İtalya Başbakanı Mario Draghi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili bir soruya yanıt verirken "diktatör" ifadesini kullandı.
Başbakan Draghi, bugün düzenlediği basın toplantısında Avrupa Birliği liderlerinin Türkiye ziyareti sırasında yaşanan protokol tartışmalarıyla ilgili bir soruyu da yanıtladı.
Draghi, Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Ankara'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesinde ayakta kaldığı görüntülerle ilgili olarak şunları söyledi:
"Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davranış şekline kesinlikle katılmıyorum, uygun olmadığını düşünüyorum. Komisyon Başkanı Von der Leyen'ın maruz kaldığı aşağılama beni çok üzdü. Fakat burada üzerinde durmamız gereken bir şey var: adını koyalım, bu "diktatör" diyebileceğimiz kişilere ihtiyacımız da var. Görüş, fikir, davranış ve toplum vizyonu açısından farklılıklarımızı dile getirmekte açık olmalıyız, ama ülkemizin çıkarları için iş birliğine de hazır olmalıyız. Doğru dengeyi bulmalıyız."
AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen'in Ankara ziyareti sırasında yalnızca Michel'e Erdoğan'ın yanında, bayrakların önünde bir koltuk ayrılmış, Von der Leyen bir süre tereddüt eder şekilde ayakta durduktan sonra kanepeye oturmuştu.
https://twitter.com/bbcturkce/status/1379798461567094787?s=20
Başta Avrupa olmak üzere dünya basınında geniş yer bulan bu olay bugünkü İtalyan gazetelerinin birçoğunda da baş sayfada yer aldı. İtalyan basınında ağırlıkla Türkiye'yi ve Erdoğan'ı eleştiren yorum ve analizler yayımlandı. "Sofa-gate" (kanepe vakası) diye nitelenen olaya, "maçoluk" ve "aşağılama" gibi ifadelerle gazetelerde yer verildi.
Geçen Şubat ayında Başbakanlık görevine gelen eski Avrupa Merkez Bankası başkanı Mario Draghi, daha önce de İstanbul Sözleşmesi'nden çekilme kararı nedeniyle Erdoğan'ı eleştirmişti.
Draghi geçen ay yapılan AB zirvesi öncesi İtalyan parlamentosunda konuşurken, önceki gün Erdoğan ile telefonda görüştüğünü söylemiş ve "Cumhurbaşkanı Erdoğan'la, bölücü girişimlerden kaçınmanın önemini ve insan haklarına saygının gerekliliğini ele aldım" demişti.
Draghi ayrıca, "Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden ayrılması vahim bir geri adım teşkil ediyor. Kadınların şiddetten korunması ve genel olarak tüm ülkelerde insan haklarının savunulması temel bir Avrupa değeridir. Hatta bunun da ötesinde, AB için kimliksel önemde bir değerdir" diye konuşmuştu.