Reyan Tuvi'nin Gezi Direnişi konulu belgeseli "Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek"in ulusal belgesel yarışma ön jürisi tarafından seçilmesine karşın 51. Antalya Altın Portakal Film Festivali komitesince yarışmaya alınmamasına tepkiler büyüyor.
Altın Portakal'ın çeşitli bölümlerinde görev alan 11 jüri üyesi yazılı bir açıklamayla kararı vahim olarak niteledi. Belmin Söylemez (Ulusal Yarışma, ana jüri), Can Candan (Ulusal Belgesel Film Yarışması, ana jüri başkanı), Ayla Kanbur (Ulusal Belgesel Film Yarışması, ana jüri), Zeynep Dadak (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, ana jüri), Belma Baş (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, ana jüri), Emre Akay (Ulusal Kısa Metraj Film Yarışması, ana jüri), Mehmet Açar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD jürisi), Evrim Kaya (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD jürisi), Kaya Özkaracalar (Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD jürisi) Fırat Yücel (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD jürisi) ve Metin Gönen'in (Uluslararası Uzun Metraj Film Yarışması, SİYAD üyesi) kaleme aldığı açıklamada filmin yarışma listesinden çıkarılmasının hiçbir şekilde kabul edilemez olduğu belirtiliyor.
Film kriminalize ediliyor
11 jüri üyesinin, festival yönetiminden açıklama beklediklerini vurguladıkları bildiride şu ifadeler yer alıyor: "Bir filmin Türk Ceza Kanunu gerekçe gösterilerek yarışmadan ihraç edilmesi ise festivalin kendini bir sanat kurumu değil, hukuki bir ceza mercii addederek hareket ettiğini gösterir. Halihazırda birçok festivalde gösterilmiş olan belgesel film, festival yönetiminin bu tutumuyla sadece yarışmadan çıkarılmış olmuyor, aynı zamanda söz konusu sanat eserini kriminalize etme anlamına geliyor. Bu, filmin ileride başka etkinliklerde seyirciyle buluşmasının önünü kesebilecek ya da belli bölümlerinin sansürlenmesine zemin hazırlayacak bir uygulama. İfade özgürlüğüne sahip çıkın Tüm bu nedenlerden, bu açıklamayı sadece filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması'na geri alınması için yapmıyoruz. Aynı zamanda festivalden, Reyan Tuvi'nin sanatsal ifade özgürlüğüne sahip çıkan bir açıklama bekliyoruz. Sanat eserlerinin suç unsuru olarak görülmesine davetiye çıkaran bu kararın geri alınmasını ve filmin Ulusal Belgesel Film Yarışması'nda, sanatçının kurguladığı özgün haliyle gösterilmesini talep ediyoruz. Ayrıca, festivalde jüri üyeliği yapmak üzere davet edilen bizlerin, bu uygulamanın ardından, karar irademizi güvence altında hissetmesi mümkün değil. Festival yönetiminden, film gösterimlerinin her türlü baskıdan muaf bir şekilde yapılacağını ve seçici kurulların kararlarının manipüle edilmeyeceğini garanti eden, tavizsiz bir açıklama bekliyoruz."
'Sansür utancı yaşamayalım'
Sansür tartışmaları sinema yazarları cephesinde de geniş yankı buldu. 51. Altın Portakal'ın festival komitesinde de görev alan Alin Taşçıyan başkanlığındaki SİYAD'ın konuya ilişkin resmi açıklamasının sansüre yeterince tepki göstermediğini düşünen 70 SİYAD üyesi ayrı bir açıklama yaparak sansüre sert tepki gösterdi.
Aralarında Mehmet Açar, Sungu Çapan, Tunca Arslan, Atilla Dorsay, Ceylan Özçelik, Vecdi Sayar, Necati Sönmez, Alper Turgut, Ali Ulvi Uyanık, Uğur Vardan ve Fırat Yücel'in de bulunduğu 70 SİYAD üyesinin imzaladığı sansür açıklaması şöyle: "Aşağıda imzası bulunan Sinema Yazarları Derneği-SİYAD üyeleri olarak, sinemamızın 100 yaşına bastığı, en köklü film festivalimiz Altın Portakal'ın 51 yılı geride bıraktığı koşullarda, sansür denilen çağdışı uygulamayı protesto ettiğimizi kamuoyuna duyuruyoruz. Reyan Tuvi'nin 'Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek' adını taşıyan, Altın Portakal Film Festivali'nin üç kişilik ön jürisinin değerlendirmesinden ve onayından geçmiş belgeselinin, festival programının dışında bırakılmasını kabul edilemez buluyor, sorunun çözümü için tüm sinema kamuoyunun ortak hareket etmesi gerektiğine inanıyoruz. Sinema yazarları olarak ilk yılından itibaren çeşitli boyutlarda destek verdiğimiz ve katkıda bulunduğumuz Altın Portakal'ın 35 yıl aradan sonra bir kez daha sansür utancı yaşamamasını diliyor, festival yönetimini bu karardan vazgeçmeye çağırıyoruz."
'Üzülerek okuduk'
"51. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde bir belgesel filmin sansür edildiğine dair ön jüri ve yönetmeninin açıklamasıyla, festivalin sansür uygulamadığına dair açıklamasını üzülerek okuduk. Fikir ve sanat eserlerinin özgürce sergilenmesinden yana olduğumuzun altını bu vesileyle bir kez daha çizmek isteriz. Film festivallerinin insan haklarına ve özgür ifadeye saygılı platformlar olarak kurumsallaşması önem taşımaktadır."