Toplantıda Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi Deprem Araştırmaları Enstitüsü eski Müdürü ve Türk Kızılay'ı Genel Başkan Başdanışmanı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, 2010 ile 2014 yılları arasında Marmara'yı büyük bir depremin beklediğini söyledi.
Türk Kızılay'ı tarafından başlatılan projenin amacını olası afet zararlarını azaltmak şeklinde özetleyen Prof. Dr. Işıkara, projenin hedef kitlesi olarak Türkiye'de ki tüm vatandaşları seçtiklerini belirtti. Deprem olma olasılığının bulunduğu gibi olmama olasılığının da bulunduğunu dile getiren Prof. Dr. Işıkara, deprem olabilir mi şeklide soruların yerine depreme hazırlık yapılması gerektiğini vurguladı. Proje kapsamında verilen bilgilerde çığ, sel ve heyelan gibi eğitimleri verdiklerini söyleyen Işıkara, "17 Ağustos depreminde yaşanan acıdan sonra toplumun afetlere karşı bilinci arttı" dedi.
Bunlar olağan depremlerdir. 2010 ile 2014 Marmara'da deprem olma olasılığının en yüksek zaman aralığıdır. Olma olasılığı varken olmama olasılığı da var. Biz bu depreme her geçen gün yaklaşıyoruz. Bu depreme hazır olmamız gerekir. Adana Ceyhan'da bir deprem olmuştu. Yine bana bu bina nasıl yıkıldı diye sordular. Bende müteahhidi kim dedim. Karşıda ki karpuzcu cevabını aldım. Meydana gelen binalarda müteahhitlerine bakıyorum ya berber ya karpuzcu çıkıyor" diye konuştu.
Artık vatandaşlar deprem güvenlimidir?diye araştırma yapıyor. 1999 yılında bu yoktu. Bu eğitimler yaygın bir şekilde veriliyor. Hastane binaları konusunda sıkıntım var. Sağlık bakanlığı güzel çalışmalar imza attı fakat hastane binaları konusunda tedirginim. Binalar çok güçsüz. Benim isteğim sağlık bakanlığının bu konunun üzerinde durmasıdır" şeklinde konuştu
Mevcut binanın üzerine statik ve dinamik projeler dışında kat çıkılmasını cinayet olarak nitelendiren Prof. Dr. Işıkara, yerleşim yerlerini oylar için katlettiklerini sözlerine ekleyerek, Adıyamanlılara Adıyaman'da uzun süre deprem olmayacağının müjdesini verdi.
İHA