İzmir'de Çocuğun Bakıcısının Eşi Tarafından Öldürüldüğü Iddiası

İZMİR (A.A) - Bayraklı ilçesinde, 7 yaşındaki kız çocuğunun, bakıcısının eşi tarafından boğularak öldürüldüğü iddiasıyla açılan davanın görülmesine başlandı.

Ece Uslu adlı 7 yaşındaki kızın nisan ayında boğularak öldürülmesi olayıyla ilgili bakıcısının eşi Salih A. hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın ilk duruşması yapıldı.

Davaya tutuklu sanık Salih A. ile müşteki sıfatıyla Ece Uslu'nun annesi Yasemin, babası Emin Uslu, tarafların avukatları ve tanıklar katıldı.

Mahkeme salonuna gazetecilerin alınmadığı duruşmaya, Uslu'nun sınırlı sayıda akrabasının girmesine izin verildi.

AA muhabirinin duruşma tutanaklarından derlediği bilgiye göre, tutuklu sanık Salih A, yaptığı savunmada, çocuğu öldürme anını hatırlamadığını, o andaki ruh halini bilmediğini, psikolojisinin bozuk olduğunu söyledi.

Ece'nin babası Emin Uslu ise olay günü çalıştığını, sanığın eşi Zeliha A'nın kızına baktığını, sanık ile aynı sitede oturduklarını ve sitenin yöneticisi olduğunu, kızlarını Zeliha A'ya güvenip teslim etmeleri ve olay sonrası 112 Acil Servis'i aramaması nedeniyle kendisinden de şikayetçi olduklarını söyledi.

Anne Yasemin Uslu da Zeliha A'ya emekli öğretmen olması dolayısıyla güvendiklerini, Zeliha A'yı kendilerine bakıcı olarak öneren komşuları G.K'nın ile Zeliha A'nın da cezalandırılmasını istediklerini ifade etti.

Müşteki anne tarafından cezalandırılması talep edilen G.K, tanık olarak verdiği ifadede, Yasemin Uslu'nun bakıcı aradığını, Zeliha A'nın da kendisine çocuğa bakabileceğini iletmesini istediğini, bunun üzerine Zeliha A'yı bakıcı olarak önerdiğini, sanıkta psikolojik rahatsız olduğunu bilmediğini belirtti.

Olay günü Zeliha A'nın kendisini aradığını, Ece'nin eşi tarafından öldürüldüğünü söylediğini, sanık Salih A'nın da bunu kabul ettiğini anlatan G.K, kendisine nedenini sorduğunda, "bilmiyorum" karşılığını verdiğini söyledi.

Zeliha A'ya, 112 acil servise neden bildirmediğini de sorduğunu ve "Şimdi bildireceğim" cevabını aldığını ileri süren G.K, kendisine "polise ve 112'ye bildir" tavsiyesinde bulunduğunu kaydetti.

Bakıcı Zeliha A. da tanık sıfatıyla verdiği ifadede, Ece'ye 6,5 ay süreyle baktığını, eşinin şiddete yönelik bir durumunun olmadığını, son dönemlerde içe dönük bir hali olduğunu, tehlikeli bir durum görmediği için Ece'ye bakmaya devam ettiğini anlattı.

Olay günü Yasemin Uslu'nun kızını kendisine bırakırken, "uykusuz olduğunu, bu nedenle uyumasını istediğini" söylediğini ve Ece'yi uyuttuktan bir süre sonra odaya gittiğinde yüzünün morardığını gördüğünü ve komşuları çağırdığını anlatan Zeliha A, daha sonra eşinin olayı kendisinin yaptığını söylediğini, kendisinin olayı görmediğini, sanığın sesini duymadığını ifade etti.

Mahkeme heyeti, sanığın hangi ilaçları aldığının tespitine, bir sonraki celse için adli tıp uzmanının çağrılmasına karar verdi.

Bu arada, sanık avukatları mahkemeden dava için yayın yasağı getirilmesini talep etti. Mahkeme heyeti, talebi reddetti.

-Duruşma sonunda arbede yaşandı-

Duruşma sonunda Ece Uslu'nun yakınları ile sanık ve bazı tanıklar arasında arbede yaşandı. Yayın yasağı bulunmamasına karşın duruşma salonuna alınmayan gazetecilerin, duruşma salonu çıkışında meydana gelen olayları görüntülemek istemesi üzerine bazı sanık yakınları, basın mensuplarına da saldırdı.

Olaylar polisin araya girmesiyle önlendi.

Bayraklı ilçesi Manavkuyu Mahallesi 274/5 Sokak'ta oturan Yasemin Uslu, Açık Öğretim Fakültesi sınavına girecek olması nedeniyle 7 yaşındaki kızı Ece Uslu'yu, emekli öğretmen olan bakıcısı Saliha A'nın evine bırakmış, bir süre sonra bakıcının haber vermesiyle eve gelen yakınlarının baygın halde bulduğu kız çocuğu, özel bir sağlık merkezine götürülmüş, ancak burada yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamamıştı.

İzmir Adli Tıp Kurumu'na kaldırılan Ece Uslu'nun cesedinde yapılan ön otopside, küçük kızın yüzü yastık veya benzeri bir cisimle kapatılıp boğularak öldürüldüğü tespit edilmiş, Salih A. hakkında "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.

Muhabir: Gülcan Kaplan / Ufuk Kırabalı