İSTANBUL (İHA) - İstanbul Ticaret Odası (İTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, "Sonuç, herşeye rağmen memnuniyet vericidir. Türkiye'nin daha fazla istismar edilmesini engelleyen başta Başbakan olmak üzere, hükümeti ve bürokratları kutluyoruz" dedi.
Avrupa Konseyi - Türkiye görüşmelerinin uzlaşma ile sonuçlanması üzerine açıklama yapan Mehmet Yıldırım, AB üyelerinden bir kısmının daha uzun bir süre Türkiye'nin üyeliğini hazmetmekte zorlanacaklarının bir kere daha anlaşıldığını ve dünya ile ilişkilerde haklı olmanın yetmediği, güçlü de olmak gerektiği bir kez daha ortaya çıktığını hatırlattı.
Hükümetin gösterdiği performansı başarılı ve takdire değer gördüklerini belirten Mehmet Yıldırım, "Hükümetin kararlı, Türkiye'nin onurunu gözeten kararlı politikası olmasaydı, bugünkü noktaya da ulaşamazdık. Ayrıntılar değerlendirilirken bugüne kadar verilen mücadelenin zorluğu dikkate alınmalıdır. Mücadele bir anlamda bundan sonra da sürecek, fakat Türkiye artık çok daha güçlü bir konumda olacaktır. Yeter ki biz hata yapmayalım" dedi.
Müzakerelere başlama sürecinin, 40 yılı aşkın inişli çıkışlı Türkiye- AB maratonunda çok önemli bir viraj olduğunun açık olduğunu kaydeden Yıldırım, "Ancak, tüm toplumun, bundan sonrasının da zor olacağını bilmesi ve hazırlıklı olması gerekir. Halkımız endişe etmesin. Tarım başta olmak üzere, iş hayatında ve ekonomide ortaya çıkabilecek güçlüklerin giderilmesi için gerekenler yapılacaktır. Burada endişeleri irdeleyerek, moralleri bozmaya gerek yok. Ülkemizin büyük ve şaşırtıcı gelişme potansiyeli, başarılarını tüm dünyaya kanıtlamış müteşebbis gücü, dinamik ve genç nüfusu ile her zorluğu yenecek gücü vardır.Hedefe ulaşma garantimiz olmasa da inancımız vardır" diye konuştu.
"TÜRK MİLLETİ YAPILAMAZ DENİLEN ŞEYLERİ YAPMIŞTIR"
Türk insanının hızlı düşünüp, hızlı davrandığını, lehine olacağını gördüğü uygulamalara çabuk uyum sağladığına değinen Yıldırım, "Milletimiz yapılamaz denilenleri başaran, akıllı ve onurlu bir millettir. Devletimiz, nasıl yakın geçmişte, Kopenhag Kriterleri konusunda 'olamaz - yapılamaz' denen düzenlemeleri kısa sürede gerçekleştirerek, tüm AB'yi şaşırttıysa, AB, bundan sonraki müzakere sürecinde de görecektir ki, Türkiye, öngördükleri süreden çok daha önce 31 başlıkta sıralanan müzakere konularında mevzuat uyumunu gerçekleştirebilecektir. AB, Türkiye'yi hala tam tanımıyor., tanıdıkça daha çok şaşıracaktır. Yeter ki, Türkiye siyasetindeki ılımlı hava devam etsin,ortaya çıkabilecek zorluklar ve ihtilaflar karşısında gereksiz - aşırı çıkışlarla müzakereler raydan çıkarılmasın.İddia ediyoruz ki, Hükümet, muhalefet ve özel sektörü arkasına alarak 2-3 senede bundan sonraki müzakere sürecini halleder. Sonra da AB Türkiye'nin peşine düşer" dedi.
Müzakere sürecinde hükümetin, ülke kaynaklarını harekete geçirecek gayretlerine İTO olarak her türlü destek ve katkıyı vermeye, görev almaya hazır olduklarını belirten İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, "Tüm toplum, 41 yıl önce büyük uzak görüşlülükle İktisadi Kalkınma Vakfı'nı (İKV) kurarak, AB ile ilişkilerini tek elden yakinen takip eden özel sektörüne güvensin.Önü açılacak Türk özel sektörü, ülkeyi AB'ye kolayca taşıyabileceği gibi, AB içinde de söz sahibi bir konuma getirebilecek bilgi, tecrübe ve dinamizme sahiptir. Öte yandan, üyelik müzakerelerinin başlamasının ülkemize kazandırabileceği en önemli fayda AB'nin sağlayacağı mali desteklerden çok doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının büyük ölçüde artması olasılığıdır. Bu kaynağın iyi kullanılabilmesi için gereken altyapının hazırlanması ve yerli- yabancı yatırımların üretken sahalara çekilebilmesi için uygun teşvik politikaları ve projeler ile desteklenmesi lazımdır. Yabancı sermaye girişimi büyük ölçüde arttıramazsak ortaklık müzakerelerinin başlamasından hatta AB üyeliğinden bile fazla bir şey kazanmış olamayız" diye konuştu.
"YAKALANAN FIRSATLARI DEĞERLENDİRME ZAMANI"
Yatırımcıların motivasyonu için üyeliğin gerçekleşmesi konusunda endişelerin irdelenmesinden çok iyimserliğe ihtiyaç bulunduğunu ifade eden Yıldırım, "Bugün bu iyimserlik için artık yeterli ekonomik zemin de bulunmaktadır. Türkiye'nin KEİ, Orta Asya ve diğer yakın komşularıyla ilişkilerinin içerdiği gelişme potansiyeli yatırımcılar için bir cazibe kaynağı olduğu gibi Türkiye'nin AB'nde de konumunu ve istenir olmasını güçlendirecektir. Aynı şekilde AB üyesi olmak Türkiye'nin diğer çevre ülkelerle ilişkilerinin gelişmesini de destekleyecektir" dedi.
Mehmet Yıldırım açıklamalarını şöyle tamamladı:
"Şimdi, üyelik sürecinin sağlayacağı fırsatların yakalanıp, değerlendirilmesi zamanıdır. Eskiden zaman zaman sergilenen ve üyeliğimizin sarkmasına neden olan ön yargılı hataları tekrarlamadan yolumuza devam etmeliyiz. AB üyeliği Türkiye'nin bir yüzyıl hedefi olan çağdaşlaşma politikasının bugün somutlaşan şeklidir.AB üyeliği ile, ulaşmak istediğimizin gerçekte, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşması hedefi olduğunu unutmadan,uzun soluk gerekt iren bu yürüyüşe hepimiz katılmalı, elimizden geleni, üzerimize düşeni yapmalıyız. İnanıyoruz ki, ülkemiz bunu başaracaktır. Böylece Türkiye, AB üyeliğinin yanında, bölgesinde lider ve küresel bir güç olacaktır. Biz İTO ve Türk iş dünyası olarak, bu amaç doğrultusunda hükümetimizden görev istiyor ve bekliyoruz."