Petkim'in önce Ceyhan bölgesinde kurmayı düşündüğü, daha sonrasında ise bu bölgeden vazgeçip üretim tesislerinin hemen yanında SOCAR'la birlikte inşa etmeyi planladığı rafineri tesisi, bir süredir kamuoyunun gündemini meşgul ediyor. Haberlerin ve yorumların içeriği ise SOCAR&Turcas Enerji'nin Rafinerici ve Depolama Lisansı'nın davalık olduğu yönündeydi.
Bu yöndeki haberler ve yorumların ardından 26 Temmuz'da Petkim, halka açık ve borsaya kote şirket olmanın gereklerinden biri olarak Kamuyu Aydınlatma Platformu'na bir açıklama yaptı.
"ARAZİ BİZİM, KİRASINI BİZ ÖDÜYORUZ"
Bu açıklamada Petkim'in Buhar Enerji'nin Jeotermal İşletme Ruhsatı'nın iptali için açtığı ve mahkemeye aldırdığı yürütmeyi durdurma kararı, Buhar Enerji tarafından idari işlemin iptali yönünde açılan davaya ilişkin kendilerine herhangi bir bilgi gelmediği, rafineri tesisinin kurulacağı yerin Orman İdaresi ile ilgisinin bulunmadığı bilgileri yer aldı. Petkim bu açıklamadan bir gün önce de Buhar Enerji'nin kazandığı Jeotermal İşletme Ruhsatı'na yönelik ihalenin kendilerine haber verilmeden yapıldığını, sözkonusu arazinin kendilerinin olduğunu ve kirasını kendilerinin ödediğini açıklamıştı.
SESSİZ TARAF KONUŞTU: BİZ İZNİ DAHA ÖNCE ALDIK
Fakat konunun "sessiz" tarafı Buhar Enerji dün geç saatlerde suskunluğunu bozdu ve bir basın bildirisi yayımladı. Bahsi geçen jeotermal sahayla ilgili ihaleye kendileriyle birlikte birçok önemli kuruluşun da katıldığını, fakat sonunda 16 Eylül 2009'da işletme hakkının 39 yıllığına kendilerine verildiğini belirten Buhar Enerji, "Jeotermal Sahamızdaki kaynağın Maden Tetkik Arama tarafından tespit edilmesi 1990'lı yılların başlarına uzanmakta olup, kaynağın işletme safhasına gelmesi şirketimizin işletme ruhsatını edinmesi ile gerçekleşmiştir" açıklamasını yaptı.
Buhar Enerji, açıklamasına "Bu sebeple T.C. Devletimizin kaynağı bulma ve sahip olma tarihi başta olmak üzere şirketimizin işletme ruhsatını hak etme tarihi de rafineri lisansının idarelerce verilmesinden öncedir. Dolayısıyla rafineri izninin veriliş tarihinde şirketimizin aynı saha üzerinde hukuki anlamda "kazınılmış hakları" mevcut ve tartışılmazdır" diye devam etti.
"ÜSTÜ KAPATILIRSA BİR DAHA KULLANILAMAZ"
Yeraltı kaynakları ve jeotermal enerji kaynaklarının yeri değiştirilemez bir zenginlik olduğunu belirten Buhar Enerji, bu nedenle üzerinin herhangi bir sebeple kapatılmasının kaynağın bir daha kullanılamaması anlamına geleceğini iddia etti. Petrol ürünlerinin rafinajının sebep olabileceği çevresel atıkların jeotermal kaynak üzerinde de ayrıca olumsuz etkide bulunacağına savunan Buhar Enerji, Petkim'in "Arazi bizim. Kirasını biz ödüyoruz" açıklamasına da cevap verdi.
"YERALTI KAYNAĞI ARSA MÜLKİYETİNDE DEĞİL"
"T.C. Kanunları gereği, yeraltı kaynakları arzın (arsa, arazi ve toprağın) mülkiyetinde değildir, tapu ile birlikte alınıp satılmaz, üzerinde hak tescil edilemez. Gerektiği hallerde mülkiyet kimde olursa olsun, yeraltı zenginliklerinin kullanılabilmesi için arazinin kamulaştırılması yöntemi yolu açık ve sık sık kullanılan bir yoldur" açıklamasını yapan Buhar Enerji, rafineri yatırımının yeraltı kaynağı olmayan bir noktaya alınmasının rasyonel ve mümkün olduğunu iddia ederek, teşvik edilmesi önerisinde bulundu.