İzmir'in suyunda arsenik artıyor

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in, "asıl İzmir'in yıllardır arsenikli su kullandığı" yönündeki iddiaları üzerine, kentteki su kaynaklarının son 6 yıllık arsenik analiz sonuçlarını açıkladı.

Kuraklıkla birlikte gündeme gelen arsenik sorununun, yüzey sularında değil, yer altı sularında problem yarattığının, dünya genelinde, korunan havzalardaki yüzey sularında ise arseniğe rastlanmadığının ifade edildiği açıklamada, "İzmir'deki su kaynaklarının son 6 yıllık arsenik analiz sonuçlarından da görüleceği üzere, 2006 yılı
sonuna kadar İzmir'in tüm su kaynaklarında arsenik yoğunluğu açısından en ufak bir sorun yoktur. 2007 yılından itibaren tüm değerler normal sınırlar içinde görülürken, yalnızca arsenik değerlerinde bir artış gözlenmeye başlanmıştır. Kaynak sularındaki arsenik değerlerinin artışına paralel olarak, Göksu kuyuları devreden
çıkarılmış, arıtma sistemiyle ilgili başlatılan çalışmalar hızlandırılmıştır" denildi.

Reklam
Reklam

Açıklamada ayrıca, Avrupa'da daha önce litrede 50 mikrogram olan içme suyundaki insan sağlığına zarar vermeyecek arsenik miktarının 1 Ocak 2007 tarihinden itibaren 10 mikrograma düşürüldüğü ve Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde bu standardın Türkiye Cumhuriyetince de kabul edildiği bildirildi.Küresel ısınmaya bağlı olarak yer altı sularındaki arsenik değerlerinin değişen mevzuatla ters orantılı olarak hızla yükselmeye devam ettiğine dikkat çekilen açıklamada, şöyle denildi:
"Dolayısıyla bu ortak sorunun giderilmesi, ilgili birimlerin çözüm arayışı konusunda birlikte hareket etmesini zorunlu kılmaktadır. Şurası bir gerçektir ki ülkemizde küresel ısınmayla birlikte yer altı suyu kullanan tüm il, ilçe, belde ve köylerimiz aynı sıkıntıyla karşı karşıyadır. Sayın Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nın yaptığı açıklamalar ise konuyu tam anlamıyla başka mecralara taşıma çabalarıdır. Azalan yağışlara bağlı olarak yer altı sularında artan arsenik değerlerinden siyasi fayda umulması son derece yakışıksız bir davranıştır. Biz de biliyoruz ki Kızılırmak suyunun Ankara suyuna bugün itibarıyla yüzde 20'yi aşmayan oranlarda karıştırılmasıyla bile, insan sağlığı için son derece zararlı olan klorür, sülfat, alüminyum ve demir değerlerinde ciddi yükselmeler yaşanmıştır. Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu
konuyu hiçbir zaman siyasi bir malzeme haline getirmemiştir."

Reklam
Reklam

AA