İstanbul'un Bizans Döneminde Nasıl Göründüğünü Merak Ediyor musunuz?

Bizans döneminde İstanbul’un, yani Konstantinopol’ün nasıl göründüğünü hiç merak ettiniz mi? Fransız sanatçı Antoine Helbert’in bu soruya verdiği cevap “Evet”.

Çocukluğundan beri Bizans İmparatorluğu’na ve başkenti Konstantinopol’e özel bir ilgi duyan Helbert, yıllar boyunca okuduğu metinler, incelediği çizimler ve İstanbul’a gerçekleştirdiği geziler sonunda şehrin nasıl görünebileceğini resmetmiş. Çizimler, 4. ve 13. yüzyıl arasında farklı dönemlerinden bir seçki sunuyor. Resimlerde görünen kimi yapılar bu güne kadar ulaşsa da bir çoğu ne yazık ki artık yok. İşte Helbert’in kaleminden Konstantinopol.

Tarihi Yarımada

Forum

Ayasofya

Magnaura Sarayı

Magnaura : Büyük Salon
Büyük Saray'a ana giriş, "Augustaion" adı verilen tören alanında Halki Kapısı'ndandı. Augustaion, Aya Sofya'nın güneyinde yer alıyordu, burada şehrin ana caddesi Mese Caddesi başlıyordu. Alanın doğusunda önce Senato binası olarak sonra Üniversite olarak hizmet gören Magnaura bulunuyordu. Bukoleon Sarayı

Bukoleon Sarayı; İstanbul'da, tarihî yarımadanın Marmara Denizi kıyısında bugünkü Cankurtaran ile Kumkapı arasındaki Çatladıkapı mevkiinde, Küçük Ayasofya'nın hemen doğusunda bulunan ve bugüne yalnızca kalıntıları ulaşmış olan Bizans sahil sarayıdır. Hıristiyanlık öncesi dönemlerden geldiği sanılan ismine bakılırsa, tarihinin çok eskilere gittiği düşünülebilir (Bukoleon Limanı). Fakat saray hakkındaki ilk bilgi orta Bizans dönemine (9. yy'ın ortalarından 13. yy başına kadar) aittir. Buna göre Bukoleon Sarayı İmparator II. Theodosios (hükümdarlığı 408-450) tarafından yaptırılmıştır. Bilinen ve halen görülebilen bölümleri ise büyük olasılıkla Teofilos zamanında (829-842) eklenmiştir. Senato

Amastrianum Forumu

Myrelaion Kilisesi

Bodrum Camii veya eski adıyla Myrelaion Kilisesi), İstanbul'da Laleli yakınındaki Doğu Roma döneminden kalma dini yapıdır. 10. yüzyılda Myrelaion Manastırı'nın kilisesi. Konstantinopol'ün dikilitaşları

Açıklamalar: VikiPedi

Reklam
Reklam