İşte köpek balığı gerçeği

Yeni Zelanda"nın Steward Adası"nda köpek balıklarının belgesel çekimini yapmakta olan çekim ekibine köpek balığı saldırdı.

Yeni Zelanda"nın Steward Adası"nda köpek balıklarının belgesel çekimini yapmakta olan çekim ekibine köpek balığı saldırdı.


Büyük beyaz bir köpek balığı az daha tekneyi parçalıyordu.






Köpek balıklarının milyonlarca yıl hayatta kalmalarının sebeplerinden birinin diş ve çene yapıları olduğu biliniyor.


Alt ve üst çenede 4 ya da 5 sıra halinde dizilen ve sayıları türlerine göre değişen köpek balıklarının dişlerinin hemen arkasındaysa "yedek dişler”i bulunuyor.


Beslenme sırasında dişler kırıldığında yerini bu dişler alıyor. Bu hızlı değişim birkaç günle birkaç hafta arasında meydana geliyor.

Reklam
Reklam

Fosil kayıtlara göre köpek balıkları yaklaşık 400 milyon yıldan beri hayatlarını sürdürüyor.


Vücut yapıları kemik yerine kıkırdaktan oluşan, bu nedenle de sualtında oldukça kıvrak hareket edebilen bu hayvanların en büyük dezavantajları, kemikli balıklarda bulunan ve su içinde dengede kalmalarını sağlayan "yüzme keselerinin” olmayışıdır.


Yüzmeyi bıraktıkları anda, ağır bir metal parçası gibi dibe çöken köpek balıkları sürekli hareket etmek zorundadır. Bununla beraber yüzme keselerinin olmaması, su içinde dikey yönde oldukça hızlı hareket edebilmelerini sağlar.


Ayrıca, bu hayvanlarda vücudun yaklaşık yüzde 20-30'u karaciğerden oluşur. Bu çok yağlı karaciğerler, köpek balıklarına pozitif bir yüzerlilik kazandırır.


Bugün dünyada 350 köpek balığı türü yaşıyor. Türkiye civarındaki denizlerde ise 27 köpek balığı türü hayatını sürdürüyor ve bunlar içinde tehlikeli olabilecek 8 tür bulunuyor.


Köpek balıklarının diğer canlılara üstünlük sağlamalarına yarayan bir başka özellikleriyse duyu organları.


Koku alma ve işitme duyuları iyi gelişmiş olan köpek balıkları kan kokusunu 3 km uzaktan alabilir. Çok küçük sesleri duyabilir ve geldiği yönü tayin edebilir, oysa insan sualtında sesi duyar ama geldiği yönü tayin edemez.

Reklam
Reklam

Görme duyuları pek gelişmemiştir. Zaten genelde derin sularda yaşadıkları için, görme duyularını pek kullanmaz. Vücutlarının yan tarafında bir çizgi şeklinde bulunan ve "yanal organ” denen duyu organlarıyla manyetik alanları algılayabilir, yön tayini yapabilir (özellikle bulanık suda) ya da yaralı bir balığın çıkardığı titreşimleri saptayabilirler.