Bildt, “Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin 2023’e kadar AB üyesi olabileceği söyledi. Bunun biraz kötümser olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.
Carl Bildt, ABHaber tarafından yansıtılan, Turkish Policy Quarterly dergisine verdiği mülakat Türkiye’nin aktif dış politikasının üyelik süreci üzerindeki etkisinden “Kürt sorunu” ve TSK’a kadar birçok konuyu değerlendirdi.
-“KÜRT MESELESİ, TÜRKİYE’NİN AVRUPALILAŞMASINDA KRİTİK KONU”-
“Türkiye’deki son siyasi gelişmeler üyelik sürecini nasıl etkiliyor?” sorusunu yanıtlarken de Bildt, şunları söyledi:
“Türk hükümetinin reformlar konusundaki niyeti Türkiye’yi açık şekilde Avrupa yönüne çekiyor. Son Kürt/demokratik açılımını alkışlıyoruz. Ancak önemli bir muhalefet var ve büyük ölçüde ilerliyor. DTP’nin kapatılışı, iç muhalefetin bir parçası. Hükümetin ne kadar ileri ve hızlı gidebileceği konusunda soru işaretleri mevcut. DTP’nin oybirliğiyle kapatıldığı gerçeği rahatsız edici. Kürt meselesi belki de Türkiye’nin modernleşmesi ve Avrupalılaşmasında en kritik konulardan.”
Türkiye’de, güçlü liderlik isteyen birçok meselenin aynı anda masaya yatırıldığını ifade eden Bildt, “ AKP, Türkiye’nin modernizasyonu projesinde Anadolu’da yeni sosyal sınıflar oluşturmada etkili olsa da AKP’nin dışında bu süreci destekleyecek başka siyasi güçler de gerekli” şeklinde konuştu.
-“ORDU MODERN TÜRKİYE’Yİ YARATTI AMA ASKERİ PLANLAR RAHATSIZ EDİCİ”-
İsveç Dışişleri Bakanı, Türk ordusuna değinirken de “Bir anlamda Türk ordusu, modern bir ulusa dönüşmek için Osmanlı sisteminde değiştirilmesi gerekli, sorunlu yönlerden kurtuldu ve modern Türkiye’yi yarattı. Ancak yakın zamanda açığa çıkan askeri planlar oldukça rahatsız edici. Resmin olumlu tarafı ise, Türk adalet sisteminin bu konuları ele alabilmesidir. Beş ya da on yıl önce bu hayal edilemezdi” dedi.
-“FRANSA HARİCİNDE TEMEL SESLER DESTEKLEYİCİ YADA BELİRSİZ”-
Carld Bilt, Türkiye’nin AB üyeliğinin ne zaman gerçekleşebileceği konusuna değinirken de İsveç Dönem Başkanlığı sırasında, AB içinde Türkiye’ye karşı çıkandan çok Türkiye lehinde konuşmalara şahit olduğunu belirtti.
Avrupa Parlamentosu’nda İlerleme Raporu tartışılırken Fransa haricinde temel seslerin destekleyici ya da belirsiz” olduğunu söyleyen Bildt, “Belirsizlik iyidir; daha derin tartışmalara çağırır” dedi. Bildt şöyle devam etti:
“Yakın zamanda AB Dışişleri Bakanları’yla, Türkiye’nin katılım sürecinin önemi konusunda, mümkün olabileceğini düşündüğümden daha ileriye dönük stratejik bir tartışma yaptık. Dış işleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin 2023’e kadar AB üyesi olabileceği söyledi. Bunun biraz kötümser olduğunu düşünüyorum. Başkanlığımız sırasında Türkiye’nin müstakbel üyeliğinin stratejik unsuru daha belirgin hale geldi. Bunun elit bir tartışma olduğu doğru ancak dürüstçe söylersek, AB projesi içinde atılan önemli atımlar elit kesim tarafından gerçekleştirildi.”
AB’de siyasi liderlik olmasaydı son 50 yılda olanların çok küçük bir kısmı yaşanacağını vurgulayan Bildt, İsveç Dönem Başkanlığı sırasında 21 Aralık’ta yapılan hükümetler arası toplantıda çevre başlığının açılması kararlaştırılmasının son derece önemli olduğunu belirterek İspanya dönem başkanlığı süresinde bir başlık daha açılmasına zemin hazırladığımızı umduklarını da söyledi.
-“AKTİF DIŞ POLİTİKA ÖNEMLİ BİR KATMA DEĞER”-
Türkiye’nin aktif dış politikasının AB süreci üzerinde etkisine ilişkin bir soruya “Türkiye jeostratejik açıdan her zaman önemliydi ancak pasif bir oyuncuydu. Şimdi aktif bir oyuncu olarak öne çıkaran yeni dış politikası, hem Avrupa hem de Türkiye’nin AB’ye girme isteği açısından önemli bir katma değerdir” karşılığını verdi.
Buna karşın “Türkiye’nin komşularına yönelik izlediği geniş dış politikasının, bizim politikamızla benzerlikler taşısa da tamamen aynı denilemez” diyen Bilt, şunları söyledi:x “Türkiye’nin ileri gittiğini düşündüğümüz küçük farklılıklar da mevcut. El Beşir/Darfur açıklaması fikrimizce bir derece ileri gitti. Aynı durum diğer belli meselelerde de geçerli. İran ile Türkiye’nin komşu olduklarını dolayısıyla iyi ilişkiler kurma gereğini görüyor, anlayışla karşılıyor ve baskı yapamayacağımızı biliyoruz. Ancak komşu olmak bir ülkede olanları göz ardı etmek anlamına gelmez. Dengeyi sağlayabilmek oldukça zor.”
-"BAZILARI TÜRKİYE'NİN AKTİF OYUNCUYA DÖNÜŞMESİNİ SİNDİREMİYORLAR"-
Bildt, bazıları için Türkiye’nin pasifken aktif bir oyuncuya dönüşmesini sindirmek güç olduğunu da belirttiği mülakat sırasında AB’nin Ankara ile daha yoğun bir diyalog içine girmesi gereğine de vurgu yaptı.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmelere de gönderme yaparken de Bosna’nın yıllarca geriye düşme riskinin bulunduğunu savunarak “Türk Dışişleri Bakanı’na yalnızca hâlihazırda açık kapı olan Sarajevo’ya değil, Banja Luka’ya da gitmesini önerdik. Türkiye, ülkede uzlaşma sağlanması için daha fazla katkıda bulunabilir. (Bosnia Müslüman lideri) Silaciç, Ankara kartını oynuyor ama bu çözüme götürecek hareket değil” dedi.
ANKA