Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Er: "marmara’da Deprem Oluşturma Potansiyeli 7,6’dır"

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde basın toplantısı düzenleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er,...

Balıkesir’in Bandırma ilçesinde basın toplantısı düzenleyen Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, 19 yıl önce meydana gelen 17 Ağustos Gölcük Depremi ve Marmara Bölgesi’nin depremselliği hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.Bandırma’da bir otelde düzenlenen toplantıya Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er’in yanı sıra Jeoloji Mühendisleri Zehra Takcı, Gökşen Külcü ve Selim Eraslan da katıldı.Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, "Bölgede 7,4 Gölcük depremi oluşmuştur. Deprem oluşturma potansiyeliyle son yapılan çalışmalara göre 7,6 şiddetinde beklenmektedir. 7,6 şiddetindeki bir depremin olması abartı sayılmaz" dedi.Ellerindeki net verilerin aletsel kayıtlar olduğu ifade eden Er, "1900 yılından günümüze kadar baktığımız zaman her yıl ortalama bin insanımızı depremde kaybetmişiz. Dolayısıyla bir insanın bile canı çok kıymetliyken bu konuya daha çok önem vermemiz lazım" diye konuştu."Bursa’daki yapılan yüzde 65’i kaçak"Jeoloji Mühendisleri Güney Marmara Şubesi Başkanı Engin Er, Türkiye’de artık jeoloji ve jeotekniğin planlama bazında yapıldığını ve uygulandığını ifade ederek, "Ama uygulamalar belediyelerde. Belediyeler bir yeri imara açarken orada 1/1000’lik planlar yapıyorlar. Aslında bütün ülke bazında yapılması gerekli şey bu. Bandırma’yı çok bilmiyorum ama Bursa genelindeki binaların yüzde 65’i kaçak. Mühendislik hizmeti almamış bir bina var ortada. Bunun zemini iyi olsa ne olur, kötü olsa ne olur? Bence Bandırma’da da böyle binalar için Belediye bazında bir çalışma yapılmıştır. Genelde Jeoloji Mühendisleri bir afet olduktan sonra hatırlanır, bir deprem, heyelan olduğu zaman hatırlanır. Bu aslında dünyanın bir sorunu. Bakın İtalya’da bir köprü çöktü ve 38 insan hayatını kaybetti. Mühendislik hizmetleri artık her alanda her yerde lazım" dedi.Hükümetin İmar Barışı adı altında uygulamaya başladığı imar affına da değinen Er, "Doğru bir yaklaşım değil. Mühendislik hizmeti almamış bir binaya ben bunun hatalarını görmüyorum gibi bir tavır içerisine girilmemeli. Biz sadece depremsellik yönünden ifade ediyoruz. Sosyal boyutunu bilemeyiz. Biz doğal afet açısından baktığımızda doğru bir hareket değil. Bir tarafta Kentsel Dönüşüm Kanunu var ve riskli görülen her bina yıkılır diyor. Devlet de buna teşvik veriyor, kira yardımı veriyor. Bir taraftan da bakıyorsunuz İmar Barışı uygulaması var. Bu böyle kalmamalı. İmar Barışı almış binalara almamış binalardan yüzde 20-30 daha fazla kredi desteği verebilirim gibi bir zorunluluğun çıkmasını bekliyoruz. Türkiye’de bir deprem gerçeği var. Dünyaca bilinen iki tane fay hattı geçiyor. Zemin bakımından her türlü olay var. Marmara Denizi’nin kenarında yaşıyoruz. Burası için bilmem ama tsunami tehlikesi olan yerler bile var. Bunun üzerine biz buraları imar barışı ile çok düzgün bir hale getirdik diye söyleyemeyiz. Ama tekrar söylüyorum ki biz sadece doğal afet ve deprem tehlikesi yönünden değerlendiriyoruz" ifadelerini kullandı.Türkiye’deki kentsel dönüşümün yanlış uygulandığını kaydeden Er, "Bir binanın kentsel dönüşümü olmaz. Maalesef şu anda Türkiye’de uygulanan da bu. Kentsel dönüşüm bir bütün olmalı. Uygulama bina bazında olabilir. İstenirse kat kat yapılabilir ama planlamayı bütüncül halde yapmamız lazım. Ben biliyorum ki Türkiye’de binlerce defa yapılıp bozulan planlar var" dedi."252 yıldır enerji birikiyor, 30 yıl içinde deprem üretebilir"Toplantıda konuşan Jeoloji Mühendisi Zehra Takcı ise Bandırma’yı etkileyecek olan üç fay zonu olduğunu vurgulayarak, "Birincisi Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Kuzey Koludur. Bu kol tarihsel çağlarda çok büyük depremler üretmiştir. Özellikle büyük tahribatlar yaratan 1509 ve 1766 depremlerinin bu kolun üzerinde olduğu biliniyor. 1766 tarihinden bu yana bu fay hareket etmedi. Aradan geçen 252 senede burada enerji birikiyor ve bu enerjinin önümüzdeki 30 yıl içinde hareket etme olasılığı çok yüksek. Bu kolda oluşabilecek bir depremin büyüklüğü 7,4 şiddetinde olabilir. İkincisi İznik Gölünü sınırlayan Kuzey Anadolu Fayı’nın Güney Koludur. Tarihsel çağlarda Kyzikos Antik Kenti’nin bu fay üzerinde meydana gelen depremlerle tahrip olduğu biliniyor. Bu fay kolunun deprem aralığı ise yaklaşık 500 yıldır. Üçüncüsü ile Bursa Apolyon Fay zonudur ve Manyas Havzasını güneyden sınırlar. Bu fay zonu da en son 1964 yılında bir depreme neden oldu" şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: