Ana konu güven. Çağımız modern kadınının en temel gereksinimlerinden birisi; her zaman ve her konuda güvenebileceği, her aradığında rahatlıkla ulaşıp her türlü sağlık problemini paylaşabileceği veya danışabileceği, herhangi bir sağlık problemi olmasa bile rutin olarak kontrollere kolaylıkla gidebileceği bir "nisaiye uzmanı" veya daha modern ismi ile "jinekolog" ile iletişim halinde olmasıdır. Kadın sağlığı her yönü ile mahremiyet ve belli bir özen arz eden bir konu olduğundan, kişiler kendileri ile ilgili pek çok sorunlarını anne-babaları, hatta eşleri ile bile konuşmaktan çekinmektedir. Bu nedenle bir jinekoloğa başvurabilmenin ilk ve belki de ana şartı "güven" dir. Önce etrafın güvendiğine gidiliyor. Pek çok kadın veya genç kız, bir jinekoloğa ilk kez başvurması gerektiğinde, öncelikle "dost tavsiyeleri" ile çevresinde güvendiği kişilere veya yakınlarına sorup onların önerilerini alarak yola koyulur. Bu tür bir yaklaşım ilk bakışta akılcı ve doğru gibi gözükse de bazen yanıltıcı olabilir. Öncelikle, her kadın doğum uzmanının kendini daha iyi geliştirdiği bir uzmanlık dalı vardır. Örneğin tüp bebek konusunda oldukça deneyimli bir hekim yüksek riskli gebelikler ve gebelik takibi (perinataloji) konularında aynı deneyime sahip olmayabilir.
Hekim hasta diyaloğu önemli. Diğer bir konu ise hekim ve hasta arasında kurulan "diyalog ortamı" dır. Aynı doktor ile yakınınız arasında çok iyi iletişim kurulabilmesine rağmen bu ilişki sizin için yeterince tatminkar bir düzeyde olmayabilir. Çağdaş ve bilinçli bir 21.yüzyıl kadının mutlaka düzenli olarak ziyaret ettiği sabit bir jinekoloğu olmalıdır. Jinekoloğunuz hayatınızdaki çok önemli kişilerden birisi olacaktır. İletişim kurma ve zaman ayırma Doktorunuzun dilinden ne kadar anlıyabiliyorsunuz? O sizi ne kadar anlıyabiliyor ve dinliyor? Size ne kadar zaman ayırabiliyor? Rahatlıkla ve çekinmeden her türlü sorununuzu dile getirebiliyor musunuz? Doktorunuzla konuşurken ne demek istediğini güzel ve net bir Türkçe ile anlayabilmeniz gereklidir. İyi bir hekim karşısındaki hastanın sosyokültürel konumuna uygun şekilde bilgiler sunabilmelidir. Örneğin bir üniversite mezunu ve gebeliği hakkında pek çok kitap okuyan, araştıran bir bayanla okuma yazma bilmeyen bir gebe bayana verilmesi gereken bilgiler birbirinden farklıdır. Doktorunuzun sizin düzeyinize inerek sizin anlayacağınız dilden konuşması ve sizi beklentileriniz yönünde bilgilendirmesi son derece önemlidir. Bazen, son derece karmaşık, söylenmesi güç tıbbi (Latince) terimler kafanızı karıştırmaktan başka bir işe yaramaz. İletişimde diğer bir husus ise hekimin samimi yaklaşımıdır.
Tıp alanında bilgi, teknolojinin gelişmesine paralel olarak süratle gelişmekte ve hızla ilerlemektedir. Bu yüzden tıpta bilginin yarı ömrü yaklaşık "üç yıl" civarındadır. Başka bir ifade ile, eğer doktorlar bilgilerini sürekli yenilemezler ise yaklaşık üç yıl içinde bilgileri eskiyecek, bunun sonucunda hastalarının tanı ve tedavilerinde modern yöntemleri uygulayamayacaklardır. Bu gerçekler altında doktorlar, uzmanlık eğitimlerini aldıktan sonra hastalarına kaliteli hizmet verebilmeleri için eğitimlerini sürekli yenilemelidir. Ancak hemen belirtilmelidir ki tıpta sürekli eğitim veren bir kurum yoktur. Kendini sürekli yenileyebiliyor olmak gerek! Günümüzde jinekologların görevleri yalnızca kadın üreme sistemi ve cinsel sağlıkla ilgili şikayetlerin giderilmesi ile sınırlı kalmayıp, diğer tüm vücut sistemlerini ilgilendiren olası problemleri de saptayarak gerekli yönlendirmelerin yapılmasını da içerir. Bu nedenle modern bir jinekolog, kendi uzmanlık alanı dışındaki genel tıp konularından uzak kalmamalı ve gelişmeleri yakından izlemeli; yani yeterli düzeyde bir "dinamizme"sahip olmalı ve kendisini sürekli yenileyebilmelidir. Maalesef, pek çok hastanın yakınmalarından birisi de "kendilerinin konusunda çok tanınmış bir hekime gitmelerine rağmen kendileriyle yeterince ilgilenilmediği, kendilerine uygun tedavilerin uygulanmadığı ve hastalıkları konusunda yeterince bilgilendirilmedikleri" dir.
Görüş farklılıkları. Pek çok hasta "şu doktor bana şu ilacı verdi, diğerine gittim onu önermedi" , "bu doktor bana ameliyat olmalısın dedi, ancak diğer doktorlar biraz daha takip edelim dediler" gibi yakınmalarla kapımızı çalmakta ve bize veryansınlarda bulunmaktadır. Tıp, bilim olarak diğer pozitif bilim dallarından farklıdır. Bazen, aynı noktaya giden birbirinden farklı pek çok yol olup, bu yolların da çoğu doğru olabilir. Bunun nedeni, tamamen kişiler ve değişik fikirler sonucunda oluşmuş "görüş farklılıkları" dır. Görüş farklılıkları; yalnızca ülkemizde olmayıp tüm dünyada olan, bir hastalığın yönetimi ile ilgili değişik görüş ve fikirler sonucunda oluşmuş değerlendirmelerdeki farklılıkları içeren tutumların tümüdür. Doktorunuzun bir Devlet Kurumu ile Bağlantısı Doktorunuzun devlete ait herhangi bir hastane ile bağlantısının bulunması sizin için bir takım avantajlar sunabilir. Bunlar; tetkik ve tahlillerinizi doktorunuzun çalıştığı hastanede kendi sosyal güvencenizi (SSK, Emekli sandığı, Bağ-kur gibi) kullanarak ücretsiz yaptırabilmeniz, gerektiği durumlarda izin (doğum izinleri ve aktarma işlemleri gibi) veya rapor kullanabilme durumlarında hastanelerden kolaylık sağlanabilmesi, doğumunuzu veya ameliyatınızı da yine kendi sosyal güvenceniz vasıtası ile hastanede yaptırmanız gibi bir takım olanaklardır. Sağlık harcama masrafları ülkemizde her geçen gün biraz daha artarak kişileri maddi açılardan zora sokmaktadır.