Serbest radikaller (oksidanlar) dokuları oksitler ve vücut hücrelerini tahrip ederler. Bu durum erken yaşlanmaya ve hastalıklara neden olabilir. Antioksidanlar serbest radikalleri etkisiz hale getirerek yaşlanma sürecini yavaşlatırlar.
Bal hepsi birer güçlü antioksidan olan fenoller, enzimler, flavonoidler ve organik asitler içerir. Çalışmalar karabuğday balı gibi daha koyu renkli balların bu bileşikler bakımından güçlü bir kaynak olduğunu gösterdi.
Tarçın yine güçlü bir antioksidan olan polifenol içeriyor. Tarçın sarımsak ve keklik otu da dahil olmak üzere 26 baharat ve bitkiden daha fazla antioksidan içeriyor.
Bal ve tarçın, dünya genelinde en yaygın ölüm sebebi olan kalp rahatsızlıklarını önlemeye yardımcı oluyor.
Bal kalbe kan akışını arttırarak atardamar duvarlarını genişletiyor. Ayrıca kalp krizlerine ve felçlere neden olan kan pıhtılarını önlemeye yardımcı olan antioksidanlar içeriyor.
Tarçının atardamar duvarlarında aterosklorik plak oluşturan “kötü” kolesterolü azalttığı ve vücudumuzdaki iyi kolesterol düzeyini arttırdığı bulundu.
Bir kavanoz bala birkaç kaşık tarçın ekleyin ve iyice karıştırın. Düzenli olarak kahvaltıda bir dilim ekmek ya da kurabiye ile tüketin.
Hem bal hem de tarçın antibakteriyel etkiye sahip olduğundan bu karışımı sadece soğuk aldığınızda değil aynı zamanda böbrek ya da mesane enfeksiyonları gibi bulaşıcı hastalıklara karşı da kullanabilirsiniz.
Bal doğal bir antibiyotiktir. Eski zamanlardan beri yaraları dezenfekte etmek için kullanılır. Bakterileri yok eden defensin-1 proteini ve glukoz oksidaz enzimi içerir.
Tarçın anti bakteriyel, iltihaplanmayı önleyici ve mantarı önleyici etkilere sahip. Meşhur kokusunu ve faydalı özelliklerini veren sinamik aldehit içeriyor.
Bal ve tarçın zayıflama ürünleri değildir. Ancak, hedefiniz zayıf bir vücuda sahip olmaksa ve hâlihazırda biraz egzersiz yapıyor ve doğru besleniyorsanız daha hızlı kilo vermenize yardımcı olabilirler.
Şeker ve tatlı tüketmek yerine bal tüketin. Balı ölçülü miktarda tüketmek beslenmenizdeki kalori miktarını azaltacaktır. Ayrıca rafine şeker, yüksek kan şekeri seviyelerine ve ardından ani kan şekeri düşüşlerine neden olur. Glikoz seviyelerindeki bu değişimler duygusal dalgalanmaların yanı sıra fazla insülin salgılanmasına da neden olabilir. Bal vücuttaki kan dolaşımına yavaşça katılarak kan şekerindeki ani artışı önler.
Tarçın kan şekeri seviyelerini düşürür ve metabolizma için gerekli olan insülin hassasiyetini arttırır. Böylece, metabolizmayı hızlandırmaya yardımcı olur ve glikozu yağa değil enerjiye dönüştürür.
Bir bardak suya bir çay kaşığı bal ve yarım çay kaşığı tarçın ekleyin ve kahvaltıdan 30 dakika önce ya da yatmadan 30 dakika önce için.
Yüksek kan şekeri pek çok hastalığa neden olabilir ve diyabet de bunlardan biri.
Balın kan şekeri seviyesini azaltabileceği kanıtlandı. Balın sadece %17’si su ve geri kalanı früktoz ve glikozdan oluşuyor. Vücut tarafından kolayca absorbe edilebildiklerinden kan şekerinde ani artışlara neden olmuyorlar. Bu nedenle, şeker hastaları bal yiyebilir.
Tarçın da kan şekeri seviyelerini düşürmeye yardımcı oluyor. Bu durum sağlıklı gönüllüler ve diyabetliler üzerinde yapılan çalışmalarla gösterildi. Tabii ki tarçın bir ilaç değil ama etkili bir besin takviyesi.
Bal seçerken balın çoğu zaman şekerle, tebeşirle, unla ve nişastayla karıştırıldığının farkında olun. Balı güvenilir bir satıcıdan satın aldığınızdan emin olun ve saflığını her zaman kontrol edin. Filtresiz ve pastörize edilmemiş işlenmemiş ballar kullanmak daha iyi.
Toz tarçın yerine kabuk tarçın alın, böylece Seylan tarçınını aynı adla satılan ve daha az faydası bulunan Çin tarçınından daha kolay ayırt edebilirsiniz.
Bal iki yaşından küçük olan çocuklara yeni doğan botülizmi adı verilen bir tür gıda zehirlenmesine neden olma riski taşıdığı için önerilmiyor.