İznik'teki Tümülüsün Kapıları Arkeologları Bile Şaşırtıyor

HALUK YÜKSEL - Yüzyıllardır birçok medeniyete beşiklik eden İznik ilçesinde, 2 bin yılı aşkın geçmişe sahip olduğu sanılan tümülüslerden (mezar ya da mezarlık içeren,

HALUK YÜKSEL - Yüzyıllardır birçok medeniyete beşiklik eden İznik ilçesinde, 2 bin yılı aşkın geçmişe sahip olduğu sanılan tümülüslerden Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, tümülüslerin, Helenistik dönem kabir tipine girdiğini ve Bitinya Krallığı döneminde inşa edilen mezarlardan olduğunu söyledi. Şahin, bunlardan özellikle birinin, aradan 2 bin yıldan fazla süre geçmesine rağmen tüm unsurlarıyla sağlam bir şekilde günümüze kadar ulaştığına dikkati çekerek, "Burası şu anda bütün elemanlarıyla günümüze ulaşabilmiş, güzel bir mezar. Kapıları bile sağlam, çalışıyor. Hatta o kadar güzel mekanizma ve aks oluşturmuşlar ki parmağınızla bile 3-4 ton ağırlığındaki taş kapıyı açıp kapatabiliyorsunuz" dedi. - "Gerçekten eşsiz bir örnek" Bölgede 4 tümülüs olduğunu ifade eden Şahin, "Bu şekilde sağlam korunmuş örnek olduğunu bilmiyorum. Belki tesadüfen vardır ama bugüne kadar gezdiğim nekropollerde, özellikle kapısı bu şekilde sağlam, hala kullanılabilen bir mezar hatırlamıyorum. Çift kapılı ve çift kapısı da sağlam, menteşe üzerinde açılıp kapanıyor. Bu yönüyle gerçekten eşsiz bir örnek" değerlendirmesinde bulundu. Şahin, tümülüslerin, yapımı zor ve pahalı olduğundan kentin ileri gelenlerine ait olduğunu, bunların, Bitinya Krallığı döneminde kraliyet ailesine mensup ya da yakınlarının gömüldüğü aile mezarları olduğunu tahmin ettiklerini belirtti. Eni yaklaşık 4, boyu 5 metre olan kabrin, bir aile mezarı olduğunu, içinde "kline" adı verilen taştan yapılmış yatak ve yastıklar bulunduğunu anlatan Şahin, şu bilgileri verdi: "Taş yatak ve yastıkların üzerine cesetler uzatılıp kapılar kilitlenmiş. Hatta kilit mekanizmalarının yerleri de hala kapıların üzerinde, bronzdan yapıldığı için korunmuş durumda. Tekrar kapının kilidini açıp yeni mensubu odaya yatırmışlar. Bunlar, süreklilik arz eden mezarlar. Kapıların çalışması bunu gösteriyor. Yani 5-6 nesil hatta belki daha fazla burada gömü olmuş. Daha önce gömülenlerin kemikleri bir kenara süpürülüp yeni mensup, mezara defnedilmiş. Bu şekilde çok uzun süreli kullanılan mezarlar. Hatta bu mezarlara aile dışından kişilerin cesetlerinin gömülmemesi için Antik Çağda yasal düzenlemeler yapılmış. Bunu yazıtlardan biliyoruz. Önemli oranda cezaları da varmış. Yabancı birinin defnedildiği tespit edilirse çok ağır para cezaları verilmiş." Mustafa Şahin, definecilik ve kaçak kazının, diğer illerde olduğu gibi bu bölgenin de kanayan yarası olduğuna değindi. Bu sorunun, yasal düzenlemeler ve bilim insanları tarafından halkın bilinçlendirilmesiyle giderilebileceğini kaydeden Şahin, "Bunu, bilim insanları olarak ihmal ettik. Her konuda olduğu gibi bu konuda da devletten bir şeyler bekledik. Devletten beklemeden, üşenmeden, köy köy, kahve kahve, ilçe ilçe gezip insanlara bunların değerini anlatmamız lazım" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: