İstihbarat subayından zayiat iddiası

Silvan saldırısının istihbarat subayı: Tuğgeneral Kuraosmanoğlu zayiat verileceği konusunda uyarıldı ama bölgeye 2 bölük asker sokuldu.

Diyarbakır'ın Silvan İlçesi'nde PKK'lıların 13 askeri şehit ettiği, 7 askeri de yaralandığı saldırıyla ilgili davada Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Ömer Güni'nin talimatla alınan ifadesi okundu. Güni, operasyonla ilgili toplantıda Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu'nun sanık Albay Mehmet Murat Toprak tarafından zayiat verileceği konusunda uyarıldığını, buna rağmen operasyon bölgesine 2 bölük asker sokulduğunu söyledi.

Silvan İlçesi'nde PKK'lıların 14 Temmuz 2011 tarihinde 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı saldırıda ihmalleri bulunduğu iddiasıyla tutuksuz yargılanan Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Murat Toprak, 4'üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Komutanı Binbaşı Milbay Şahin, 1'inci Bölük Komutanı Üsteğmen M.Emin Karagöz ve 2'nci Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan'ın yargılanmasına Diyarbakır'daki 7'inci Kolordu Askeri Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya tutuksuz sanıklar katılmazken, şehit askerlerden Aykut Delimehmetoğlu'nun babası Beytullah Delimehmetoğlu ile sanıklardan Milbay Şahin'in avukatı Mehmet Ali Arslan geldi.

Reklam
Reklam

Önceki duruşmada şehit babası Beytullah Delimehmetoğlu'nun oğlunun nasıl şehit olduğunun sanıklara sorulmasına ilişkin istemine gelen cevaplar okundu. Jandarma Genel Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne ifade veren dönemin Silvan 4'üncü Taktik Jandarma Alay Komutanı Albay Mehmet Murat Toprak, "Olay yerinde bulunmadığım için nasıl şehit olduğu konusunda bilgi vermem mümkün değil. Sıralı komutanları olay anında bölgedeydiler. Ben Aykut Onbaşı'nın ismen şehit olduğunu biliyorum" dedi.

Gümüşhane Asliye Ceza Mahkemesi'ne talimatla ifade veren sanıklardan 2'nci Bölük Komutanı Üsteğmen Necmettin Erdoğan ise, Aykut Delimehmetoğlu'nun nasıl şehit olduğuna ilişkin bilgisi olmadığını söyledi. Şehit olan askerlerin hepsinin üzerinde mermi ve şarapnel parçaları bulunduğunu belirten Erdoğan, "Üzerlerinden yangın geçtiğini de biliyorum. Ama ne şekilde şehit oldukları konusunda kesin bilgi sahibi değilim" dedi.

Olayla ilgili Tokat 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'ne ifade veren sanıklardan dönemin 4'üncü Taktik Jandarma Tabur Komutanı Komutanı Binbaşı Milbay Şahin ise olay sırasında yoğun ateşe maruz kaldıklarını belirterek, "Yangın bize doğru ilerlediği için dumandan dolayı ilerleyemedik. Yangın sönüp, teröristler uzaklaştıktan sonra olay yerine gelebildik. Şehit askerlerimizi helikopterin alabileceği bölgeye götürdük. Er Aykut'un nasıl şehit olduğunu bilmiyorum. Teröristlerin ateşi mi veya yangından dolayı mı şehit olduğunu bilmiyorum" dedi.

Reklam
Reklam

Diyarbakır'daki 7'inci Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne ifade veren 1'inci Bölük Komutanı Üsteğmen M.Emin Karagöz ise, şehit onbaşı Aykut Delimehmetoğlu'nun kendi bölüğünde görevli olduğunu belirterek, "Çatışma başladığında ben üs bölgesinin merkezindeydim. Aykut, uç köşedeydi. Bana göremeyeceğim kadar uzaktaydı. Çatışma başladığında yoğun olan bölgeye gitmeye çalıştım. Aykut ise, ters istikametteydi. Bu nedenle Aykut'un nasıl şehit olduğunu görmedim. Zaten çıkan yangından dolayı etraf dumanlıydı" dedi.

Sanıkların ifadesi üzerine söz alan şehit babası Beytullah Velimehmetoğlu, "Sanıklara savunma yaparken 96 askeri neden dar bir bölgeye sıkıştırdıkları sorulmuştu. Kendileri ses ve göz irtibatının sağlanabilmesi amacıyla böyle bir tertiplenmeyi uygun gördüklerini söyledi. Ancak oğlumun nasıl şehit olduğunu bilmediklerini söylüyorlar. Kendilerinin aslında ses ve göz irtibatını sağlayamadıkları, bu tertiplenmenin yanlış bir tertiplenme olduğu anlaşılıyor" dedi.

Dosyaya gelen evrakları okuyan mahkeme başkanı, şehit askerlerden Emrah Eker'in annesi Medine Eker'in sanıklardan şikayetçi olmadığını söyledi. Giresun'un Dereli İlçesi Asliye Ceza Mahkemesi'ne ifade veren Medine Eker, "Oğlum Emrah Eker'in şehit olması ile ilgili kimseden şikayetim bulunmamaktadır. Sanıkların hiç birinden şikayetçi değilim ve davaya katılmak istemiyorum" dedi.

Reklam
Reklam

İSTİHBARAT SUBAYININ İFADESİ

Duruşmada, dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürü Ömer Güni'nin tanık olarak alınan ifadesi de okundu. Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Mahkemesi'ne talimatla ifade veren Ömer Güni, Kolordu Komutanlığı'nca operasyon bölgeleri ve birliklerinin kendilerine bildirildiğini belirterek, şöyle dedi: "Bize operasyon bölgeleri ve birliklerini çizme görevi verildi. Biz çizim işlemini yaptıktan sonra Jandarma Bölge Komutanı ile Kocaköy'e gittik. Kocaköy'e gittiğimizde Bölge Komutanı, Yarbay Hakan Bıyık'ı operasyon planlaması için çağırdı. Yapılan toplantıda planlar tamamlandı. Bu planlar Jandarma Bölge Komutanı'na arz edildi. Bölge Komutanı, Diyarbakır Jandarma Özel Harekat faaliyetlerinde bazı düzeltmeler yaptı. Albay Murat Toprak, kendi yapacakları faaliyeti Bölge Komutanı'na arz ederken, bölgenin hassas, kayalık, iki bölük için dar bir alan olduğunu, çatışma olması halinde zayiat verileceğini, takip dahi edilemeyeceğini, bu nedenlerle faaliyetin bir bölük ile yapılmasının uygun olacağını söyledi. Bu görüşünde de ısrar etti. Jandarma Bölge Komutanı ise, bu planın 7'nci Kolordu Komutanı emri olduğunu, bu seferlik iki bölükle yapılmasının uygun olacağını, bir dahaki sefere bir bölükle planlanacağını söyledi. Daha sonra teklifi reddetti. Bölge Komutanı gittikten sonra Murat Albay herkesin duyacağı şekilde, içinin hiç rahat olmadığını ve başımıza kötü şeyler gelebileceğini söyledi."
İHA ÇATIŞMADAN 2 SAAT SONRA UÇTU

Reklam
Reklam

Bölgedeki İnsansız Hava Aracı (İHA) hareketleri hakkında da bilgi veren İstihbarat Subayı Güni, "12 Temmuz tarihinde Hazro Jandarma Komutanlığı'na saat 20.40 civarında taciz ateşi açıldı. Jandarma Bölge Komutanı saat 20.50 civarında İHA talebinde bulundu. Talep üzerine İHA saat 22.40 ile bir sonraki gün 09.40 arasında uçtu. 14 Temmuz tarihinde meydana gelen çatışma sonrası yine bölgeye telefonla İHA talebinde bulunuldu. İHA, 14 Temmuz günü saat 18.30 ile bir sonraki gün saat 08.30 arasında uçmuştur. 14 Temmuz tarihinde çatışmadan iki saat önce terörist telsizlerini tespit edip Jandarma Bölge Komutanı'na bizzat ilettim. Benden arazideki birlikleri ikaz etmemi istedi" dedi.

Duruşmaya ara veren mahkeme, idari tahkikat raporunda adları geçen helikopter pilotlarının ifadelerinin alınmasının daha sonra değerlendirilmesine karar verdi. Mahkeme Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Seyfullah Saltuk'un ifadesinin alınması istemini de tüm tanık ifadeleri alındıktan sonra değerlendireceğine hükmetti. Mahkeme dönemin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Ünal Karaosmanoğlu hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talebinin de dava sonunda değerlendirilmesine karar verip duruşmayı erteledi.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: