TEŞEBBÜS

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terörle Mücadele Kanunu Soruşturma Bürosu’nda suç işlemek amacıyla kurulan örgüte yardım etme, silahlı terör örgütüne yardım etme, silahlı terör örgütüne üye olma, cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin görevlerini yapmasını engellemeye teşebbüs, 2911 sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından 6 ayrı soruşturma devam ediyor. Soruşturmalar kısmen başlatılmış olup, Gezi Parkı olayları ile beraber başka yer ve zamanlardaki fiilleri de kapsıyor.

Reklam
Reklam

ÖZEL KIYAFET AYRINTISI

İddianamede ‘özel kıyafetleri usulsüz kullanma’ suçu da dikkat çekti. Protestolarda doktor önlüğü giyen ancak doktor olmayan 3 kişi gözaltına alınmıştı. Ayrıca polislerden ele geçirdikleri kask, kalkan gibi malzemeleri taşıyan gruplar vardı.

Sığınmışlardı

2 Haziran Pazar akşamı Dolmabahçe tarafından gelen 100 kişilik yüzleri maskeli grup, Beşiktaş’ta Başbakanlık Çalışma Ofisi önünde bekleyen TOMA aracına ve Çevik Kuvvet ekibine taş attı. Göstericiler, Dolmabahçe üzerinden Taksim Meydanı’na çıkmak isteyen grupla birleşti ve Barbaros Bulvarı ile İnönü Stadı önünde çift taraflı caddeyi ulaşıma kapattı. Polis, atılan taşlara çok yoğun biber gazı ve tazyikli suyla karşılık verdi. Yaralanan göstericiler ise Dolmabahçe Sarayı’nın yanındaki Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’ne götürülerek, doktor kontrolünden geçirildi ve yaraları sarıldı. Yaralılara cami içinde 50 kişiden oluşan gönüllü doktor ve hemşireler müdahale etti. Revire çevrilen camiye akın eden sağlık personelleri, yanlarında ilk yardım malzemesi de getirmişti. Camide ilk müdahaleleri yapılan yaralılar çevreden geçen araçlara alınarak hastanelere yollandı.

Reklam
Reklam

CHP’den araştırma önergesi

CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, Gezi eylemleri sırasında hükümetin Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nde içki içildiği iddiası ile ilgili araştırma önergesi verdi. TBMM Başkanlığı’na önceki gün verilen önergede, şu ifadeler yer aldı: “Bezmiâlem Valide Sultan Camisi’nde 2 Haziran 2013’te net biçimde çekilmiş içki içildiğini ortaya koyan, ispatlayıcı herhangi bir kamera kaydı, bir fotoğraf çekiminin olup olmadığının ve kutsal bir mekanda Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve AB Bakanı tarafından sadece söylenen, dile getirilen ancak bir iddia olmaktan öteye geçemeyen içki içildiği iddiasının araştırılması ve konunun bir an önce açıklığa kavuşturulması; Valide Sultan Camisi’nde eğer içki içen kişi ve kişiler bulunursa haklarında yasal işlemlerin bir an önce başlatılmasının sağlanması, kamuoyunun doğru bilgilendirilmesi ayrıca ülkemiz sosyal yaşam, kutsal inanç değerlerinin korunması tedbirlerinin alınması gerekli bir hal almaktadır.”

‘Camide içki’ iddiası müezzini yerinden etti

Reklam
Reklam

Göstericilerin sığındığı Dolmabahçe Bezmiâlem Valide Sultan Camii’nde göstericilerin bira içtiği iddia edilmiş ve bira kutusu olan bazı fotoğraflar yayınlanmıştı. Başbakan Tayyip Erdoğan da o günlerde katıldığı miting ve toplantılarda, “Camide içki içtiler” demişti. Ancak caminin müezzini Fuat Yıldırım, içki içildiğini görmediğini söyledi, “Kimsenin uygunsuz davranışı yoktu. Alkol alındığını görmedik” dedi. Yıldırım, emniyetin Terörle Mücadele Şubesi’nde 6 saat süreyle ifade verdi. Hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından da inceleme yapılan müezzin Yıldırım, 20 Eylül’de Kayabaşı köyünde müezzin olarak görevlendirildi. Daha sonra da Karaköy Arap Camii’nde müezzin kadrosuna atandı.

Bira kutusu sonra konuldu

Zaman gazetesi İstihbarat Şefi İbrahim Doğan, geçen hafta Twitter üzerinden yaptığı açıklamada Gezi eylemleri sırasında Dolmabahçe’deki camiye bira kutularının sonradan konulduğunu iddia etti. Doğan, Twitter hesabında, “Evet, o bira kutularını sonradan biri koydu, müezzin de bunu teyit etti” mesajını yazdı. Takipçilerinden gelen tepkiler üzerine bu iddiayı Gezi eylemleri sürerken 9 Haziran’da da dile getirdiğini söyleyen Doğan, “Gazeteniz camide içki içilmediğini niye yazmadı?” soruları üzerine, “Bunu o iddianın sahiplerine sorun, biz o iddiayı yazmadık” yanıtını verdi. Doğan, Gezi Parkı protestolarının devam ettiği Haziran ayında ‘Camide içki içildi’ iddialarıyla ilgili Twitter’dan yaptığı açıklamada, eylemcilerin camiden gece 02.00’de ayrıldığını o sırada bira kutusu görmediklerini yazmıştı.

Reklam
Reklam

Çocuk Gezi sanığı sınavda çıktı

Çanakkale’de Gezi eylemlerine destek yürüyüşü sırasında sprey boyayla yola “Hükümet istifa”, “Faşizme ölüm” sloganı yazdığı iddia edilen ortaokul öğrencisi 13 yaşındaki B.T.İ. hakkında, adli tıp uzmanının cezai sorumluluğu olmadığı yönündeki raporuna rağmen dava açıldı. Kamu malına zarar verdiği gerekçesiyle 6 yıla kadar hapsi istenen B.T.İ.’nin yargılanmasına Çanakkale 1’inci Asliye Ceza Mahkemesi’nde başlandı. 27 Kasım’daki ilk duruşmaya İstanbul’da oturan B.T.İ., ortaokul son sınıflar için yapılan merkezi sınav nedeniyle katılmadı. Hâkim, öğrencinin zorla getirilmesine hükmetti ve duruşmayı ocak ayına erteledi.
Gezi’ye katılan sanatçıları ihbar etti

Antalya Devlet Senfoni Orkestrası Şefi Orhan Şallıel’in, yönetimindeki 2 sanatçıyı Gezi Parkı eylemlerinde ‘Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası’na katıldıkları için Orkestra Müdürlüğü’ne dilekçeyle şikâyet ettiği ortaya çıktı. Şallıel, 12 Haziran’da yazdığı dilekçede, “Gezi Parkı eylemlerinde ... ve ... adlı sanatçılarımızın ‘Gezi Parkı Filarmoni Orkestrası’ adı altında sahneye çıkmak sureti ile protestolara katıldıklarını hem kendi gözlerimle, hem de televizyon kanallarında gördüm” dedi. Müdürlüğün şikâyeti ilettiği Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdür Vekili Nihat Değirmenci, Şef Şallıel’den sanatçılar hakkında gerekli işlemi yapmasını istedi. Yaşanan gelişmelerin ardından 2 sanatçı savcılığa ifade verdi. Şallıel ise “O göründüğü gibi bir vaka değil. Mobbing ile alakalı bir konu. Sanatçılar, orkestranın yönetim kurulu şu an bayağı mobbing cephesi. Orkestranın bir dolu sanatçısı da mobbing altında. Ben dahil mobbing altındayım. Evet o soruşturma yetkisini bana verdiler. Ben ne yapmışım, hiçbir şey yapmadım” dedi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: