İngiltere'nin Brexit sonrası kısa sürede ABD ile ticaret hacmini artıracak ikili bir ticaret anlaşması imzalama umudu, dün Beyaz Saray'da yapılan Joe Biden**-**Boris Johnson görüşmesi sonrası son bulmuş görünüyor.
BBC'nin İngiliz hükümetine yakın kaynaklardan edindiği bilgiye göre İngiltere şimdi ikili bir anlaşmadan ziyade ABD-Meksika-Kanada Ticaret Anlaşması'na (USMCA) dahil olmak gibi farklı alternatifleri de değerlendiriyor. Ama ABD yönetiminin buna nasıl yaklaşacağı bilinmiyor.
2020 yılında yürürlüğe giren USMCA; ABD, Meksika ve Kanada arasındaki serbest ticareti düzenleyen Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması'nın (NAFTA) yerini almıştı.
İngiltere Başbakanı Boris Johnson uzun süredir, ABD ile imzalanacak bir ikili anlaşmanın, ülkesinin Avrupa Birliği'nden (AB) ayrılması nedeniyle uğradığı zararları kat be kat telafi edeceğini savunuyordu.
Johnson'a göre böylesi bir anlaşma Brexit'in en büyük kazanımlarından biri olacaktı.
Ancak Washington'un gündeminde bu konunun öncelik taşımadığının artık İngiltere hükümeti tarafından da kabul edildiği anlaşılıyor.
Boris Johnson dün, ABD ile ticaret müzakerelerinin, İngiltere'de 2024 yılında yapılacak genel seçimler öncesi tamamlanıp tamamlanamayacağı yolundaki bir soruya "Mümkün olduğunca hızlı bir şekilde ilerlemeye çalışıyoruz" yanıtını verdi.
ABD Başkanı Joe Biden ise görüşmeye girerken, ticaret anlaşması konusundaki bir soruyu "Bugün ticaretle ilgili biraz konuşacağız. O konuda çalışmamız gerekiyor" diye yanıtladı.
Dün Beyaz Saray'da yapılan açıklamada 1,5 saat süren ikili görüşmede, Biden ve Johnson'un ayrıca Kuzey İrlanda, iklim değişikliği ve Afganistan konularını da ele aldıkları açıklandı.
2020 yılında resmen AB'den ayrılık sürecini tamamlayan ve Avrupa serbest ticaret piyasasından çıkan İngiltere, ekonomik alanda umutlarını ABD başta olmak üzere tek tek dünya ülkeleriyle ikili ticaret anlaşmaları yapmaya bağlamıştı.
ABD ile İngiltere'nin ticaret hacmi 2019 yılında tahminen 273 milyar dolardı. İkili bir ticaret anlaşması hem iki ülke arasında ticareti ucuzlatacağı için ticaret hacminin büyümesini hem de şirketlerin karlılık oranlarının artmasını sağlayacaktı.
Fakat Biden'ın anlaşma konusunda umut vermeyen yaklaşımı Johnson'un açıklamalarına da yansıdı ve İngiltere başbakanı dünkü açıklamasında, "Amerikalılar çok sıkı pazarlık yapıyor" dedi.
İngiltere Çevre Bakanı George Eustice "ABD ile hala bir anlaşma sağlayabileceğimizi umuyoruz ama bir takvim vermiyoruz" dediyse de "Yalnız bu ABD hükümeti için öncelikli bir konu değil" diye de ekledi.
Johnson'un en azından ABD tarafından İngiltere'den sığır eti ithalatına konan yasağın kaldırılması konusunu da gündeme getirdiği anlaşılıyor. İngiltere bu konuda ilerleme sağlanmasından umutlu görünüyor.
Brexit sonrası Kuzey İrlanda sorunu
Görüşmeden önce Biden, İngiltere'yi, Brexit'in yol açtığı karışıklıklar yüzünden Kuzey İrlanda'da barış sürecini tehlikeye atmaması gerektiği yolunda uyardı.
Biden, Kuzey İrlanda ile İrlanda Cumhuriyeti arasındaki sınırda uygulanacak kurallar konusunda varılan protokolün yol açtığı sorunların kendisini kaygılandırdığını söyledi.
Sınırdan insanların ve malların serbest geçişi Kuzey İrlanda barış anlaşmasının kalıcı olabilmesinin önemli bir unsuruydu. Ancak İngiltere'nin AB'den ayrılması sonrası İrlanda Cumhuriyeti ile sınır AB ile sınır haline geldiğinden bu uygulama da tehlikeye düştü.
Ancak bu sınırda kontrol konmazsa bunun alternatifinin İngiltere ile onun egemenliği altındaki Kuzey İrlanda özerk bölgesi arasındaki deniz sınırında kontrol yapılması olacağından bu da bölgede birlikten yana olanların şiddetli itirazlarıyla karşılaşıyor. Bu durumun Kuzey İrlanda'nın fiilen Birleşik Krallık'tan ayrılması anlamına geleceğini düşünüyorlar.
Bu konunun kurala bağlanması Brexit sürecinin daha da gecikmemesi için ertelenmiş ve bir protokolla geçici olarak sınırı kapatmayacak ve bazı malların İngiltere'den Kuzey İrlanda limanlarına girişinde denetlenmesini içeren bir ara çözümle düzenlenmişti.
Brexit yani AB pazarından kopmak, İngiltere'ye kendi ticaret anlaşmalarını yapabilme fırsatı verdi. İngiltere'nin bu noktada en büyük umudu da, ticaret hacminin altıda birini oluşturan ABD'ydi.
Fakat Biden yönetiminin ticaret müzakerelerini yeniden başlatma konusunda hiç de acelesi olmadığının işaretlerini vermesi üzerine İngiltere hükümeti aylardır alternatifler üzerinde çalışmaktaydı.
USMCA yani ABD, Kanada ve Meksika arasında varolan ticaret anlaşmasına katılmak İngiltere'ye, Kuzey Amerika ekonomileriyle ticaretinde özellikle bazı mallarda ve dijital alışverişte faydalar sağlayabilir.
Fakat bu anlaşmanın, İngiltere'nin, ABD ile ticaret söz konusu olduğunda en güçlü olduğu alanda yani hizmet sektörüne etkisi sınırlı.
İktisatçılar USMCA'ya katılmanın İngiltere'nin gayri safi milli hasılasına getireceği katkının çok sınırlı, belki de binde birden bile az olacağını söylüyorlar.
Ayrıca ABD anlaşmaya dahil etme karşılığında şu anda zaten varolan ve zorluk oluşturan bir koşulu öne sürebilir: Gıda ve tarım ürünleri standartlarında değişiklik. ABD Başkanı Joe Biden önceliğinin Amerikan işçilerini ve çiftçilerini korumak olduğunu çok açık ifade ediyor.
Biden ayrıca iç siyasetin en önemli önceliği olduğunu da açıkça gösterdi. İngiltere'nin USMCA'ya katılmasını kabul etmeye istekli olsa bile "Kuyruğun arkasına geç" diyerek, başka ülkeler gibi başvuru yapması gerektiğini ve başvurunun zamanı gelince değerlendirmeye alınacağını söyleyebilir.