İSTANBUL (İHA) - İstanbul Ticaret Odası ( İTO ) Başkanı Mehmet Yıldırım, "Ekonomideki durgunluğun atlatılması, nitelikli konut ihtiyacının karşılanması, işsizliğe çare bulunması ve döviz gelirlerinin arttırılması için inşaat sektöründeki yapısal ve finansal sorunların çözümü zorunludur" dedi.
Mehmet Yıldırım yaptığı yazılı açıklamada, inşaat sektöründe 1999 depreminden bu yana gözlenen küçülmenin ardından nihayet 2004 yılında yüzde 8 oranında bir büyüme öngörülmesini olumlu bir gelişme görmekle birlikte kaybedilenlerin yerine konulması için daha yapılacak çok şey olduğunu bildirdi. İnşaat sektörünün GSMH içindeki payının 1980'de yüzde 8.7'e ulaştığını ve izleyen yıllarda ortalama yüzde 6.5 dolayında gerçekleştiğini hatırlatan Mehmet Yıldırım, 2000'li yıllarda krizle birlikte inşaat sektörünün yüzde 4 seviyelerine kadar gerilediğini hatırlattı.
SOSYO-EKONOMİK ÖNEM
1994 krizi sonrasında inşaat sektörünün son derece büyük güçlüklerle karşı karşıya kaldığını belirten Mehmet Yıldırım, "Geçen zaman zarfında yalnızca 1996 ve 1997 yıllarında biraz canlanan sektör 1999'da Türkiye ekonomisi yüzde 6.4 küçülürken en kötü performans sergileyen sektörlerin başında gelmiş ve yüzde 12.7 küçülmüştür.
2000-2001 döneminde yaşanan mali krizler de konut sektörünü tamamen durma noktasına getirmiştir. 2003 yılında Türk ekonomisi biraz canlılık gösterip yüzde 5.9 büyürken, inşaat sektöründeki gerileme devam etmiş ve gerileme oranı yüzde 9 olmuştur. İnşaat sektörü ancak 2004 yılı ile küçük de olsa canlanma sürecine girmiştir" dedi.
Başta Afganistan ve Irak'ın yeniden yapılandırılması olmak üzere yurtdışı taahhütlerin, inşaat sektöründeki sorunların yıkıcı etkilerini az da olsa hafiflettiğini belirten Yıldırım,
"Bu gelişme, 2003 yılında Türk müteahhitlik firmalarınca yurt dışında üstlenilen yeni işlerin miktarının 2002 yılına göre yüzde 150 oranında artarak 3.4 milyar dolara ulaşmasını sağlamıştır. 2004 yılının ilk 6 ayında ise alınan yeni projelerin tutarı 2.8 milyar doları bulmuştur. Sektör sosyo-ekonomik açıdan da büyük bir önem arz etmektedir. Nicelik açısından bakıldığında dahi bugün Türkiye'de kurulu şirketlerin önemli bir bölümü inşaat veya dolaylı sektörlerde faaliyet göstermektedir. Sadece İstanbul Ticaret Odasında (İTO) inşaat ve doğrudan ilgili sektörlerde faaliyet gösteren 70 bin dolayında firma bulunmakta olup bu tüm İTO üyelerinin yaklaşık beşte birini oluşturmaktadır. İstihdam rakamları da sektörün sosyo-ekonomik boyutunu gözler önüne sermektedir" ifadelerini kullandı.
"FAİZ VE TRANSFER BÜTÇESİ SEKTÖRÜ ENGELLEDİ"
Türkiye'de IMF'ye verilen faiz dışı fazla taahhüdünün tutturulması ve borç finansmanının sürdürülebilmesi gerekleri çerçevesinde Türkiye bütçesinin, yıllardır bir "faiz ve transfer" bütçesi haline gelmesi sonucunda kamu yatırımlarının düşmesinin sektörü olumsuz etkilediğine de dikkat çeken Yıldırım, sosyo-ekonomik boyutu ile birlikte sektörün GSMH içindeki yüzde 5'lik doğrudan payı yüzde 30'luk dolaylı payı ve 148 alt sektörü dolaylı olarak etkilediği de göz önüne alınırsa sektördeki yapısal ve finansal sorunların çözümü için öncelikle yapılması zorunlu olan düzenlemeleri şu şekilde sıraladı:
"2 B diye bilinen orman vasfını yitirmiş arazilerle ilgili yasanın hayata geçirilmesi, Kangren haline gelen ve tüm ülkedeki binaların yüzde 60'ını oluşturan ruhsatsız binalara, devlete de gelir yaratılması suretiyle af getirilmesi, arsa teminindeki güçlüklerin önlenmesi ve nitelikli arsa üretilmesine önem verilmesi, fiziki altyapının geliştirilmesi, kamunun durmuş yatırımlarını hızlandırarak canlanmaya öncülük etmesi, bürokrasinin azaltılması, kooperatiflere işlevlerini tam olarak yerine getirecek ortamın sağlanması, vergi ve ihale kanunlarında gerekli düzenlemelerin yapılması, depreme dayanıklı, nitelikli bina inşaatının teşvik edilmesi, uzun vadeli konut kredisi imkanlarının geliştirilmesi, sigorta ve denetim sisteminin geliştirilmesi lazım."
İTO Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Yıldırım, oda tarafından sektörle ilgili hazırlanan detaylı bir çalışmanın yakında kamuoyuna açıklanacağını da bildirdi.