İstemsiz yapıyorsunuz: Altında yatan neden farklı olabilir

Huzursuz bacak sendromu toplumda sıklıkla karşılaşılan hastalıklar arasında yer alıyor. Önemsiz olarak görülen ve istemsiz olarak bacağın titremesine neden olan bu hastalığa birçok sebep yol açabiliyor. Huzursuz bacak sendromu genellikle göz ardı edilse de uzun süreli titremeler sürüyorsa doktora başvurmak gerekiyor.

Huzursuz bacak sendromuna neden olan bacak titremeleri dönem dönem artabiliyor. Huzursuz bacak sendromu uykuyu etkileyerek yaşam kalitesini etkileyebiliyor. Doç. Dr Ülkü Figen Demir, huzursuz bacak sendromu ile ilgili "Huzursuz bacak sendromu, toplumda oldukça sık görülen başlangıçta özellikle akşam saatlerinde iken hastalığın ilerleyen dönemlerinde gündüz de yaşanabilen, istirahate geçme ile ortaya çıkan bacaklarda ağrı çekilme karıncalanma gibi şikayetler oluşturan bir rahatsızlıktır. Kişi tipik olarak bu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için bacaklarını oynatma, sallama bazen de kalkıp yürüme isteği duyar. Bu şekilde yakınmaları kaybolan hasta tekrar istirahate geçtiğinde veya yatağına yattığı zaman şikayetleri yeniden ortaya çıkar. “dedi.

Reklam
Reklam

DEMİR EKSİKLİĞİNDEN NEDENİYLE KAYNAKLANIYOR OLABİLİR

“Bu hastalık demir eksikliğinin de habercisi olabilir dedi. Hastalığa sahip kişilerin %50 sinde aile öyküsü bulunduğu ifade ederken; özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multıpl Sclerozis, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojilerin mevcut olduğuna da dikkatleri çekti. Toplumda görülme sıklığı yaklaşık %10 civarındadır. Kadınlarda erkeklere oranla biraz daha fazla görülür. Her ne kadar erken yaşlarda belirtiler deneyimlenebiliyor olsa da özellikle 40-50’li yaşlarda semptomlar belirgin hale gelir.

AİLE ÖYKÜSÜ BELİRGİN ETKEN

Bugün için sebebi tam olarak belli değildir. Ancak vücutta dopamin denilen bir maddenin işlev bozukluğu teorisi en yaygın kabul gören teorilerden biridir. Sorgulandığı zaman hastaların önemli bir bölümü kendi şikayetlerine benzer yakınması olan akrabalarının varlığını belirtir. Yapılan çalışmalardan çıkan sonuçlara göre yaklaşık hastaların %50 kadarında aile öyküsü bulunmaktadır. Huzursuz bacaklar sendromu bazen, altta saptanabilir bir nedene bağımlı olmadan ortaya çıkar. Bir grup hastada da özellikle böbrek yetmezliği, diyabet, anemi, demir eksikliği, Multıpl Sclerozis, Parkinson hastalığı, omurilik hasarlanması, nöropati gibi patolojıler mevcuttur. Sayılan hastalıklar dışında gebelik te hastalığın şiddetini arttıran faktörlerden sayılabilir.

Reklam
Reklam

HASTA HEM FİZİKSEL HEM PSİKOLOJİK OLARAK ETKİLENİR

Ağrı uyuşma karıncalanma gibi hoş olmayan duyumlar çoğunlukla diz ve ayaklar arasında görülmekle birlikte nadiren de kolda hissedilir. Başlangıçta bir süre tek taraflı hissedilebilse de zamanla iki yanlı hale gelir. Semptomların özellikle akşam saatlerinde artıyor olması ve hareket ettirmek, yürümekle azalması tipik özellikleri oluşturur. Bu durumdan kaynaklı sabit oturmak gereken sinema tiyatro gibi aktiviteler zorlayıcı hale gelebilmektedir. Tüm bunların hem fiziksel, hem de psikolojik yansımaları olur ve kişinin uyku bozukluğu yaşaması ile sonuçlanır. Öyle ki bazen hastaların temel şikayeti, uykuya dalamamaktır ve doğrultuda sorgulandığı zaman asıl tanının Huzursuz Bacaklar Sendromu olduğu anlaşılır.

TEDAVİ İÇİN ÖNCE ALTTA YATAN NEDEN TESPİT EDİLMELİDİR

Tedavide öncelikle altta belirlenebilir bir sebep saptanabilmiş ise hastalığın tedavisi temel oluşturur. Özellikle demir eksikliğinin tedavisi üretkenlik çağındaki kadın hastalarda önemlidir. Diyabet böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanların ise hastalığını ortadan kaldırma şansı olmasa da metabolik problemleri en az seviyeye çekmek semptomları kontrol altına alabilmek için önemlidir. Bu temel yaklaşımlar yetersiz kaldığı durumlarda ilaç tedavileri gündeme gelmektedir. En çok kullanılan ve etkınliği en yüksek ilaçlar Parkinson hastalığı veya sara hastalığı tedavisinde kullanılan bazı ajanlardır. Hastalık genel olarak ilerleme eğilimindedir kullanılan ilaçlar ise bir süre sonra etkisisz hale gelebilmektedir. Bu nedenle en etkili alternatiflerin mümkün olduğunca hastalığın ilerleyen dönemlerine saklanması, ilaç etkisiz hale geldiyse diğer ajana geçilerek o tedaviye bir süre ara verilmesi gerekebilmektedir."

Reklam
Reklam