Antalya'da başlayan G-20 zirvesinde, Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker ve AB Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, burada yaptığı konuşmada Paris'te yapılan saldırıyı değerlendirerek, şöyle konuştu:
"Paris'te yapılan saldırılar sadece Fransa'ya bir saldırılar değil, bütün evrensel değerlere yapılmış bir saldırılardır. Bu olaylara ilişkin yapılan açıklamada, Avrupa'nın açık sınırları olan bir kıta olmasından dolayı olduğu söylendi. Ama ben buna inanmıyorum. Saldırının mültecilerden kaynaklandığını düşünmüyorum. Saldırıyı yapanlar tam olarak mültecilerin kaçtığı insanlar. Genel anlamda AB politikasını ve mülteci politikasını gözden geçirmeye kesinlikle gerek yok. 122 kişiden her birinin birer mülteci konumunda olduğunu düşünün dünyada. Bu global bir sorundur. Bu küresel sorun bizim küresel bir cevap vermemizi zorunlu kılıyor. Bu krizlerin, böyle dramatik zamanlarda olması bizi üzüyor."
'BU ARTIK HERHANGİ BİR ZİRVE OLAMAZ'
AB Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da Paris saldırılarını değerlendirerek şunları söyledi:
"Paris'teki saldırılar hepimizi şok etti. Bu artık herhangi bir zirve olamaz. Dayanışmamızı ifade ettik ama sözler kifayetsiz kalıyor, beraber eyleme geçmemiz gerekir. Bizlerinde terörle mücadelede tam kararlılıkla ilerleyeceğimizi söylememiz gerekir. G-20'de özel bir sorumluluğa sahibiz. Bizim için terör finansmanının ele alınacağı daha güzel bir platform yoktur. Terör örgütleri, ne faaliyet yapabilerler ne planlama geçebilrler eğer farklı ülkelerin finansal desteğini almazlarsa. Bilgi alışverişi yaparsak, bu konuda önemli bir adım da atmış oluyoruz. Terörle mücadele sadece finansal kaynakların durdurulmasıyla son bulmayacaktır ama bu da çok önemli. Bu ılımlı Suriye muhalefeti yapmadı bu saldırıları, IŞİD üslendi. G-20'de bütün liderlere IŞİD'e odaklanmalarını söyleyeceğim. G-20'nin liderleri özgür dünyanın liderleridir. Bu artık küresel bir sorun, küresel bir çözümle gelmemiz gerekir. Burada kökte yatan sorunları da ele alacağız. Dayanışma bütün alınan kararların temelinde olmalı."
'DIŞ SINIRLARDA YETERİNCE KONTROL YAPILMIYOR'
Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, "Paris'te yapılan saldırılarıda bir teröristin Yunanistan adalarından geçtiği söylendi. Sizce Schengen'i durdurmak yardımcı olabilir mi böyle eylemleri engellemeye?" şeklindeki bir soruya, "Schengen tehlikede, bu son olan olaylardan dolayı değil. Ama dış sınırlarda yeterince kontrol yapılmıyor. Sanırım bahsettiğiniz kişi bir mülteci yada sığınmacı olarak kategorize edilmişti. Suç unsurları taşıyan işleri yapanlarla sığınmacıları karıştırmayalım. Bu sığınmacıların kapımıza gelmek için yeterli sebepleri var. Bu korkunç olaylardan kaçmak için ülkemize gelenleri, korkunç olayları yapanlarla karıştırmayalım. AB'de alınan önlemler Schengen'e uygun olarak yapılıyor" diye yanıt verdi.
'RUSYA, DAHA FAZLA IŞİD'E ODAKLANMALI'
"Rusya ve AB aralarındaki konuları çözebilecekler mi?" şeklindeki bir soruya yanıt veren AB Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk şunları söyledi:
"Ortak amacımız bu olmalı. AB ile Rusya arasındaki işbirliği temel nitelikte bir işbirliğidir. Burada iyi niyete de ihtiyacımız var. Rusya'nın Suriye'de yaptığı eylemlere bakarsak, daha fazla IŞİD'e odaklanmasını istiyoruz. Ilımlı Suriye muhalefete karşı olmaması gerekiyor. Böyle olursa yeni bir mülteci akımına karşı karşıya kalabiliriz. Böyle sinyallerde alıyoruz."
Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker, Paris saldırılarından sonra Polonya ve Slovakya liderlerinin mülteci karşıtı açıklamalarını eleştirerek şunları kaydetti:
"Bir grup insan terörden kaçarak bize geliyorlar, bunlar mültecidir. Burada mülteci gündemini değiştirmeye çalışan liderlere şunu söylüyorum; lütfen ciddi olalım, birazcık düşünelim. Bunu tartışmaya fırsatımız olmadan Polonya liderinin böyle bir karar alması doğru değil. Burada bir zorluk var ama genel yaklaşımımızın değişmesi anlamına gelmiyor."
'ERDOĞAN'LA ÖZEL BİR ZİRVE GERÇEKLEŞTİRİLECEK'
Juncker, "AB açısından bakıldığında Yunanistan ve Türkiye arasındaki işbirliği sizi tatmin ediyor mu?" şeklindeki soruya verdiği yanıtta, Türkiye ile AB arasında Brüksel'de bir zirve daha yapılacağını söyledi. Juncker şöyle konuştu:
"Türk ortaklarımızla müzakereler yapıyoruz. Ve ortak eylem planını Türkiye ile görüştük. Sayın Erdoğan'la bir buluşmamız daha olacak. 15 Ekim'de bir görüşme olmuştu, geçen hafta da Ankara'da görüşüldü. Ama tekrar sayın Tusk, sayın Erdoğan'la biraraya gelip özel bir zirve gerçekleştirecek. AB ve Türkiye arasında, Brüksel'de özel bir zirve gerçekleşecek ve bütün bu konuşmalar nihai şeklini alacak." (DHA)
Schengen Antlaşması, Avrupa Topluluğu üyesi beş ülke arasında, sınır kapılarındaki polis ve gümrük kontrollerini bütünüyle ortadan kaldırmayı amaçlayan antlaşmadır.
Schengen nedir?
Schengen Anlaşması 14 Haziran 1985 tarihinde beş Avrupa ülkesi arasında imzalanmıştır. Bu ülkeler Fransa, Batı Almanya'yla Belçika, Hollanda ve Lüksemburg'tan oluşan üç Benelüks (Benelux) ülkesidir.
19 Haziran 1990'da imzalanan Schengen Anlaşmasını Uygulama Konvensiyonu ise anlaşmayı uygulamaya koymuştur. Bu anlaşmaların imzalanması Lüksemburg, Fransa ve Almanya'nın sınırlarının kesiştiği yer olan Lüksemburg'un Schengen adlı kasabasında yapılmıştır.
İkinci anlaşma ise Moselle Nehrinin ortasında Prenses Marie-Astrid isimli teknede imzalanmıştır. Ancak anlaşmanın yürürlüğe girmesi 26 Mart 1995 tarihine kadar uzamış ve bu zaman dilimi içinde Portekiz veİspanya da anlaşmaya ortak olmuşlardır.
Monako, Norveç ve İzlanda, Avrupa Birliği'ne üye olmamakla birlikte, bu anlaşmaya dahil olmuştur. Aynı şekilde, İsviçre de Aralık 2008'de Schengen Antlaşması kapsamına alınmıştır.
Lichtenstein'ın katılımı ise ileri bir tarihe ertelenmiştir. Liechtenstein, Avrupa Birliği ile Schengen ortaklık anlaşmasını 28 Şubat 2008 tarihinde imzalamıştır ve 1 Kasım 2009 tarihinde Schengen Alanına katılması planlananmıştır. Ancak onay için başlangıçta Liechtenstein'ın vergi kaçırma ile mücadelesinin yeterli olmadığı öngören İsveç ve Almanya'nın isteği üzerine bu plan ertelenmiştir. 7 Mart 2011 tarihinde AB Bakanlar Kurulunun protokolün onaylanmasına izin vermesinden sonra Liechtenstein'ın 2011 yılı sonu itibariyle Schengen bölgesine katılmasına karar verilmiştir. Liechtenstein 19 Aralık 2011 tarihinde Schengen Bölgesineresmen katılmıştır.
1997 yılına kadar Avrupa Birliği hukukundan ayrı ayrı olmasına rağmen bu tarihte yapılan Amsterdam Anlaşması ile topluluk hukukuna dahil olmuştur.
Schengen anlaşması ile oluşturulan Schengen bölgesi, şu anda 26 Avrupa ülkesi için de geçerli olup yaklaşık olarak 4.312.099 kilometrekarelik alanı kaplamaktadır.