Tufan HAMARAT/İZMİR, Basmane Meydanı, Gazi Bulvarı, Kültürpark, semtteki cami ve boş alanları çoluk çocuk dolduran Suriyeliler'in yaşadıkları dram yürek burktu. İlk günlerde semtin kiraları ucuz mahallerinde fazla dikkat çekmeyen Suriyeliler'in sayısı son haftalarda katlanarak artınca İzmir kent merkezinin görünümü değişti. Siyah torbalara koydukları eşya ve can yelekleriyle Yunan adalarına geçmek için heran aracıları bekleyen binlerce Suriyeli'nin her türlü insani yardımdan uzak kaldırımlarda beklemesi, görünleri üzüyor.
Ülkesinde eczacı olan ancak savaş nedeniyle 4 çocuğunu da yanına alıp Türkiye'ye sığınan Türkmen Fatma Ahmet Fatma Ahmet'in ağabeyi Mervan Ahmet Bir diğer Suriyeli Haydar Ali Semi ise kendilerine yardım edildiğini ancak bunun bir çözüm olmadığını belirtti. Genç adam, Basmane'deki bir çok kişinin Yunan adalarına oradan da Avrupa ülkelerine gittiğini bildirdi.
'SİZ GÖNDERİYORSUNUZ BİR GÜN SONRA TEKRAR GELİYOR'
Vali Mustafa Toprak, İzmir'de 67 bin 50 Suriyeli'ye geçici kimlik tanıma belgesi verildiğini dile getirdi. Vali Toprak, şunları söyledi:
"Suriyeli misafirlerimizin yaşam alanları ile ilgili konusunda, fiziki gözle baktığımızda hepimizi rahatsız eden konular olabiliyor. İzmir'de, bugüne kadar 67 bin 50 kişinin Suriye'den misafirlerimizin geçici kimlik tanıma belgesi düzenlenmiştir. Bize sundukları bilgiler ve parmak izleri, arşive geçirildi ama pasaport, cüzdan olmayan bir ülkeden hukuk devleti içine geldiğinde 'Benim adım şudur' dediğinde biz ona itibar ediyoruz. Mesele belli bir noktaya geldi. İzmir, geçici barınma merkezi, çadır kent merkezi değildir. Burada bir yaşam alanı, konteyner veya çadır kent açılması da mümkün değildir. Tüm koordineli bakanlıklarımızın sınır illerinde önemli ölçüde çadır kentleri oluşturuldu. Savaş hukukunda olan ülkeyle olan gelenlerin geri gönderilmesine ilişkin bir takım sınırlayıcı tedbirler var. Bunları hemen sınır dışı etmek mümkün olmuyor. Biz, burada suça karışanları mümkün olduğu kadar ilgili noktalara geri göndermeye çalışıyoruz. Şu gerçeği ortadan kaldıramıyoruz, Türkiye Cumhuriyeti devleti, özellikle bulunduğu konum itibariyle kuzeyden, güneyden batıya doğru bazı koridorlar içeriyor. Bu enerji koridorunu, göçmen kaçakçılığını, bir takım uyuşturucu madde bağımlılığıyla ilgili bir takım gidiş gelişiyle alakalı olabilir, bu konuda ülke olarak çok dikkatliyiz. Ama ülkemiz dışında bir takım sıkıntılar olduğu sürece insanların bulunduğu yerlerden Türkiye üzerinden bir başka ülkeye gitme teşebbüsünde bulunuyorlar. Bunları biz yaşıyoruz, dün itibariyle 538 yasadışı göçmenin sahil güvenlik, jandarma ya da emniyet birimlerimiz tarafından yakalandığı ve ilaveten daha önce yakalananlarla birlikte 700 kişinin, konulacak yerler de bulunmuyor. Bunlar Göç İdaresi Genel Müdürlüğü'ne teslim ediliyor. Bu kişiler, ya sınıra gönderiliyor, ya tanıtım belgesi veriliyor ya da çadır kentlere gönderiliyor. Savaş hukukunun olduğu bir yerde şüphesiz kişi gidiyor geliyor, gidiyor geliyor. Bunları yaşayacağız. Bunları belki otobüse doldurup bir yere gönderebilirsiniz belki ama siz gönderiyorsunuz bir gün sonra tekrar geliyor. Park ve açık alanlarda yayılmaları uygun olmuyor. Biz özellikle dilenciliğin önlenmesi konusunda emniyet müdürlüğünün tüm birimleri ve zabıta ciddi çalışmalar yapıyor. Alıp aileye teslim ediyorsunuz, sonra bir daha çıkıp geliyor. Biran önce ümit edelim ki Suriye'deki savaş ortamı ortadan kalkar ve gelenler de memleketlerine döner."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz