NASA'nın açıklamasında, bilim insanlarının, Webb'in verilerini inceleyerek daha önce Hubble Uzay Teleskobu tarafından da fotoğrafları çekilen ve 168 bin ışık yılı uzaklıkta bulunan SN1987A'nın görüntüsünde yeni detaylar tespit ettiği belirtildi.
Webb'in yakın kızılötesi kamerası (NIRCam) ile yapılan yeni gözlemlerin, bir süpernovanın zamanla nasıl gelişip kalıntılarını şekillendirdiğine dair önemli bilgiler sunduğu aktarıldı.
SN1987A'nın merkezinde, süpernova patlamasından kaynaklanan kümelenmiş anahtar deliği şeklinde gaz ve tozların bulunduğu, tozun yoğunluğu nedeniyle Webb'in tespit edebildiği yakın kızılötesi ışığın bile bu bölgeye nüfuz edemediği ve merkezde "karanlık bir delik" varmışçasına göründüğü ifade edildi.
Kaydedilen Webb görüntüsünde, merkezdeki anahtar deliğini, patlamadan yayılan iki hilal şeklindeki koyu renkli maddelerin çevrelediği ve dış kısımda da elips şekilli, kum saati biçimindeki dış halkaların iki soluk kolunu birbirine bağlayan parlak, ekvator benzeri bir bant bulunduğu görülüyor.
Süpernova patlamasından on binlerce yıl önce dışarı atılan malzemeden oluşan ekvator halkası, süpernovanın şok dalgasının halkaya çarpmasıyla ortaya çıkan, inci gerdanlık benzeri parlak sıcak noktalar içeriyor.
Ekvatoral halkanın dışında da süpernova şoklarının daha uzaktaki maddelere çarptığı yerlerde, inci gerdanlığın ikinci halkası gibi görünen başka parlak noktalar yer alıyor.
SN1987A'nın, NASA'nın Hubble ve Spitzer Uzay Teleskopları ile Chandra X-ışını Gözlemevi tarafından da gözlemlendiği ancak Webb görüntüsünün, bu süpernova kalıntısındaki küçük hilal benzeri yapıları ortaya çıkardığı vurgulandı.
Bu yapıların, süpernova patlamasından çıkan gazın dış katmanlarının bir parçası olabileceği kaydedildi.
NASA bilim insanları, süpernova patlamalarının ardından oluşan nötron yıldızlarıyla ilgili pek çok bilinmeyen olduğuna, Webb teleskobunun bulgularıyla konu hakkında ilave bilgiler edinileceğine işaret ediyor. (AA)