Iuc Başkanı Azizoğlu'ndan "27 Mayıs" Açıklaması

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Prof. Dr. Orhan Hikmet Azizoğlu, "Geçmişte yapılmış hataları doğru bir...

Uluslararası Üniversiteler Konseyi (IUC) Başkanı Prof. Dr. Orhan Hikmet Azizoğlu, "Geçmişte yapılmış hataları doğru bir analize tabi tutmak, önyargısız, tarafsız bir şekilde değerlendirmek bizi şimdi derin ızdıraplara götürüyorsa bilelim ki artık demokrasi ve insan hakları bilincimiz yükselmiştir" dedi.

27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi'nin 53. yıl dönümü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklama yapan IUC Başkanı Azizoğlu, 10 yıllık Demokrat Parti iktidarının bu askeri darbe ile sonlandırıldığını ve söz konusu olayın Türk demokrasi tarihinin ızdıraplı sayfalarına girdiğini belirtti.

Reklam
Reklam

Demokrat Parti iktidarının 27 yıllık tek parti yönetiminden, seçim yoluyla iktidarı teslim alan ilk hükümet olduğunu vurgulayan Azizoğlu, Demokrat Parti iktidarının ilk 4 yılı, kırsal kesimin, köylünün sorunlarının hızla çözülmesi, ekonominin canlanması, sanayi üretimine ağırlık verilmesiyle başarılı bir şekilde geçtiğini hatırlattı. 25 Temmuz 1950 tarihinde 4 bin 500 kişilik Türk Tugayı'nın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin isteğine uyularak Güney Kore'ye gönderildiğini anlatan Azizoğlu, 1952 yılında ise NATO'ya tam üye olunduğunu vurguladı. Azizoğlu, bu ve benzeri başarılı olayların ardından 2 Mayıs 1954 seçimlerinde Demokrat Parti'nin 503 milletvekili kazanırken, CHP'nin ise sadece 31 milletvekiliyle yetindiğini kaydetti.

1954 yılından itibaren, elverişsiz hava koşulları, Kore Savaşı'nın sona ermesi dolayısıyla tarımsal talebin azalmasının ve genel dünya ekonomik durumunun kötüleşmesinin Demokrat Parti iktidarını zora soktuğuna dikkat çeken Azizoğlu, o dönemde gerçekleşen bazı Uluslararası Para Fonu'yla (IMF) anlaşma yapıldığını, 6-7 Eylül 1955 tarihinde anti demokratik ve faşizan planlı yapılanma olaylarının da bu dönemde meydana geldiğini söyledi.

Reklam
Reklam

Azizoğlu, 20 milletvekilinin Demokrat Parti'den ayrılarak Hürriyet Partisi'ni kurduğunu ifade ederek, bu durumun ekonomik, sosyal ve siyasi çalkantı dönemini başlattığını belirtti. Bu yeni dalgalanma koşullarında yapılan 1957 erken seçimlerinde Demokrat Parti'nin oyların yüzde 47'sini alırken CHP'nin de oylarını yüzde 41'e çıkardığını kaydetti. Söz konusu seçimlerin akabinde Türkiye'de askerin kendi içinde örgütlendiği gizli askeri-darbeci oluşumların ortaya çıktığını dile getiren Azizoğlu, "Bu süreçteki gizli örgütlenmelerin hepsinde görülen aktörler, 27 Mayıs Darbesi'ni yapan askerler ve onların sivil destekçileridir.

Bu askeri komitelerin amacı, Demokrat Parti iktidarını devirmek, yönetimi CHP'ye devretmek ve geçici bir meclisle ülkeyi seçime götürmektir" dedi.

Darbeyi yapanların bu süreç içinde kullandığı örgütün Milli Birlik Komitesi (MBK) olduğuna işaret ederek, şunları kaydetti: "MBK'daki 38 subayın öncülüğünde memleketin gidişatının iyi olmadığı konusunda kamuoyu oluşturma projesi hayata geçirildi. Bu subaylar, 28-29 Nisan öğrenci olaylarında hükümetle üniversiteyi şiddetle karşı karşıya getirme, İsmet İnönü'ye Uşak'ta yapılan taşlı saldırıların, basının tek taraflı yayın yapması gibi olayları planlayıp aktif hale getirdikten sonra bahaneler yaratarak 27 Mayıs 1960 Darbesi'ni yapmışlardır. Darbe yapılmış ve meşru bir iradeye zorla son verilmiştir. Bundan sonra iki husus çok önemlidir; bunları hukukun yok edildiği Yassıada yargılamaları ve insan hakları ile birlikte insanın en doğal hakkı olan yaşam hakkının yok edilmesidir. Biz bu darbe hukuku ile ve kendi ellerimizle devlet adamlarımızın yaşam hakkını ellerinden aldık. Hem de milyonlarca insanın gözleri önünde. Ne acıdır ki toplum kayıtsız kaldı, kimi hüznü yüzüne aldı, kimi de ızdırabını kalbine gömdü. Garip bir şekilde aradan geçen zamanla azalacağını düşündüğümüz ızdıraplar tersine artıyor. Izdırap yükselmesinin nedenini demokratikleşme ile ilişkilendiriyorum. Yani 53 yıl önce ülkemizde gerçekleşen bir darbe-demokrasi ilişkisinin o günlerdeki ızdırabı, yine o günlerde ülkede yaşanan demokrasi anlayışı ve insan hakları bilinci ilişkisiydi. Şimdi ise gelişen demokrasimiz ve insan hakları bilincimiz bize bu ızdırabı daha da acı bir şekilde hissettiriyor. Bu da çelişkili bir durum, ama gerçek. Geçmişte yapılmış hataları doğru bir analize tabi tutmak, önyargısız, tarafsız bir şekilde değerlendirmek bizi şimdi derin ızdıraplara götürüyorsa bilelim ki artık demokrasi ve insan hakları bilincimiz yükselmiştir. Sorun, darbeler tarihinden ızdırap çekme, demokrasi, insan hakları denkleminde hala yeterince ızdırap çekemeyenlerdedir. Sorun, devlet adamlarının ve gençlerin hayatlarının ellerinden alınmasının ızdırap ve hüznünü yüreklerinde duymayanlardadır."

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: